IĞDIR’A ADLİYE BİNASINDAN ÖNCE ONU YAPTIRACAK İRADE LAZIM

20/09/2019

Yeşil Iğdır’da “Iğdır’a Adliye Binası Lazım” başlıklı yazıyı okuduğumda acı acı güldüm.
Evet Iğdır’a adliye binası lazım. Hapisanenin oradan kalkması lazım. Valiliğin kalkması lazım. Belediye binasının kalkması lazım. Askerlik şubesinin kalkması lazım. Lazım oğlu lazım.
Ben bunları bir kaç yıl önce, serial bir biçimde ve gerekçelerle işledim. Herkes yazdıklarımdan hoşnut kaldı. Beğendi. Hak verdi ama iş uygulamaya gelince, topu birbirlerine ya da Ankara’ya attılar ve konular unutuldu gitti.
Nurettin Aras milletvekili idi. Vali ise Turgay Alpman. Bir konuşmamızda bu önerilerimi bir kaç cümle ile Valiye arz ettim. Pek sıcak baktı.
Baro Başkanı Av.Kurban Gül A protokole kahvaltı verdi. Beni de sırf bu konuları onlara anlatmam için davet etti.
Vali Turgay Alpman, Nurettin Aras, başsavcı, ağırceza reisi, Emniyet Müdürü, Jandarma alay komutanı ve ev sahibi baro başkanı kahvaltı ettik. Ardından Nurettin Aras milletvekili olarak konuya girdi ve benim gerekçeler ile düşüncelerimi anlatmamı istedi.
1-Valilik binası oradan kalkmalıdır. Zira o bina ihtiyaca cevap vermiyor. Zaten o bina hükumet konağı olarak yapıldı ama Iğdır Ermeniler’in Azerbaycan’a saldırması sonucu il yapılınca, bina vilayet konağı oldu. Zaman içerisinde iyice tıkış tıkış bir görünüme büründü. Diğer yandan ne güvenliği var. Ne de zarafeti. Trafiği de her vesile ile altüst etmesi cabası,
2-Belediye binası da ihtiyaca cevap vermiyor. Park yeri yok. Törenler acaip. Zira Atatürk Anıtı belediye bahçesinde bu gariplik de kalkmalı ve belediye binası daha geniş ferah bir yerde inşa edilmelidir.
3-Hapisane şehrin ortasında kalmış, Bir bina yapılarak şehir dışına taşınmalıdır.
4-Adliye binası son derece yetersiz. Savcı ve hakim odaları bülbül yuvasına benziyor. Memur odalarını nefes alınacak halde değil.Her şey üst üste. Dahası bohça bohça binalarda hizmet verilmeye çalışılıyor. İnfaz ve icra bir yerde. Asliye mahkemeleri bir başka yerde. Başsavcılık ve ağırceza ana binada. Koştur dur.
Iğdır’ın gelişmemiş semtlerine ama güvenlik ve ulaşımda dikkate alınarak bu binalar dağıtılarak yapılmalıdır….dedim. Pür dikkat beni dinlediler. Ve Adliye binası için yer arandı. Karayolları civarı ile Yaycı yolu üzerinde arsalar bulundu. Oraya dört dörtlük bir adliye binası yapılmasında mutabık kalındı.
Bunlardan yalnızca hapisane binası, havalimanı civarında yapılmaya başlandı. Valilik bir iki girişimde bulunarak yer aradı ama akim kaldı. Belediye ise bu konuda valiliği beklemeyi tercih etti. Bir alternatif de valilik binasına belediye taşınabilir düşüncesiydi.
Adliye binası için düşünülen ve tahsis edilen arsa için iyi sıhhatte olsunlar devreye girdi ve iptal ettiler. Nedeni ise oranın çok uzak olmasıymış.
Şimdiki adliye binası, Kılıçların orada, sanki pek yakın.
Sonracığıma hangi hakim savcı ya da memur yaya gidecek buralara. Hepsinin arabası var. Arabası olmayanda dolmuşla servisle gider. Vatandaş ise kimin umurunda, Onlarda bir biçimde giderler. Tıpkı emniyet müdürlüğüne hastaneye nasıl gidiyorlarsa.
Sığ ufuklu bürokratların engellemesi yüzünden proje iptal oldu. Hastane yanındaki yüksekokul binası adliyeye verildi. Bir sürü masraf ve tadilat yapılarak bir kısım mahkemeler ve memurlar buraya taşındı. Kocaman sınıflar oldu duruşma salonu. Havasız, asansörsüz, kalorifersiz bir bina oldu sana adliye ek binası. Ne savcılar ne hakimler ne de memurlar burada rahatlar. Oysa benim önerimde olduğu gibi yeniden ve biraz kentin dışında bir ADLİYE KAMPÜSÜ yapılabilirdi. Ama bunlar hapisane yapmayı ve fakat diğerlerini boşlamayı tercih ettiler.
Bakalım valilik, belediye ve askerlik şubesi binaları ne zaman uygun ve düzgün binalara taşınacaklar.
Bunu düşünecek bürokrat v e hayata geçirecek irade var mı?

NOT: Bu yazım dört yıl önce yazılmış. Önerilerimin bir kısmı hayata geçmiş. Hapisane ve Askerlik Şubeleri kaldırıldı ve park yapıldı. Yeni Belediye Binası da önerim doğrultusunda yapıldı. Kala kala geriye Adliye Binası kaldı. Bakalım ilgililer bu konuya el atacaklar mı? Türkiye’de Genel Bütçe’den en az ödenek Adliye ile Milli Eğitime ayrılır. Ama Diyanet’e birkaç bakanlığın ödeneği verilir. Yani insan faktörü hep geri plana atılır. Eğitim ve adaletin olmadığı yerde kalkınma da olmaz.

 

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir