Mücahit Hun’a

AYDIN OLMANIN DAYANILMAZ ÇİLESİ

19/04/2020

Mücahit Özden Hun’a ithaf

          Yıl 1980 ama daha 12 Eylül Darbesi olmamış.Türkiye’de kan gövdeyi götürüyor. Nato-ABD-Gladio destekli mihraklar devleti eline geçirmiş.Sağda solda gençler sözüm ona idealleri uğruna birbirlerini katlediyorlar.

          Kurşunlar bombalar konfeti gibi saçılıyor etrafa.Birbiri ardına gençler, hem de okumuş, yarının umudu olan gençler toprağa düşüyor.

          Atatürk Ortaokulunda müdür yardımcısıyım.Müdür ise Emir Atasoy. İkinci kattaki odasında ayakta ve pencere kenarında konuşuyorduk. Okulun bitişiğindeki Endüstri Meslek Lisesi’nden öğrenciler, ellerinde kazma, balta sapları olduğu halde duvardan bizim okulun bahçesine atlamaya başladılar.

          Ne oluyor demeden, hemen koridora koştum.Komşu okul lise, öğrencileri delikanlı,bizdekiler ise ortaokul.Hem de o anda orta bir öğrencileri dersteler.2 ve üçüncü sınıflar ise öğleden sonra dersbaşı yapacaklar.

          Mütecavizler sınıflara girip öğrencileri dışarı çıkarıyorlar.Yabancı öğretmenler, hem şaşkın hem korku içerisinde.

          Ben saldırganların önüne geçtim.Çoğunu da tanıyorum.Ortaokuldan öğrencilerim. Aileleri dostlarım. Ne yapıyorsunuz. Nedir derdiniz dedim. İçlerinden birisi:

          -Hocam bu faşistler lisede bizim devrimci kardeşlerimizi okuldan kovmuşlar.Biz de bunları derse sokmayacağız.Bu mahallede bizim borumuz öter.

          Birinin elinden sopayı kaptım.Önüme gelenlere vurur gibi yaparak koridordan uzaklaştırmaya çalıştım.Ne gezer. Olan olmuş. Sınıflardaki panik bütün binayı sarmış.Ağlaşan, korkan, şaşkın bebeler,tam bir kargaşa.

          Yardım gelen diğer öğretmenler ile birlikte bunları binadan çıkardık ama olan olmuş ve onlar muratlarına ermişlerdi.Okulumuzdaki eğitimi akamete uğratmışlardı.

          Bu gençler okul bahçe girişinde toplanıp slogan atamaya başladılar.O günlerin bildik sloganları ama biri pek ilginçti ve beni hedef alıyordu:

          -KAHROLSUN SOSYAL FAŞİSTLER!!!

          Bana faşist diyemiyorlardı.Bu yafta tutmaz.Ama kendilerinin o pek marifet saydıkları sekter ve goşist saldırgan hareketlerine engel olduğum için de faşist olarak görüyorlar ve bu nedenle de SOSYAL FAŞİST diye çığrışıyorlardı.

          Olaylar şöyle gelişmişti.12 Mart idi günlerden. Iğdır Lisesi’nde pek milliyetçi, ülkücü gençler, okuldaki bir azınlık bile olmayan sola meyyal öğrencileri, dövüp okuldan kovmuşlardı.Bunlar da o hınç ve gerginlik ile Endüstri Meslek Lisesine gelmişler ve oradaki kafadarlar ile birlikte Atatürk Ortaokuluna baskın düzenlemişlerdi.

          Haberler Iğdır merkeze yayıldı tabii. Birkaç yabancı öğretmen arkadaş ile öğlen paydosunda eve yemeğe gitmek üzere okuldan çıktık. Dörtyol mevkiinde ise bir grup toplanmış. Polis de önlerinde. Öğrencilere saldırmalarını engellemek amacıyla barikat oluşturmuşlar.Bu grup beni görünce başladılar o pek cevval solcuların, karşıt versiyonu olarak

          -KAHROSLUS KOMÜNİSTLER!!! haykırmaya.

          Solcu geçinen kimi ahmaklar beni sosyal faşist olarak nitelerken, karşıt kesim de komünist olarak görüyordu.

          Ben ise, kardeşim orta birinci sınıftaki öğrenci, Lenin, Marks olsa ne yazar,Hitler Türkeş olsa ne olur.Ne anlar o yaştaki çocuk bu işlerden. Hem de bu baskını, eylemi yapan ateşli gençler anlamaz iken.

          Bütün bunlar 12 EYLÜL darbesine giden yola döşenen parke taşları idi ama anlaşıldığında çok geç olmuş ve “bir sizden bir bizden” tarafsız ve objektiflik mantığı ile idamlar başlıyor ve “ne yapalım asmayıp da besleyelim mi?” cellat mantığına icaze veriliyordu NETEKİM.

          Bu gün de bana bu dayanaksız, absürd (pek saçma) saldırılar oluyor ama ben sırımışım.Tınmıyorum bile.Ama aziz dostum ve değerli köşe yazarımız Mücahit Hun üzülüyor.Bir kısım okuyucu O’nu göklere çıkarırken bir kesim ise şiddetle yeriyor.

          Yalnız ve tek olmadığını bildirmek adına bu anılarımı kaleme aldım.

0 Paylaşımlar

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir