AVUKATSIZ HALK: TALIŞLAR
Değerli Okuyucular:
Günümüzde her insan, kendisini ya bir etnik grup ya bir din ya bir ülkeye vatandaşlık bağı ya da çok nadiren de olsa “evrensel insan” olarak tanımlar. Yaşadığımız yüzyılda genel kabul gören eğilim, insanların kendilerini etnik kimlikleriyle tanımlamalarıdır. Bu anlamda, etnik kimliği ön planda tutan bir anlayışın günümüz dünya siyasetine hâkim olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Madem ki içinde yaşadığımız yüzyıl, kendisini etnik pencereden tanımlıyor, biz de bu çerçeveden dünyadaki etnik yapılanmalara göz atmak durumundayız. Halen birçok etnik grup, varlıklarını dünya kamuoyunun dikkatine sunmak veya dikkatini çekmek için uğraş vermektedirler. Hemen yanı başımızda, Hazar Denizi’nin güney-batı sahillerinde yaşayan, çoğu kimsenin varlığından haberdar bile olmadığı Talış halkını tanıtmak için bu yazıyı kaleme almaya karar verdim. Niçin mi?
“AVUKATSIZ HALK”
İlk kez ne zaman “Avukatsız Halk” deyimiyle karşılaştığımı açıklamak isterim:
Yıl 1977. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde ikinci yılımdı. Karaköy İskelesinden ayrılan vapur, yarım saatlik bir yolculuktan sonra Kadıköy İskelesine yavaş yavaş yaklaştığında, uzaktan gür bir ses duydum: “Avukatsız Halk Kürtler”. Bir genç durmaksızın aynı tempoda bağırıp duruyordu. Önce korsan bir miting sandım. O yıllar, bu gibi durumlar olağandı. Sol örgütler, vapur iskelelerinin önünde yasak yayınlarını satmayı alışkanlık haline getirmişlerdi. Kalabalıklar iskeleye koşar adım hücum ediyor, kalabalıklar iskeleden birbirini itekleyerek boşanıyordu. Polise yakalanmadan yasa dışı dergi satmak için bundan daha uygun yer olmazdı.
Avukatsız Halk Kürtler, kitabının kapağı
Genç adam bir bavul içinde getirdiği kitapları satıyordu. Kitabın adı, “Avukatsız Halk Kürtler” idi. Yazarı yabancıydı. Heyecanlandım. Kitabı satın aldım. İlk fırsatta okumaya koyuldum. O günün koşullarında böyle bir kitapla buluşmak sıra dışı bir durumdu. Yıllar sonra kitabın yazarı Avusturyalı Doğu Bilimci Dr. Heinz Gstrein’ı (hayns gştrayn) İsviçre’nin Basel şehrinde “Osmanlıda Din” üzerine verdiği konferansta tanıma şansım olacaktı.
Avusturyalı Doğu Bilimci Dr. Heinz Gstrein
Taliş halkını yazmaya karar verince birden aklıma bir zamanlar Dr. Heinz Gstrein’ın “Kürtler” için kullandığı başlık geldi. Bugün Kürtler hakkında binlerce kitap ve makale yazılmış ve yazılmaya devam etmektedir. Kürtler, artık geriye dönüşü olmayacak şekilde Dünya Etnik Haritasının vazgeçilmez bir unsuru olarak tarihteki yerlerini almışlardır.
Kürtlerin bu uzun ve zahmetli kimlik mücadelesinde, yabancı kökenli Doğu Bilimciler, Dil Bilimciler, Gazeteciler, Yazarlar vb önemli ve tartışmasız bir hizmette bulunmuşlardır. Bugün geriye bakıp değerlendirdiğimde, Dr. Heinz Gstrein’ın küçük hacimli ama vurgulayıcı kitabının o yıllar üzerimde bıraktığı derin etkisini hatırlayarak, bir makale veya küçük bir kitabın insan zihninde derin sorgulamalara ve değişimlere yol açabileceğini dikkate alarak, Talış Halkının şimdiye kadar göz ardı edilen kimlik mücadelesine katkı sunmak için bu yazıyı kaleme almaya karar verdim.
KÜRTLERİN KUZENİ: TALIŞLAR
2006 yılının yaz aylarıydı. İmişli Şeker Zavodu’nda (Fabrikası) Genel Müdür olarak görev yaptığım günlerdi. İşçilerimizden birisi, babasının vefat haberini almıştı. İdari İşler Bölümünden on günlük izin almakta zorlanınca odama geldi. Üzgündü.
“Başın sağ olsun! Nereye gideceksin?”
“Lenkeran!”
“Uzak mı?”
“160-170 km kadardır.”
Lenkeran’da bulunmamıştım. Haza Denizi kıyısındaydı. Turunçgiller ve çay yetiştirildiğini biliyordum. On gün izin verdim. Sevindi. Ayrılmadan önce söz verdi:
“Müdürüm, size anamın hazırladığı Talış Kükünden (ketesi) getireceğim.”
“Talış ne demek?”
“Ben, Talışlıyım. Azeri değilim.”
“Talışların kendi dili mi var?”
“Evet!”
Talış ismi ve halkıyla ilk kez böylece tanışmış oldum. Biraz araştırınca Talış dilinin Kürt Dillerinin de içinde yer aldığı Kuzey-Batı İran Dillerine ait olduğunu anladım. Talışca kelimelerle Kurmançça kelimeler arasında büyük bir benzerlik var:
TALIŞÇA KURMANÇÇA TÜRKÇE
Az Ez Ben
Tı Tu Sen
Eme Em Biz
Nün Nan Ekmek
Zıvon Ziman Dil
Se Ser Baş
Mu Por, Mû Saç
Dim Rû, Dêm Yüz
Bev Birû Kaş
Mije Mijang Kiprik
Çaş Çav Göz
Qev Dev Ağız
Lıbut Lêv Dudak
Quş Quh Kulak
Çune Çeng Çene
Dast Dest El
Lınq Ling Ayak
Dıl Dil Yürek
Talış dilince yayımlanmış kitaplar
AZERBAYCAN CUMHURİYETİNDE TALIŞLAR
2009 nüfus sayımına göre Azerbaycan Cumhuriyeti’nde resmi olarak 112.000 Talış yaşamaktadır. Talışlar, Azerbaycan’ın güney-doğusundaki beş ilçeye yerleşiktirler: Astara, Lenkeran , Lerik , Masallı ve Yardımlı. Bu beş ilçede 350’den fazla Talış köyü ve kasabası bulunmaktadır. Talışlar, en güneydeki üç bölgede kırsal nüfusun % 95’inden fazlasını oluşturmaktadırlar.
Talışlar, Kura Nehri’nin güneyinde Bilasuvar, Neftçala ve Celilabad bölgelerinde de yaşamaktadırlar. Çok sayıda Talış da başkent Bakü’nün kentsel bölgelerine taşınmıştır. Bilhassa Bina ve Sumgayit şehirlerinde Talışların yoğun bir nüfusu göze çarpmaktadır. Resmi olmayan rakamlara göre Azerbaycan Cumhuriyeti’nde 500.000 Talış olduğu tahmin edilmektedir.
İran Azerbaycan’ında yaşayan Talışlar
Lenkeran, nüfus bakımından en büyük Talış bölgesidir. Toplam nüfus 200 bin olup, bunun %90’ı etnik ve dilsel olarak Talış’tır. Lenkeran, liman şehirlerinin yanı sıra altı şehir ve seksen beş köyü içerir. Buralar, Talışların büyük ticaret ve kültür merkezleridirler.
Astara bölgesi Astara şehrini ve doksan üç köyü içermektedir. İlçenin toplam nüfusu yaklaşık 82.000 kişi olup, bunun %98’i Talış’tır.
Lerik bölgesi, Lerik şehrini ve 159 köyü içermektedir. Toplam nüfus 63.000 civarındadır. Bu köylerden 145’i etnik ve dilsel olarak Talış’tır.
Masallı ilçesi, toplam nüfusu 175.715 kişi olan 110 il ve köyü içermektedir. 110 yerleşim yerinden 36 köy ağırlıklı olarak Talış’tır. Önemli sayıda Talış, ağırlıklı olarak Azeri nüfusunun bulunduğu Arkevan, Boradigah ve Masallı’da yaşıyor.
Ağırlıklı olarak Azerbaycan nüfusunun yaşadığı Yardımlı bölgesi 89 köyden oluşmaktadır. Nüfusu 50.279 kadardır. Burada Allar (%35), Shikhuseynli (%50) ve Tilekend’deki üç yerleşim, önemli bir Talış nüfusuna sahiptirler. Bu üç köyde 2.000’in biraz üzerinde insan yaşıyor.
Bilasuvar bölgesi düz, ağırlıklı olarak Azerbaycanlıların yaşadığı bir bölgedir. Halkın belki de %10-15’inin Talış nüfus oluşturmaktadır. Ayrıca Samadabad, Khirmandali ve Askarabad köylerinde de önemli bir Talış nüfusu var.
Celilebad bölgesi, ağırlıklı olarak Azerbaycan nüfusunun yaşadığı bir bölgedir. Resmi beyanlara göre, Talış nüfusunun oranı % 5-10’dur.
Neftçala bölgesinde Talışlar, Lapatin (% 30) ve Garamanly köylerinde yaşamaktadırlar.
İRAN AZERBAYCANI’NDA TALIŞLAR
Talışıstan olarak adlandırılan Talış ülkesi, Azerbaycan Cumhuriyeti ve İran Azerbaycan’ı arasında ikiye bölünmüştür.
Azerbaycan Cumhuriyeti ve İran Azerbaycan’ı arasında ikiye bölünmüş Talış bölgesi
İran Azerbaycan’ında 1972 yılı tahminlerine göre ise yaklaşık 70 bin Talış yaşıyordu. Ancak gayri resmi kaynaklar bu sayının günümüzde yarım milyon olduğu yönündedir. İran Azerbaycan’ının Hazar Denizi kıyısındaki Gilan bölgesinde yer alan Kerganrud, Asalem, Talesh-Dolyab, Shandermin ve Masal şehirlerinde yaşıyorlar. Talışların ayrıca Erdebil yakınlarındaki Ambaran, Külesh, Dzheid, Delidaş, Kültepe, Dokhultepe, Pilechay ve Sarykhanly köylerde de ciddi bir nüfus vardır.
İran Azerbaycan’ındaki Talışların çoğunluğu Sünni-Şafi, Azerbaycan Cumhuriyeti sınırları içinde kalan Talışlar Şii-Caferi inancına sahipler. Talışlar kendilerini “Tolış” olarak çağırırlar.
Sovyetler Birliği’nin kuruluş yıllarında, 1931’de Kızıl Talış (Syo Talış) isimli bir gazeteleri vardı.
Kızıl Taliş (Syo Taliş) gazetesinin editörleri, akrabalarıyla birlikte (Lenkeran, Ocak 1931)
Ortada yer alan Razi Şamisizade, Boyukaga Mirsalaev ve Muzaffer Nasirli
Stalin, 1937’de Kızıl Taliş gazetesini kapatır, yayımcılarını sürgüne gönderir.
Sovyetler Birliği dağılınca 1993 Haziran-Ağustos arasında varlığını sürdüren kısa ömürlü Talış-Mugan Özerk Cumhuriyeti kurulur. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin en güneydoğusunda, ülkenin yedi idari bölümünü kapsayan özerk cumhuriyetin başkenti Lenkeran’dı. Diğer iller Lerik, Astara, Masallı ve Yardımlı idi.
1993 yılında kurulan ve iki ay ömür süren Talış-Mugan Özerk Cumhuriyeti
TALIŞ HANLIĞI
Hanlıklar döneminde Talış Hanlığı
Talış Hanlığı 18’nci yüzyılda Azerbaycan’da kurulan bir hanlıktır. Talış Hanlığı, 1736’da Azerbaycan’ın güneydoğusunda (günümüzde İran sınırları içinde) Taliş dağları, Hazar denizi ve Mugan çölü arasında kurulmuş olup Gilan, Erdebil, Karadağ, Cevad hanlıkları ve Salyan Sultanlığı ile sınırdaştı. Hanlığın başşehri önce Astara, daha sonra Lenkeran oldu. Bu sebeple Lenkeran Hanlığı diye de bilinir.
Talışlı bir kadın
Nâdir Şah’ın ölümünden sonra Şeki, Bakı, Kuba, Şirvan, Karabağ, Gence, Taliş hanları ve Ilısu Sultanlığı bağımsızlıklarını ilân ederek İran ve Rusya karşısında Osmanlı Devleti’nden yardım almaya çalıştılar. Seyyid Abbas Han’ın ölümünün ardından oğlu Cemal 1747’de VI. Cemâleddin Mirza Bey unvanıyla hanlığın başına geçti. Onun devrinde hanlık siyasal ve ekonomik gelişme kaydetti ve daimî ordu teşkil edildi. Ayrıca Safevî saldırılarından korunmak amacıyla hanlığın merkezi Lenkeran’a taşındı, şehir kale duvarlarıyla çevrildiği gibi buraya kültürel ve ticarî bir hüviyet kazandırılmaya çalışıldı. O dönemde Lenkeran merkezli hanlık Esâlim, Gürgenrûd, Astara, Vilgic, Zuvand, Çayiçi, Lenkeran, Diriği, Uluf, Destvend (Erkivan) Uçarud ve Muğam olmak üzere on bir mahalleden oluşuyordu, hanlığın nüfusu da 15.502 kişiden ibaretti.
1826-1828 Kaçar-Rus savaşı esnasında Mîr Hasan, Abbas Mirza ile birlikte hareket ederek Rusların Lenkeran’dan çekilmesini sağladı. Ancak hanlık 1826’da ilga edildi, İran birlikleri de 1827’de Lenkeran’dan ayrıldı. 22 Şubat 1828’de imzalanan Türkmençay Antlaşması’nın 4. maddesine göre Lenkeran Hanlığı Ruslara bırakıldı.
TALIŞ ŞİİRİ
Azerbaycan halk şairi Memmed Rahim’in 1934’de Sie Talış adlı gazetede yayımladığı “Talış” isimli şiiriyle yazıma son veriyorum:
Sen, boynu kündeli, qolları bağlı,
Arzusu boğulan, sinesi dağlı,
Bir yazıq, kimesiz, bir yazıq quldun,
Ac-susuz dolanan adi yoğsuldun.
Sen, gelecek, azad, böyük yarından,
Ümidler besleyib düşdün ilqara,
Xanların vurduğu qamçılarından,
Çiyninde sızladı aldığın yara.
Adını qoydular hüquqsuz Talış,
Ucaldı hesretin qarlı dağlardan.
Sezildi ömrünün baharında qış,
Neler yaşamadın sen o çağlarda?
Yadıma salmayın bir de onları!
Döşümde asdığım bu qızıl nişan
Yollayrı ömrünü güneşe sarı
Sen ey cebhelerde sayaq, atışan.
İnan, şairinin doğru sözüne,
İnsanlıq baharı gülür yüzüne.
Benzer Haberler