28/01/2021

A L İ C E N A P   B İ R   V A L İ

         Yetişme tarzım,aile ortamım mesleğim ve son olarak da gazeteciliğim nedeniyle zaman zaman çok üst düzey yöneticilerle bir araya gelmişliğim ya da onları izleme, gözleme olanağım olmuştur. Bakan, milletvekili, Vali, General, Genel Müdür vesaire.

         Hemen hepsinin ortak özelliği makamlarının mevkilerinin hakkını verme yönündedir. Nedir bu hak. Makamın onlara verdiği zırh, ayrıcalık, önde olma.

         Ve hepsi de halkı sevdiklerini, onlara değer verdiklerini söyler. Lakin uygulama hiç de öyle olmamıştır.

         Afet ortamında gider İNCELEMELERDE BULUNURLAR. Devletin müşfik elinin yaralarını saracağını söyler, nutuklar çekerler. O kadar.

         Özellikle ramazan aylarında siyasetçi önderler halktan yana olduklarını, onları unutmadıklarını göstermek için kenar semt, varoş, gecekondudaki yoksul bir aile belirlenir. Korumalar filan gider keşif yapar. Mahalle muhtarına haber verilir. İftara zatıalilerinin geleceği bildirilir. Yiyecek paketleri gönderilir. Sivil toplum kuruluşlarından kendilerine yakın olanları, gazetecileri kameramanları  bilgilendirip, cümbür cemaat giderler.

         Garibanlar ne yapacaklarını şaşırır .Elleri ayaklarına dolaşır.Bizim devletlülerimiz heybetlü bir biçimde adeta çıkarma yaparcasına  gittiklerini önemsemezler. Kameralara pozlar verilir. Nutuklar atılarak ne kadar halkçı oldukları ısrarla ve defaten vurgulanır.

         Aile şaşkın, ezik, mahcup, bir biçimde bu şovun, gösterişin ÇİLE’nin bitmesini beklerler.

         Bu tür gösterişli şaşaalı ziyaretleri hiç sevmemiş ve şiddetle de eleştirmişimdir. Ailenin ve çocukların gözlerindeki eziklik, yüreğime dokunmuştur hep.

         Şimdi bir vali çıkıyor. Sessiz, sedasız, gösterişten uzak, şaşaaya kaçmaksızın ve tamamen bir rastlantı sonucu olarak karşılaştığı  boyacı bir çocuğun evine gidiyor.

         Beraberinde öyle ne bürokratlar ve ne de konuyu magazinleştirecek gazeteciler olmaksızın, yalın, içten  mütevazı bir gidiş.

         Ev halkından biri gibi yere çöküp bağdaş kuruyor. Aile ile sohbet ediyor. Hele o çocukla yaşdaşı ve akranı gibi dertleşiyor.

         Resimlere dikkatle bakılınca dediklerimin az bile olduğu görülüyor.

         Ne aile mahcup olup, eziliyor ne de garipsiyorlar. Zira Vali Sarıengin o kadar sıradan davranıyor ki, sanki ailenin bir ferdi, yakını gibidir. Kırk yıllık ahbapları imişcesine. Bu da aileyi rahatlatıyor.

         Vali Sarıengin tam bir aile babası gibidir artık..Çocuklarla da müthiş bir iletişim kuruyor.Çocuklar için, karşılarında bir Vali değil, bir amca-dayı-ağbi varmış gibi içten ve bütün sevimlilikleriyle valiyle bütünleşiyorlar.Yer minderine oturmuş olan valinin rahatlığı aile üyelerini ve dahi çocukları da etkilemiş. Konuşuyorlar. Sohbet ediyorlar. Çocukluklarının verdiği candanlıkla.

         Resimleri defalarca izledim. Duygulandım. Ağlamaklı oldum.Ve geçmişte kimi bürokrat ve siyasetçilerin yaptıkları gösterişli şovlar aklıma geldi.Yüreğim burkuldu.

         DEVLET BABA budur işte. Araya mesafe, sınır koymadan, tepeden bakmadan, horlamadan, küçük düşürmeden insanları sevmek. Kibirden uzak. İçten. Samimi. Alçakgönüllü.

         Başlığı Alicenap Bir Vali diye koymuştum. Vali tam bir alicenaplık örneği sergiliyor. Yüksek bir gönle, ruha, karaktere sahip ama bir o kadarda alçak gönüllü.

         Saygıyadeğer Vali.Ülkem ve Iğdır adına sevindim. Mutlu oldum. Lütfen içten teşekkürlerimi kabul buyurup, kutlamama izin veriniz.

0 Paylaşımlar

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir