12/08/2020

MECİT HUN-CHP

            Iğdır Tarihini serial yazılar ile anlatan ve tarihe not düşen ve bunu belgeler ile bilimsel bir yaklaşım ile akademik çalışma ile ortaya koyan Mücahit Özden Hun, Mecit Hun’u anlatırken yer yer duygusallaşıyor.Bu duygu inceliği yazının özüne ve bilimselliğine halel getirmiyor.Ve fakat babasını anlatan bir oğul olarak da bu ruhsal nezihlik ve sitem satırlarda yer yer görülüyor.

            Iğdırlılar’ın Mecit Hun’un kariyerini, ciddiyetini,insanlığını Iğdır sevgisini,demokratlığını çağdaşlığını görmezden geldiğini ve hele basın-matbuat erbabının adeta yok saydığını veya haksız, yersiz iftira ve çirkin saldırılarda bulunduğunu üzüntüyle belirtiyor..

            Ve kendisinin babasını, çok geç tanıdığını,onun sistematik çalışmasını,gazete yazılarını notlarını …zamanında değerlendiremediğini hayıflanarak dile getiriyor.

            Öyle oluyor.

            Ben de babamın notlarını,kitaplarını ne yaptığımı dahi bilmiyorum.

            Benim bu günkü bakış açımla Mecit Hun kimdir.Nasıldır.

            Iğdır’ın birinci kuşağı diyebileceğimiz muhterem kimseler ile yapılan söyleşiler ve anlatılar var.Yaşıtlarımlarla da var.Bu nedenle gönül rahatlığı ile ben de düşüncelerimi yazabilirim.

            Babamın Iğdırlı Tur yazıhanesinin önünde tezgahı vardı. Kaymak satardı. Bu nedenle de lakabı Kaymakçı Asker’dir.Hemen yanında Esat’ın Kahvesi vardı.Müşteriler kaymağı babamdan alır kahvaltısını ise kahvede yapardı.

            Mecit Hun,Aziz Güney,Resul Mızrak, Paşa Turan, Cihangir Turan gibi mümtaz şahsiyetler kahvaltılarını yapar ve  günün siyasi olaylarını veya okudukları makaleleri tartışır sohbet ederlerdi.

            Cumhuriyet Gazetesi-Akis-Akbaba gibi o günün en popüler yayınları sohbetlerinin merkezini teşkil ederdi.

            Mecit Hun o sohbetlerde kendini hemen gösterirdi. Fiziğinin tam tersine, ince ruhu,mülayimliği,sakinliği ile değerlendirmelerde bulunur ve karşıdakini ikna ederdi.

            Bende onları ilgi ile dinlerdim.

            Gün geldi fakülteli olduk. Solcu olduk.Siyasal eylemlerde ön planda olduk. Ardından 12 Mart Darbesi ve hapis. Öğretmenlikten ihraç.

            Karanlık günlerdi.Korku dolu aylardı.Ama yürekli insanlarda vardı.Mecit hun gibi.

            Benim göreve dönebilmem için bir çok girişimi oldu. Özellikle Sırrı Atalay’a oğlu Atila ile gitmemizi sağladı.Kendisi ise İnönü’ye karşı Ecevit’i destekleyen, çağdaş, yenilikçi,halkçı ve sosyal demokrat(Ortanın Solu) kadrosunda yer almıştı.

            Hani şimdi siyasiler her olumsuzluğu Ce Ha Pe ye yüklerler ya. Oysa CHP hemen hiç iktidar olmamıştır ki.Seçim kazanmıştır.Birkaç aylığına hükümeti kurmuş ardından milletvekili transferleri ile iktidardan uzaklaşmıştır.

            1978-1979 yılında Ecevit hükümeti kurdu.Iğdır CHP İl Başkanı Mecit Hun. Bense Bitlis’te öğretmenim. Sağ-sol olayları tırmanışta.Hükümet-devlet ahtapot Gladio’nun kolları arasında can çekişiyor.

            Iğdır’a tayinimi istedim.Bir okula müdür olmak arzumu Mecit Hun’a parti binasında söyledim.Pek olumlu ve sıcak baktı.Ama mevcut okullardan birine değil. Zira benim oraya atanabilmem için bir müdürün alınması gerekiyordu. Ki bu Mecit Hun’un dünya görüşüne, particilik anlayışına tersti. Kimsenin koltuğu ile,ekmeği ile,itibarı ile oynanmasına gönlü asla razı olmazdı.Hem herkes de, devletin memuru görevini yapacak-yapıyor anlayışı hakimdi.

            Yaycı İlköğretim Okulunun kurucu müdürlüğüne valilikce atamam yapıldı.

