GÖZDEN KAÇAN GERÇEK : Gündem ekonomi.

05/01/2022

İktidarıyla muhalefetiyle yediden yetmişe herkes son ekonomik gelişmeleri konuşuyor.  Döviz kurunun önlenemez yükselişi ardından bir gecede irtifa kaydetmesi, asgari ücretin yüzde 50 artırılması, bankadaki mevduatların Dolar kuruna bağlanması, yeni yılla birlikte gelen aşırı oranlarda zamlar,  emekli ve memura yapılan artışlar hakkında hararetli tartışmalar yaşanıyor, bir süre daha yaşanacak gibi gözüküyor.

Muhalefet ve sokaktaki yurttaş ekonominin çöktüğünü, verilen ücret ve maaş artışlarının şimdiden eridiğini, yakın gelecekte yüksek enflasyonun ülkeyi beklediğini belirtiyor.  Siyasi iktidar ise her zamanki dediğim dedik çaldığım düdük tavrıyla ekonominin sıkıntıları geride bıraktığını; yakın gelecekte dünya ekonomisi ölçeğinde ilk 10’a gireceğini, ekonomide bahar havası yaşandığını vurguluyor.

Çoğunluk siyasi iktidarın değerlendirmelerine gülüp geçiyor.  Haksız da değiller hani.  Ancak iktidarın ekonomi konusundaki iyimserliğini ezıcık deşeleyecek; farklı bir bakış açısıyla irdeleyecek olursak pek üstünde durulmayan önemli bir gerçekliği saptarız.

AKP iktidarında ezilen çoğunluğun yanında bir azınlık azımsanmayacak ekonomik kazanımlar edinmişlerdir.

“Ortak girişim gurubu” adı altında yükleniciler kesimi  dövize endeksli /hazine garantili ihalelerle dünyada eşi benzeri görülmemiş kapsamda kazanç sağlamışlar ve sağlamaya devam etmektedirler, 2040’lar, 2050’lere kadar.

Özelleştirmelerle yandaşlara teslim edilen büyük üretim merkezlerine dolaylı yollardan “subvansiyon” adı altında milyarlar akıtılmış ve akıtılmaktadır.

Pandemi süresince bir kısım sanayi kesimine büyük ölçüde destekler yapılmıştır.

Bürokrasi kesiminin yükseklerine yerleştirilen yandaşlar astronomik maaşlarla dünyalık edinmişlerdir.

İthalatçı-ihracatçı-inşaatçı belirli kesimler hep kazanan tarafta olmuşlardır.

Bankalar, faiz lobileri, kur oyunlarıyla parasına para katanlar akıllara sığmayacak miktarda servetler edinmişlerdir.

Özetle; belirli kesimler için AKP iktidarındaki ekonomi düzleminde hep bahar havası yaşanmıştır; onlar siyasi iktidarca hep korunup kollanmışlardır.

Üzerinde pek fazla konuşulmayan gerçeklik şudur: Siyasi iktidar ekonominin kaymağını yiyen bir azınlığın çıkarlarını korumaktadır.  Eksik olan emekçilerin, ücretlilerin, emeklilerin, dar gelirli/gelirsiz yığınların ekonomik çıkarlarını koruyan siyasi iktidarların olmayışıdır ve ezici çoğunluk bu yakıcı beklentinin sancılarını çekmektedir.

“Geliyor gelmekte olan” dedikleri sahipsizlerin sesi olduğunda ülke düzlüğe çıkacaktır.  Aksi taktirde vuslat başka bahara kalacaktır.