25/07/2020

UZLAŞMAZ  ÇELİŞKİLER

Siyasiler “birlik beraberlik” mesajları veredursun, ülkede sınıflar-kesimler arasındaki çelişkiler keskinleşiyor, uzlaşmaz nitelik kazanıyor.

Ayasofyada namaz kılmayı büyük bir mutluluk sayan dinci ile ibadethanelerin o yapının asıl inanç sahiplerine ait olması gerektiğini düşünen laik yurttaşın ara bir yerde uzlaşmaları beklenemez.

İşçi ile işveren arasında çıkar zıtlığı vardır; İşverenin vazgeçemediği kâr hırsı işçinin emeğinin sömürüsü üzerine kuruludur.  Kapitalist düzen içinde işverenden emeğin karşılığını vermesini beklemek sistemin mantığına aykırıdır.

Üretici bütün yıl tarlada çalışır, ürün için masraf yapar, gecesi gündüzü yoktur.  Ürün pazara çıktığında; üreticiden yok pahasına-diyelim 1TL- alınan ürünün marketteki fiyatı 8-10 katıdır.  Üretim ilişkilerden kaynaklanan emek sömürüsünü hiç bir iktidar durduramadı.

Yönetim erkinde yaşanan yolsuzluklar, haksızlıklar, partizanlık vb gibi olgular, yasaklar nedeniyle açıklanamaz.  Gerçekleri açıklama özgürlüğü ile iktidarın yasakları arasında katı uzlaşmazlık vardır.

Siyasi iktidarca uygulanan ve dozu giderek dayanılmaz olan dolaylı ve dolaysız vergiler kaçıınılmazdır.  Yanısıra beyaz yakalılara ve emeklilere ödenenler değişik uygulamalarla azaltılmaktadır.  İsraf ekonomisi ve dışa bağımlılığın yarattığı bütçe açığını kapatmanın yoludur, yapılanlar.  Ekonomik model ile maaşlar arasında uzlaşmaz karşıtlık sürmektedir.

Gerek iktidar, gerekse muhalefet partileri kapitalist sistem içinde çıkışın olmadığını kitlelere söylemezler; dahası pembe tablolar çizerler.  Yönetilenlerde-kısa süreli de olsa- iyimser algı yaratmak onlar için geleneksel ve de geçerli çözümdür.  Yönetilenlerle yönetenler arasında yaşananların uzlaşırlığı yoktur.

Bir Kürt için “4 parçanın birleşerek Kürdistan devletinin kurulması” vazgeçilmez bir düştür.  Türkçü açısından “vatanın bir karış toprağından vazgeçmek” söz konusu değildir.  Onlar arasında bu bağlamda oluşmuş çelişki uzlaşmazdır.

Ezici çoğunluk içinde “kişilik zaafiyeti” artmaktadır; kimse “olduğu gibi görünme” erdemini göstermemekte; iki yüzlü yaklaşımlar had safhadadır.  Yurttaşların gerçek karakterleri ile gösterdikleri davranışlar arasında derin çelişkiler yaşanmaktadır.

Bu denli derin ve yoğun çelişkiler içindeki ulus, nasıl “bir ve beraber” çağdaş uygarlık yolunda yürüyecektir?  Bu uzlaşmaz çelişkileri görüp de görmemezliğe gelmek; dahası iyimser tavırlar takınmak çelişkinin en onulmazıdır.

0 Paylaşımlar

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir