Yayım Tarihi: 08/07/1196 Güncelleme: 16/05/2021

AH KALDIRIMLAR

Aşağıdaki yazı 08/07/1996 yılında merhum Ali Asker AŞIRIM döneminde yazılmış ama her yıl güncellenerek yayımlanmıştır.
Aradan geçen 25 yıla rağmen hiçbir şey değişmemiştir. Demek ki Kaldırımlar Cephesinde Yeni Bir Şey Yok. Kaldırım, yayaların rahat ve güvenli bir biçimde yürümelerini temin için, cadde kenarında, yerden kaldırılarak (adı da oradan gelir) yapılan güzergahlardır. Bu her yerde böyledir. Öyle olması gerekli ve zorunludur da. Ama maalesef Iğdır’da tam tersinedir. Hepinizin gördüğü ve her gün adeta işkence çektiği kaldırımların hali malum. Top kumaştan bisiklete, pirinç çuvalından sebze kasalarına, mobilyadan kazma küreğe, taksi, minibüsten naylon bidonlara kadar her şey kaldırımlara dizilir. Sanki dükkanların açık hava vitrini.                
Tek kelimeyle kaldırımlar işgal altındadır. Esnafın işgali altında. Bizim esnafımız mı anlayışsız, vurdumduymaz, kaba, paragöz mü? Hayır. Asla. Olay yalnızca belediyemizin acizliğidir. Söyler misiniz Belediye niçin vardır. En basit, en rutin bir sorunu çözemeyecek ve vatandaşa hizmet yerine kendini bilmez üç beş esnafa şehri teslim edecekse yazıklar olsun. Sorarım sevgili ve sayın başkanıma, zabıta amirine. Yayalar nerede yürüyecekler. İşe giden hanımlar, alışverişe çıkan aileler, öğrenciler, çocuklar, ihtiyarlar nerede yürüyecekler. Caddenin ortasında mı? Cadde de yok Iğdır’da. Kaldırım ise esnafın kaldırımın her iki yanı taksilere park yeri. Ortada dar bir şerit.  Araçlar vızır vızır.               
Üzülerek belirteyim ki Iğdır 100 bin nüfuslu bir köy. Kaba eğreti görünümlü, ilkel büyük bir köy. Kaos hakim zira. Suçlu aramayınız lütfen başkanım. Bu iş ne alt yapı ister ne para, ne bir şey. Sadece istek v e ciddiyet. Eleman derseniz var. Yetki derseniz, ben okudum ve personelinize verdiğim seminerlerde anlattım. Fazlasıyla yetki var. Yani un var, yağ var, şeker var ama helva yapan yok.     
            Sayın Başkanım siz hiç yaya olarak tek başınıza bir yerden biri yere gittiniz mi. Bu yazıyı okuyunca kızacaksınız belki. Ama bana kızmayın. Iğdır’a ve halka acıyın. PTT binasının önünden yaya olarak makamınıza gidiniz. Konunun vahametini o zaman kavrarsınız belki.               
  Düşününki koca şehirde insanın 200 metre eşiyle, çocuğuyla, ya da akrabasıyla şöyle yürüyüp gezineceği bir parkur yoktur. Kaldırım yoktur. Park yoktur. Pardon! Var. Park dondurmacı tellallarının elinde. Buyur abi, buyur abi. Sanki Ankara Otogarı. Kaldırım esnafın işgali altında.                
Suçlu kim. Belediye. Ve şu anda temsilcisi olan siz. Bakınız geçenlerde n’oldu. Birkaç zabıta arkadaş İstanbul pasajının girişine geldi. Yoldaki masa ve sandalyeleri kaldırttı. Esnaf hemen uydu zabıtaya. Zabıta oradan ayrıldı. Esnaf yine yola dizdi masa sandalyesini. Yani iş ve emir ciddiye alınmıyor. Biliyor ki Belediye oy uğruna geri adım atacaktır. Böylece siz ve personeliniz erozyona uğruyorsunuz. Oy anam oooyy!! Sanır mısınız başkanım üç beş esnafı koruyacağım derken, on binlerce insana işkence çektirmek size oy kazandırır.                
Neden tertipli, düzenli, bakımlı temiz ferah bir şehir yaratıp da ideal bir başkan olmayı denemiyorsunuz. Emin olun ki bu esnafta halkta sizi baş tacı eder.    
             Esnafı suçlamayınız. Bir beldenin iki önemli binası vardır. Valilik konağı ve Belediye Binası. Her iki binanın da önü içlere acısı. Seyyar satıcıların, boyacıların işgali altında. Başkanım sizden öncekilerden bir farkınız kalmadı bu konuda. Oysa olmalıydı. Ve emin olunuz ki bu tutum size oy kazandırmaz tersine kaybettirir. Benden söylemesi.
BU GÜNKÜ BAŞKANA NOT: Belediye bu konuda geçen 25 yılda bir arpa boyu yol almamıştır. Tersine artık esnaf kaldırımlara ürün koymak yerine kaldırımı örüp iş yerine katıyor. Ve bu üç kağıtçılık hızla yayılıyor. Vatandaşın, kamunun malı esnaf tarafından FUZULİ ŞAGIL olarak el konuluyor. Göz göre göre. Gözler önünde. Siz bu noktada pek şanslısınız. Kayyumsunuz. Atanmış birisiniz. KİMSEYE DİYETİNİZİN OLMADIĞI açık ve nettir. O halde bu sorunu kökünden çözebilirsiniz. Hazır eliniz değmişken, altyapı ve kentleşme adına Iğdır’ı şantiye alanına çevirmişken, kaldırım işgallerine de son verdirin. Iğdır şehircilik tarihine adınız altın harflerle yazılır. Yeter ki emir verip takipçisi olun. Ve ben de bir daha bu yazımı güncellemeyeyim. Tam 25 yıldır bu yazıyı aynen yayınlamaktan bıktım usandım.  

0 Paylaşımlar

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir