FIKRA ANLATMA ÜSTADI EKREM BAYDAR

23/07/2023

Hepimiz günlük konuşmalarımızda yeri geldiğinde biri fıkra anlatırız. Böylelikle konuya canlılık ve renk katarız.

Herkesin fıkra repertuarı aynı olmadığı gibi anlatımları da farklı olur. Yani aynı fıkrayı iki kişi anlatır. Birinde kahkahalara boğulurken diğerinde

-Gıdıkla da güleyim bari deresiniz.

Binlerce fıkra okumuşumdur. Bunları konuşmalarımda yazılarımda zaman zaman dile getiririm. Ancak anlatmaya gelince fazla kitabi kalırım. Derdimi tam anlatırım anlatmasına ama o fıkranın esprisine kendimden bir şey katamam.

Ekrem Baydar bu konuda müthiş bir doğaçlama, taklit ve yansılama yeteneğine sahip.

Türkiye’de ün yapmış şovmenler vardır.

Bal Mahmut(Baler) Orhan Boran, Öztürk Serengil, Cenk Koray, Halit Kıvanç, Altan Erbulak, Beyaz…ilk aklıma gelen şovmenler.

Bu saydıklarım profesyoneller. Geçimlerini bu yolla sağlıyorlar. Sahnede radyoda sunum yapıyorlar.

Ekrem Baydar farklı ve fakat hiç de onlardan aşağı kalır yanı yok.

Fıkrayı anlatırken müthiş bir tonlama ve fıkranın öznesini mükemmelen yansılama-taklit etme yeteneğine sahip. Bu da fıkraya daha bir lezzet veriyor.

Ben anlatmaya kalksam bir metin okurum yalnızca. Ekrem ise insanı alıp o fıkranın geçtiği mekana, ortama ruha götürüyor. Dinleyici birebir o anı yaşıyor. Ve ortaya harika lir dinleti lezzeti çıkıyor.

Geçtiğimiz Cuma günü Düşünce Otağının konuğuydu. Sınırlı repertuarındaki fıkralardan bir demet sundu.

O fıkraları 30-40 yıldır Ekrem’den dinlemişimdir. Yani anlattığı fıkraları en az 20-30 defa dinlemişimdir. Heyecan dozu çok yüksek bir filmi dahi en fazla iki üç defa izleyebiliriz. Gerilimi heyecanı çok yüksek bir romanı dahi iki kez okuyamayız.

Ama Ekrem’in fıkrasını onlarca defa dinleyip aynı güldürüyü anmak, kahkaha atmak, ,anlatılan fıkradan çok Ekrem’in sunuşundaki doğallık ve yetkinliğe ulaştırabilmesidir. Bunu yaparken de sanılanın aksine öyle mimik, el kol hareketlerinden yararlanmaz. Ve fakat ses tonundaki iniş çıkışlar, gah Azeri, gah Kürt, gah Dağlı gah okumuş memur ses ve konuşmalarının katıksız taklidi ayrı bir melekenin ayrı bir istidadın sonucudur.

Bu düşüncelerimi sunum sırasında söylemedim. Yazıya sakladım,

Yazık ki böylesi cevherler taşrada heder olup gidiyor.

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir