IĞDIR’IN SORUNLARI ÜZERİNE

          Benim kısa yazacak kadar vaktim olmadığından uzun tutacağım

Baş sorun, ana sorun,temel sorun çoğu kez bir yana itilir ve ikincil –tali sorun ya da sorunlar ana sorun olarak karşımıza çıkar.

          Elbise, ev, araba, plazma, oturma grubu…bir sorun olarak görebilirsiniz. Ancak temel ihtiyaç, baş sorun, yemek içmek, uyumak ve barınmaktır. Temel fizyolojik ihtiyaçlar ile sosyal ihtiyaçları çoğu kez karıştırır ya da önemsemeyiz.

          Bir kent için içme suyu, kanalizasyon temel sorundur. Altyapıdır. Ama insanlarımız çöplerin toplanmasını baş sorun olarak ele alır.

          Bu  Nasretdin Hocanın, ben ölürsem büyük kıyamet, hanım ölürse küçük kıyamet yakıştırması gibi bir şeydir.

          Bir ülkenin evrensel hukuk yasalarına uygun anayasa hazırlaması sıradan yığınlar, vatandaşlar için çok önemsiz tali bir meseledir. Onun için temel sorun günlük yaşam ihtiyaçlarının giderilmesidir.

          Bana göre dünyanın en büyük sorunu doğayı tahrip edip ondan aldığımız yerine koymadan uyumsuz yaşamayı sürdürmektir.Masallarda ya da dinlerde mistik hikayelerde anlatılan eden bilinen adıyla cennet insanın doğayla tam uyum içinde yaşadığı o güzel ve mutlu dönemleri anlatır.

          Demek istemem şudur. Iğdır’ın ana, temel, baş sorunu çoğu kez karıştırılmış hemen hemen hiç dillendirilmemiştir. Bunun yerine günlük, tali ikincil sorunlar durmadan söylenegelmiş ve adeta baş sorun olarak topluma ve hatta yetkililerle sunulmuştur.

          İşsizlik, ulaşım, su, eğitim, sağlık, tarım, hayvancılık pazarlama, turizm , göç,nüfus artışı, siyaset, ırkçılık, trafik, ticaret, yönetim… ve daha onlarcasını sayabiliriz.

          Çöldesiniz. Çok susamışsınız. Alaattin’in lambasından cin çıkagelir.Ve size bir şey dileme hakkınız olduğunu söyler. O anda sizin temel sorununuz bir bardak soğuk sudur. Kravat ya da son moda elbise değildir.

          Bu bakış açısı ile Iğdır’ın temel, ana sorunu nedir.

Iğdır’da deniz  göl yok.

Petrol, altın,bakır,kömür madeni yok.

Orman yok.

Buna mukabil TOPRAK  ANA var. Bize hayat veren ve öldüğümüzde bizi bağrında yaşatacak ve yeni hayatlara can verecek bir güzel ova var.

Iğdır DSİ sulama, drenaj kanalları yapılıncaya kadar çorak, kurak verimsiz bir ova idi.Ve ancak dededen kalma toprak kanallar ile Aras’tan getirilen su ile ziraat yapılırdı.Bu da çok sınırlı idi.

          Şu andaki çimen tabir edilen sahada top oynar susardık. Yeri elimizle yarım metre kadar kazmadan su çıkar. Dinlendirir ve içerdik.Çünkü taban suyu çok yüksekti.Ve bu nedenle de kıraç ve çorak (şorak) olan bu dümdüz alüvyal ovada yeterli ekin dikin yapılamazdı.

          1956-57 yıllarında Iğdır’da DSİ tarafından tahliye, drenaj kanalları açıldı ve taban suyu düşürüldü. Ardından Iğdır DSİ 84.şube Başmühendisliği ihdas edildi. Ve ovanın Batı kısmına sulama kanalları açıldı. Böylece sulu ve gerçek bir tarım yapılmaya başlandı.

          Bu tarihlerden sonradır ki Iğdır’da Pancar, ayçiçeği, mısır,  gibi sanayi ürünleri  ekimi başladı. Kaysı, elma üretimi hızlandı. Sebze ekimi ise iç pazar-kapalı ekonomi den çıkıp dış pazarlara yöneldi. Üretim geometrik şekilde katlandı.

          Iğdır yüzeyinde suni bir göl oluştu. Hızlı ağaçlanma yapay bir orman görünümü verdi. İklim yumuşadı. Mutedil oldu.

          Ne var ki yıllar içerisinde göçler, çarpık yerleşme, aşırı nüfus artışı ve benzeri nedenler ile tahliye ve drenaj kanalları dolmaya başlandı. Birçoğu ise yerleşim alanları içerisinde kaldı.İşlevini yitirdi ve toprak ile dolduruldu.Bu ise ovanın ölme sürecine girmesi demekti.

          Şimdi Iğdır’ın taban suyu yükselmiş. Derin kök salan bitkiler ve pancar türü ekinler artık olmuyor. Randıman vermiyor. Nedeni ise tuzlu suyun yüzeye doğru yaklaşması yani yükselmesi.

          Bu top yekun olarak ovanın çoraklaşması başka bir deyişle ölmesi demektir. Eğer toprak ana ölürse yaşamını ona bağlı olarak sürdüren bizlerde öleceğiz.

          Yaşam alanımız olan toprağın, ovanın kurtarılması gerekmektedir.

          Bu nasıl mı olacaktır. Kanalların temizlenmesi v e taban suyunun düşürülmesi için yeni drenaj kanallarını açılması

          Iğdır’ın sistemli v e planlı bir biçimde yamaçlara taşınması ile olur.

IĞDIR’IN SORUNLARI

Yüksek taban suyu nedeniyle giderek tarımın gerilemesi

İşsizlik

Tarım ve Hayvancılık

Yetersiz üretim ve pazarlama eksikliği

Yatırım ve istihdam azlığı

Turizm

Eğitim

Sağlık

ÇÖZÜMLER

Tarım ve hayvancılıkta kredi kolaylığının sağlanması

Iğdır’dan ve il dışından yatırım yapacak işadamlarımıza her türlü destek ve kolaylığın sağlanması

Sınai tarımsal mal üretimi

Sebze ve meyvede erken üretim ile bunun komşu il ve devletlere pazarlanması

Atıl durumdaki sınır kapılarımız aktif hale getirilerek ticaretimizin canlandırılması

EĞİTİM

En kârlı ve en ucuz yatırım insana olan yatırımdır düsturundan hareketle

Okullarımızın sayı ve kalitesini artırmak

Öğretmen ve araç gereç olarak ihtiyaçlarını sağlamak

Lise çeşidini artırarak müzik, spor,güzel sanatlar gibi değişik dallarda okullar açmak

SOSYAL

Her alanda var olan birlikteliği geliştirmek, hayatın her alanında gördüğümüz kardeşliği pekiştirmek

Herhangi bir zümrenin, kesimin, sınıfın, etnik kökenin değil topyekun olarak Iğdır’a hizmet vermeleri için siyasilere baskı yapmak

SAĞLIK

Hastane sağlık ocağı, sağlıkevleri ve yatak kapasitesini artırmak

Doktor, hemşire, ebe ve sağlık personeli sayısını artırmak

Sağlık kuruluşlarımızın her türlü tıbbi araç ve gereçlerini modern cihazlar ile donatmak

MESAJLAR

Iğdır’ı bölge kenti yapmak

Ticarette Ekonomide Turizmde Iğdır

0 Paylaşımlar

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir