Güncelleme :08/04/2021

AŞK MI YOKSA



Anam aşk, babam aşk, Peygamberim aşk, Allah’ım aşk, Ben bir aşk
çocuğuyum, Bu aleme aşkı ve sevgiyi söylemeye geldim.” / Mevlana

Aşkın ne olup ne olmadığını yüzyıllardır şairler, filozoflar,
ermişler, bilgeler anlatmaya çalışmışlardır. Bu yüzden de öyle tek bir
tanımının olmayacağı açıktır. Ancak AŞK kimyasal, fizyolojik,
biyolojik, psikolojik gibi bedeni duygular, kadar içsel ve hatta
tanrısal bir duygudur.
Kristalize olmuş, yoğunlaşmış, her türlü nefisten, çıkardan,
beklentiden, umurdan arınmış, rafine bir duygu konsantrasyonudur.
İnsanın bedenine, ruhuna, bütün dünyasına düşmüş bir közdür. Ve hiçbir
itfaiye onu söndüremez. Bu ister karşı cinse, ister doğaya, ister
Tanrı’ya olsun. Niteliği ve karakteri yapısı aynıdır.
İnsana acı çektiren ve bu acıdan da hoşnut kılınan yegane istemdir.
Bu girişten sonra şöyle bir şairler düşünürler dünyasında gezinelim

“Ömrüm boyunca bana hükmeden sen ol” diyen Nicolaus aşkı uğruna
köleliği kabul etmektedir.

Lorca ise “Seni sevdiğim gibi sevmek ne güç bir iş” diye haklı olarak
gururlanıyor.

“Ağaçların gölgeleri, ırmakların türküleri var ama
Bu can yalnız diyen” Moguerin yalnızlığını kim paylaşabilir sizce.

Dönelim bizim dünyamıza.
Ünlü aşk ve tabiat şairi Karacaoğlan:

“Döne döne teneşirin üstünde
Yatmayınca gönül yardan ayrılmaz
Ak göğsün üstünde çakır dikeni
Bitmeyince gönül yardan ayrılmaz”

derken ancak ölümün kendisini sevdiğinden ayırabileceğini haykırmaktadır.

“Turalanmış sırma saçın
Çözen benden beter olsun”

derken, sevdiğine kavuşamadığını itiraf edip ona dokunanlara ise beddua eder.
Ya bu şiirinde

“Güzel sevme derler nasıl sevmeyeyim
Sevsem öldürürler sevmesem öldüm”

diyerek her iki halinde ölüm olduğunu vurgular.

Büyük Tasavvuf şairi Yunus Emre:

“Aşkın aldı benden beni, bana seni gerek seni
Aşkın ile avunurum bana seni gerek seni”

dediğinde kendi benliğini yok edip Tanrı’ya kavuşmak istediğini belirtir.

“Cennet dedikleri ne ki, bir kaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver onları, bana seni gerek seni”

diyerek softalarla alay ederek kendi aşkının yüceliğini vurgular.

“Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil “

“İki cihan bedbahtı, kim gönül yıkar ise “

diyerek gerçek sevginin, aşkın, ilahi varlığın ve imanın gönülde
yaşayabildiğini buranın kırılmasının ise affedilir bir şey
olamayacağını söyler.
Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük aşk şairi Fuzuli’nin dedikleri pek
farklı değildir özünde.

“Perde çek çehreme hicran günü ey kanlı sirişk (gözyaşı)
Ki gözüm görme ol mah-likadan gayrı “

(Ey kanlı gözyaşlarım yüzümü örtün ki gözlerim o ay yüzlü sevgilimden
başkasını görmesin
Aşk acısının kendisini olgunlaştırıp kemale erdirdiğini sürekli
şiirlerinde anlatır Fuzuli. En sadık aşık kendisinin olduğunu, aşktan
vazgeçmenin Tanrı hükmünü bozmaya çalışmak kadar beyhude olduğunu
sürekli belirtir ve:

“Aşk derdiyle hoşnudum el çek ilacımdan doktor”

diyerek çektiği acıdan memnuniyetini ilan eder.

“Canı canan istemiş vermemek olmaz”

derken ne kadar fedakardır.

Bir de pırıltılı dünyanın aşk anlayışına bakalım
Filanca ile feşmekan aşk yaparken yakalandılar. Sanki dolma ya da
inşaat yapıyorlar.
Filanca aşıklar ayrıldı. Onunla olan aşkımız bitti. Pasaportunu verdim
eline. Yeni bir aşk arıyorum. Onu çok sevdiğimi anladım geri döndüm,
gibi sululuklar, zevzeklikler asparagas gazeteciler için malzeme
olsunlar ama o güzelim aşkı da ayağa düşürmesinler. Zira bunlar için
aşk sadece bir ilişkidir. Yatmaktır. Sekstir. Ve köpeklerin
çiftleşmesi kadar kıymeti yoktur. Çünkü köpeklerinkinde bir doğallık
ve soyun devamı içgüdüsü yatar. Bunlarınkinde ise tamamen şehvet,
bireysellik. Biyolojik boşalma. O kadar. O nedenle de hiç biri tatmin
ve mutlu olamıyor.
Gerçek aşıklar hiç birbirine kavuşmayabilir .Dokunmayabilir.
Sevdiğine kavuşamadığı için aşkını kalbine gömüp bekar olarak göçen
Emirali’yi hatırlayınız.
El ele tutuşup aşkları uğruna boğaz köprüsünden ölüme atlayan gençleri
düşünün ve bir de Bu AŞK yaptık deyip te sadece birleşmeyi, AŞK sanan
zavallılara acımayın. İnsanı insan yapan bu en yüce duyguyu
yaşayanlara selam olsun.
Selam olsun bütün aşıklara, sevmesini bilen gönüllere.

0 Paylaşımlar

 

Benzer Haberler

1 Yorum


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir