Değerli Okuyucular:
Günümüzün hızla değişen küresel manzarasında, dünya genelinde evlerde aynı anda iki kontrastlı görüntü  ekranları süslüyor: Bir yandan savaşın acımasız gerçekleri, diğer yandan futbolun coşku dolu gösterileri.

Şubat 2022’den beri devam eden Rusya-Ukrayna savaşı ve 7 Ekim 2023’te Hamas’ın İsrail’e saldırısıyla başlayan İsrail-Filistin savaşı artan bir tempoda devam ediyor. Birleşmiş Milletlerin müdahalesiyle olayların yavaşlayacağı belki de bir barışın gündeme gelebileceği ümit edilirken savaşlara dahil olanların sayısı her gün artmakta, insanlık nükleer bir felakete sürüklenmektedir. İran’ın füze saldırısıyla, “Nükleere Beş Kala” senaryosu gerçeğe her zamankinden çok daha yaklaştı.

İran’ın İsrail’e gönderdiği füzeler

Orta Doğu ve Doğu Avrupa’da, gökyüzünde füzeler iz bırakırken, başka yerlerde taraftarlar, sevdikleri takımları desteklemek için yeşil sahalara hücum ediyor, sahalar ve sokaklar taraftarların histerik tezahüratlarıyla inliyor. Bu ikilem, insanlığın varoluş serüvenini, bir anlamda trajik-komik bir tarzda özetliyor.

Halbuki, Ukrayna ve Ortadoğu’da devam eden çatışmalar haber niteliğinden öte bir değer taşımalı, her insanı birincil derece ilgilendirmelidir. Rusya’nın aralıksız saldırıları nedeniyle şehirlerin savaş alanına döndüğü Ukrayna’da, yüzbinlerce ölü ve yaralının yanı sıra milyonlarcası da yurdunu terk etmek zorunda kaldı, hayatlar parçalandı. Öte yandan, İsrail ve Filistin arasında devam eden savaş, on binlerce sivilin öldüğü ve tüm bölgenin etkilendiği uzun, kahredici ve acı dolu bir tempoda devam ediyor.

Gazze ve Ukrayna’da siviller

İnsanlık, bir yandan ölüm-yaşam, birlikte var olma-birlikte yok olma ikilemine kenetlenmişken, diğer yandan da kendisini UEFA Şampiyonlar Ligi, ulusal ve yerel liglerin heyecanına kaptırmış durumdadır. Ne tezat!

TV’nin bir kanalında, ölümler, evlerini terk etmek zorunda kalan aileler, yıkımlar görüntüleniyor; başka bir kanalda, dünyanın acımasız gerçeklerine sırtını dönmüş futbol taraftarlarının kutlama şölenleri caddeleri doldurmakta, sevinç çığlıkları gökyüzüne yükselmekte…

Bu ikilem, kolektif bilincimiz hakkında önemli soruları gündeme getiriyor: Nasıl oluyor da savaşın korkunç dehşetinden sıyrılıp, bir golün heyecanına gamsız-dertsiz bir şekilde geçebiliyoruz? Acaba bu durum, psikolojik bir savunma mekanizması mı? İnsanoğlunun çaresiz kaldığı bir durumla başa çıkma yöntemi mi? Dünya dertlerinden geçici bir kaçış mı yoksa daha derin bir ilgisizlik belirtisi mi?

1994’te Dünya Futbol Kupası ABD’de oynandı. Nijerya, Kamerun ve Fas, Afrika’yı temsil eden takımlardı. Nijerya ilk kez Dünya Kupasına katılıyordu. O yıllar Nijerya’da yıllardır devam eden kanlı bir İç Savaş vardı. Çok ilginçtir, İç Savaşı yürüten taraflar 1994 Dünya Kupası sırasında, “Ateşkes” ilan ettiler, böylece taraftarlarının milli takımı izlemelerine olanak tanıdılar. Yani spor, savaşa üstünlük sağladı, elbette geçici olarak.

Özellikle, Dünya Kupası’nda forma giyen en yaşlı futbolcu olarak tarihe geçen 42 yaşındaki Kamerunlu Roger Milla’nın her gölü Afrika’da büyük bir heyecan yaratıyordu. Savaşlar ve çatışmalar birkaç günlüğüne de olsa unutuluyor, kitleler ortak bir ruhta birleşiyordu.

Roger Milla attığı gollerle Afrika’da açlığı, sefaleti ve savaşları birkaç günlüğüne unutturabildi

Dünya kupasından hemen sonra Nijerya’da taraflar, İç Savaşa kaldıkları yerden devam ettiler.

Önümüzde 2024 Avrupa Futbol şampiyonası var. 14 Haziran-14 Temmuz tarihleri arasında Almanya’da oynanacak maçlar sırasında insanlık savaşların acımasız görüntülerinden uzaklaşmak için ekran başına oturacak, kısa bir süreliğine de olsa barış (!) umuduna sarılacak, ancak biliyoruz ki daha sonra savaşlar aynı tempoda yıkıma ve tehdide devam edecektir.

Dünyada olup bitenle ilgilenmek, bilinçli olmayı ve farkındalığı gerektirir. Takımlar için tezahürat yaparken, savaşların ve çatışmaların pençesinde kalanları da hatırlamalı, onlar için sesimizi yükseltmeli ve çabalarımızı birleştirmeliyiz.

Unutmayalım, insanlık için en büyük zafer, yeşil sahalardaki gollerde teselli aramak değil, devam eden savaşları sonlandıracak kalıcı bir barış ve anlayıştan geçer.

 

0 Paylaşımlar

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir