01/01/2021

Çok uzak ülkelerin fethinden geldik, Bilemezsin ne kadar yorgunuz. Bir kış günü huz’runu özledik hep, Sonsuz yangınlar yiyen dağlanmış ormanlar gibi yüreğimiz.


Bir maviliğe kayar, Kapandı kapanacak gözlerimiz.

Harlayan bir soba vardı düşümüzde, Kestaneler patlar, ışıklar köhne tarabaları yalarken. Çok uzaklarda bir ırmak akar,

Doldurur vadileri vahşi ulumalar, Korkmayın; bizim dağların kurtlarıdır onlar, ısırmaz…


Biz, kediler gibi uyuyacaktık.


Ne çabuk sıkıldık böyle: Zemheri, içimizde toz duman, Yeniden bahara açılan kapılar arar olduk.

Dört yanımız duvar ve kör kilitmiş oysa, En akıllı seçimlerimizdi sorarsan, Surlar ördük yüreğimize,

Anlamsız bir ömrü uzattıkça uzattık.


Kış yorgunuyum, bir kardan adamım artık. Sakallarım mavi bir buz, Büyür yalnızlığım, artar kimsesizliğimiz

Nasıl korkardık erimekten, bilmezsin; Erimekmiş kurtuluş, Yetmedi güneşimiz neylersin

Buzdan yaşamlara tutsak kaldık.


Çekilsin artık bulutlar ve kar, Bir eski evde kapılar gıcırdasın, Azıcık aralansın bahara, Uzun yağmurlarla yıkansın her yer.

Akın edecek güneşler peşinde değiliz artık, Bir minik kardelen doğsun yeter;

Arsız bir çıplaklıkta öylece donakaldık

0 Paylaşımlar

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir