20/04/2020

İYİLİK  HAREKETİ

Corona musibeti insanoğluna yüzyıllarca sözünü edeceği bir yıkım getirdi ve getirmekte.  Ancak böylesi bir felaket, yanısıra insanlığa has erdemleri de hatırlattı ve gündeme getirdi.  Örneğin, ülkemizde topyekûn tehdite karşı ve dayanışma adına “iyilik hareketi” başlatıldı.  Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın çağrısıyla hali vakti yerinde olanlar-isim zikretmeksizin- ihtiyaç sahibi olanların veresiye defterierindeki borçlarını ödüyorlar.  AKP iktidarı döneminde yoksullaşma gözle görülür biçimde arttı.

İyilik hareketinin başka görünümleri de ekranlara yansıyor.  Kimi evinden “ihtiyacı olan alsın sepetleri” sarkıtıyor.  Kimileri poşet poşet ekmek dağıtıyor.  Kimileri komşularının sıkıntılarını bir nebze olsun gidermek adına kendi çapında balkon konseri veriyor.

İmece, “komşusu açken tok yatan bizden değildir” geleneği Anadolu insanının-deyim yerindeyse- genlerinde var.  Ancak son yarım asır Amarikan işbirlikçisi anlayışlar toplumculuğu aşındırıp bireyciliği öne çıkardılar.  Gemisini yürüten kaptan anlayışı olduça da yıkıcı izler bıraktı.

Her Nisan ayında Köy Enstitülerini buruk bir özlemle anıyoruz.  “Birimiz hepimiz için…” ilkesiyle bu okullarda eğitim görenlerin tek ideali, köylüyü eğitmek, köyü kalkındırmek, ülkeyi bayındır kılmaktı.  Köy Enstitülü eğitimciler kendini yurduna adayan birer iyilik timsaliydiler. Dayanışmayı/yardımlaşmayı çıkarlarına ters gören işbirlikçi kesimler bu okulları “komünist yuvası” diye nitelendiriyorlardı.

Hafta başında, bir zaman diliminde Sivas-Madımak katliamı sanıklarının avukatlığına soyunan bir parti genel başkanı, sözü kömünizmin yok olduğundan ilişkili iyimser sözler söyledi.  Konuyla da ilintisi yoktu, sözlerinin.  Politikacının geleneksel duruşu kapitalizmi savunmaktı.  O genel başkana hatırlatmak gerekir ki; O’nun da mensubu olduğu “talebe cemiyeti” Amirikan Altıncı Filosu’na karşı saf tutup secde ederken, 6.Filo’yu protesto eden “komünist” gençlik işkencelere, darağaçlarına rağmen toplumun çıkarı için savaşım veriyorlardı.

Bir musibet bin nasihatten yeğdir derler, bir bakıma doğrudur.  İnsanoğlu toplumculuğu rehber edinerek  nice belayı defettiği gibi bu salgından da kurtulmayı bilecektir.

0 Paylaşımlar

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir