13/01/2020

ABD’Yİ NASIL BİLİRSİNİZ?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kasım Süleymani’nin öldürülmesi konusunda konuşmuş:”Suçu varsa yargılanmalıydı, öldürülmesi barbarlıktır.”  Buna da şükür!  60’lı yıllardan beri “Yankee Go Home!” diyen üniversite gençliğinin üstüne komandolarını saldırtan bir zihniyetin ABD’yi barbarlıkla anması az buz bir gelişme değildir.  Samimiyse…

Özellikle coğrafyamızda ABD’nin karıştığı her olayda kafalar yeniden karışır; toz duman arasında emperyalist karakter olgusu gözden kaçırılır.  Somut gerçekliğin örtülmek istendiği bu hengamede suçlu-suçsuz birbirine karıştırılır.  Oysa gerçekler somut olgularda aranırsa kafa karışıklığı yaşanmayacaktır.

Son olayın olguları özetle şöyle sıralanabilir:

ABD, Süleymani ve arkadaşlarını planlayarak “savaş hali” koşullarına göre acımasızca ortadan kaldırmıştır.

İran, iddialı intikam söylemlerine karşı gerçekleştirdiği eylemle etkisiz kalmıştır; füze saldırısı düzenlenen üslerdeki ABD askerinin burnu bile kanamamıştır.

Irak Meclisi’nin aldığı ‘yabancı askeri güçlerin ülkeden çekilmesi’ kararını ABD, ciddiye bile almamıştır.

Ülkemizde Süleymani’nin öldürülmesine siyasi iktidar partisi sessiz kalmış; dahası iktidarın yandaş medyasında sevinç naraları atılmıştır.

Kış kışlığını kuş kuşluğunu yapar misali, emperyalizm çıkarını tehlikede gördüğü an demokrasi-barış-insan hakları masallarını bir kenara fırlatır, oluşturduğu savaş güçleriyle tüm barbarlığını ortaya koyar.  ABD, avucuna aldığı ülke zenginliklerini bırakmama pahasına dünyayı ateşe atmaktan çekinmeyen bir konuma girmiştir.  O’nun çıkarlarına göre siyaset belirleyen ülkeler “stratejik müttefik”, karşı koyanlar ise “haydut devlet”tir.

Yüzyılın başlarında Mao Zedung; “Emperyalizm kağıttan kaplandır” demişti.  Solcular tarafından cımbızla çekilen ve gerektiğince değerlendirilmeyen bu cümlenin devamı da vardı.  Devrimci lider; emperyalist bağımlılık altında olan ülke devrimcileri emperyalizmi gerektiği gibi kavrar ona göre siyasi mücadele süreci geliştirirlerse emperyalizm kağıttan kaplan olur.  Yok eğer, emperyalizmin gerçek gücü kulak ardı edilip popülist bir cizgi oluşturulursa gerçek kaplan olur, muhataplarını parçalar. 

Son olayda İran’ın düştüğü durum tam da budur.

Emperyalizmin ne olup ne olmadığını ülkemiz insanı çok iyi bilir.  Gün olmuş M.Kemal önderliğinde gerekenler yerine getirilerek zamanın “yedi düvel emperyalist devletleri”ni kağıttan kaplan gibi yırtmıştır.  Gün olmuş tilki postuna bürünmüş emperyalist devletleri “dost” bilerek ülkeye buyur edilmiş, o zamandan günümüze dek yakamızı onun pençesinde kurtaramamışız.

Bana sorarsanız; ‘ABD, emperyalistliğe devam ediyor, hala’ derim.  Bu hesaba göre çetin bir mücadele süreci bizi beklemekte, tabi çocuklarımızı ve torunlarımızı da.