            Mecit Hun asla ve kata ırkçılık, mezhepçilik, ayrımcılık yapmadı. Esasen böyle kavramlar o yıllarda yoktu. Mecit Hun ise bu tür süfli duygulardan münezzeh kâmil bir insandı.

            Konuyu daha iyi anlatabilmek adına CHP nin iktidar olduğu o altı aylık devrede Iğdır’daki bürokrasisindeki isimleri hatırladığım kadarıyla yazıyorum.

            Iğdır Ortaokulu Müdürü                              Emir Atasoy

            Iğdır Lisesi Müdürü                                     Raif Özcan

            Endüstri Meslek Lisesi Müdürü     Yakup Eğrice

            İlçe Tarım Müdürü                                       İslam Develi

            Hastane Başhekimi                                      İsmail Sonbahar

            Kaymakamlık Yazı İşleri Müdürü   Bahtiyar Sonyol

            Tapu Sicil Müdürü                           İsa Topaloğlu

            Kadastro Müdürü                                         Nurettin Delibalta

            Mal Müdürü                                     Atila Yardım

            Sağlıkocağı BaşTb.                                       Fatih Bey

            Özel İdare Müdürü                                      Oktay Zengi-Nevruzali Çarman

            Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı               Zöhrap Makinist

            Esnaf Kefalet Başkanı                                 Yakup Tuncer

            Bu isimlerden iki okul müdürünü çıkın.Geri kalan hepsi sağ tandanslı kişiler.Ve hemen hepsi Türk.İçlerinde bir tane bile Kürt yoktur.O iki okula da milliyetçi-sağcı kesimden talep olmadığından okul solcuların boynunda kalkmıştır.

            Bir de şimdiki partizanlığa, adam kayırmacılığa bakın.18 yıldır AKP iktidarda.Iğdır parti yönetimi her değiştiğinde bürokraside alt üst oluyor.Partinin atadığını parti yönetimi her değiştiğinde değiştiriyor.Kendi adamını yerleştiriyor.

            Şimdikiler güya okumuşlar.Fakülte mezunudurlar.Bilgi iletişim çağındayız. Ama o dönem yönetimin adaletinden devlet anlayışından insanlığından…fersah fersah uzaktayız.

            1980 darbesinden sonra siyasette arka plana çekilmiştir Mecit Hun.Ama olanca ağırlığı ve etkinliği ise sürmektedir.

            1984 Yerel seçimlere gidilecek.CHP’den İslam Develi ve İlhan zor adaylar. Mecit Hun tarafsız kalmayı tercih etti.Çünkü bu iki aday kayın- eniştelerdi :Hem de karşılıklı olarak.Her ikisinin de eşlerinin adı Fatma.

            İlhan Zor aday oldu.İslam Develi her zamanki muzipliği ile O’nun Fatma’sı benim Fatma’dan güçlü çıktı ve kocasını aday gösterdi, dediydi.

            Oğlu Atila Hun 1991 yılında Sosyal Demokrat Halkçı Parti’den ancak liste beşe girebildi.Ama o yıllarda tercihli sistem vardı.Ve Atila Hun tercihten birinci olarak seçildi.Yani parti Mecit Hun’a bir anlamda vefasızlık yapmıştı ama seçmen, delegenin bu tarafgirliğini sandıkta çözmüş ve bir hakkın iadesini sağlamıştı.Iğdırlı olsun diğer ilçeler olsun bu okumuş ve babasının oğlu olan O’nun gibi dürüst, çalışkan, aydın ve ırkçılık asla yapmayan bir şahsiyete her kesim oy verdi.

            O seçimlerde ben sandık başkanıydım.Nuri Alagöz de eniştem olur.O da aday Ve benim görevli olduğum sandıktan bir oy dahi çıkmadı.Bölgenin Azerileri de Atila Hun’a oy verdiler.Ben dahil.

            Atila Hun bir dönem milletvekilliği yaptı.Ve ardından kabuğuna çekildi.Öyle zırt pırt aday olup ne kendini ne ailenin itibarını gölgelemedi.Oysa şimdikiler pek hevesliler kartvizitlerine aday adayı yazdırmaya.

            Mecit Hun yaptıklarıyla,dünya görüşüyle,siyasete getirdiği kalite ile Iğdır tarihine altın sayfalar ile yazılmıştır. O’nun kalite ve değerini,bulunmazlığını,bilgeliğini şimdi çok daha iyi anlıyor ve arıyoruz.

            Işıklar içinde ve huzur dolu olarak uyuyordur.

            Her geçen yıl O’nun ne bulunmaz bir kimlik olduğunu gösteriyor.

            Ve çocuklarına bundan daha güzel bir miras ne olabilir ki.

0 Paylaşımlar

 

Benzer Haberler

1 Yorum


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir