ZAMAN ÜZERİNE BEYİN YAKAN SORULARIMA MUCAHİT’TEN CEVAPLAR

08/07/2023

AKAY HOCA: Evren’in yaradılışı Büyük Patlama (Bing Bang) ile başlamıştır. Bu patlama ile zaman oluşmuş, entropi sıcaktan soğuğa, düzenden düzensizliğe hızla gitmektedir. Evrenin bu genişlemesi, kütle çekiminin gücüne göre bir zaman sonra (milyarlarca yıl sonra) durup tersine geri dönecektir (Big Crash / Büyük Çöküş). Bu noktada zaman yok olmayıp doğası gereği madde ile birlikte tersine akacaktır. Bu durumda ölüler dirilip, uzay çağından ilkel çağlara gidiş mi yaşanır. Yaşanırsa ilkel dinlerin insanların yeniden yaratılacağı düşüncesi hayat bulmuş olmaz mı?

MÜCAHİT( ÖZDEN HUN): Değerli Hocam, güzel bir soru için teşekkür ediyorum. Big Bang teorisi artık genel kabul görmüştür. Yapılan son deneyler de bunu kanıtlayacak bulgulara ulaşmamızı sağlamıştır. Genişleyen evrenin sonu ne olacak sorusu, bazı bilim insanlarının Big Crash teorisini ileri sürmelerine neden olmuştur. (Şu an, ‘Big Crash’ ifadesi yerine ‘Big Crunch’ ifadesi kullanılmaktadır). Big Crunch teorisine göre, sizin ifade ettiğiniz gibi evren tekrar küçülerek ilk haline gelecektir. Sizin sorunuz, sıfır noktasına doğru bu geri çekilme anında acaba insanoğlunun da bu tersine gelişim nedeniyle yaşamış olduğu “geçmiş” tekrar canlanacak mı yani bir anlamda “reenkarnasyon” durumu yaşanacak mı?

Evrenin geleceği ile ilgili bilim insanlarının elindeki en önemli yasa, Termodinamik yasalarıdır. Şu anda bilim insanları Big Crunch teorisi yerine Heat Death (Isı Ölümü) teorisini ön plana çıkarmaktadırlar. Buna göre ileride bilinmeyen bir zamanda evrenin her noktasında sıcaklık eşit olacak, “entropy (ısı değişimi)” sıfırlanacak, Isı Ölümü yaşanacak, ısı eşitliği sağlandığından termodinamik yasaları da işlemeyecek, evren bu haliyle “buzluğa konmuş” bir halde, hiçbir değişimin olmadığı bir yapıya bürünecektir.

AKAY HOCA: Madde enerjinin değişik görünümleridir. Yoktan var, vardan yok edilemediğine göre ÖLÜM de bir anlamda ÖLÜMSÜZLÜK değil midir?

MÜCAHİT:  Bu görüş bilim dünyasında genel kabul görmüştür. “Ölüm” ve “ölümsüzlük” arasında felsefe dünyasında tartışmalar devam ede gelsin, fizikçiler için her ikisi birbirine eşit birbirinin var oluş nedenidir. Sorun şurada: Evrendeki her bütünsel yapı (atom, molekül, hücre, organ, insan, hayvan, bitki vb) ulaşmış olduğu bütünsel yapıyı korumaya yönelik bir eğilim gösterir, bu yapının bozulmasının ya da sonunun gelmesini istemez. Felsefe de işte tam bu noktada devreye girmekte, “ölüm” hatırlatması yaparak bütünsel yapıların (atom, molekül, hücre, insan vb) yok olacağını söyleyerek bir anlamda “çığırtkanlık” yapmaktadır.

AKAY HOCA: Einstein, evrende IŞIK HIZI sabitinin aşılmazlığını ön görür. Teorik olsa bile takyon (tachyon) saniyede bir milyar km hızla gitmektedir. Bu durumda ışık hızı 3 kat aşılmış oluyor. Bu takyonların gerçekliği nedir. Daniken’in Duruşmasında bilim adamlarına verdiği cevapla onları bile şaşırtmıştı.

MÜCAHİT: Tachyon parçacıklarının var olduğu 1967’li yıllarda varsayımsal olarak ileri sürülmüştür. Bu parçacıkların varlığı bugüne kadar henüz kanıtlanmış değildir. Işıktan daha hızlı bir parçacığın varlığı fiziğin temel ilkelerinden “Causality / Nedensellik” ilkesine aykırı gelmektedir. “Nedensellik” ilkesini basit bir şekilde şöyle tanımlayabiliriz: “Kendi büyük büyük dedeni öldürmek”.  Eğer “büyük büyük dedemizi” öldürürsek “biz” var olmayacağız paradoksu Nedensellik ilkesinin temelidir.

AKAY HOCA: Matematikte onlu sayılar kullanılmaktadır. Bunu anlamak kolay. İnsanoğlu elinin parmakları ile sayıları ifade ettiği için ONLU sistem ortaya çıkmıştır. 2×2 = 4 bu sistemde böyledir. Bu dijital sistemde ya da altılı sistemde farklılık gösterir. Ama ben bu dijital sistemin rakamları yazışını bir türlü sökemiyorum. Örneğin, 0 1 veya 101 filan gibi.

MÜCAHİT:  Binary sistem yani 0 ve 1 olmasaydı bilgisayarı icat etmek mümkün olmayacaktı. Şu anda bilgisayarlardaki tüm bilgiler sonuçta 0 ve 1 sayılarının kombinezonundan başka bir şey değildir. Matematik ilerledikçe onlu sayı sistemi yerine diğer sayı sistemleri de kullanıma girmiştir. İsterseniz sadece onlu, dörtlü ve ikili sistemleri ele alarak bir deneme yapalım:

Onlu sistem: 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 (Gördüğünüz gibi on farklı rakam var. On farklı rakamı kullanarak sonsuza kadar bütün sayıları yazabiliriz.)

Dörtlü sistem: 0,1,2,3  (dörtlü sistemde sadece bu dört rakamı kullanarak sonsuza kadar bütün sayıları yazabiliriz:

Onlu sistem:          0,  1,  2,  3,  4,  5,  6,  7,  8,  9,  10,  11,  12,  13,  14, 15 (İtalik sayılar bir önceki rakamların tekrarıdırlar)

Onlu sistemdeki bu sayıları acaba dörtlü sistemde nasıl yazacağız (yani sadece 0, 1, 2, 3 rakamlarını kullanacağız)

Aşağıda dörtlü sistemle yani sadece 0,1,2,3 rakamlarını kullanarak sonsuza kadar sayıları nasıl üretebileceğimizi gösteriyor ayrıca parantez içinde bunların onlu sistemdeki değerlerini veriyorum.

Dörtlü sistem: 0 (0), 1 (1), 2 (2), 3 (3), 10 (4), 11 (5), 12 (6), 13 (7), 20 (8), 21 (9), 22 (10), 23 (11), 30 (12), 31 (13) ,32 (14) ,33 (15), 100 (16), 101 (17), 111 (18), 120 (19)

Aşağıda ise iki (binary) sistemle yani sadece 0 ve 1 rakamlarını kullanarak sonsuza kadar sayıları nasıl üretebileceğimizi gösteriyor ayrıca parantez içinde bunların onlu sistemdeki değerlerini veriyorum. Bu örnekte sadece 10’a kadar sayı üreteceğim için (0000) ile başlıyorum, büyük sayı ürettikçe önüne bir sıfır eklemek gerekecektir örneğin, 0000, 00000, 0000000 vb. Parantez içinde onlu sistemdeki karşılığı yazılıdır.

0000 (0), 0001 (1), 0010 (2), 0100 (3), 1000 (4), 1001 (5), 1010 (6), 1100 (7), 1101 (8), 1110 (9), 1111 (10)

Hocam, ümit ederim yardımcı olabildim. Saygılarımla

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir