DAĞLARI RÜZGAR BEKLER IĞDIR’IMIZIN…
DAĞLARI RÜZGAR BEKLER IĞDIR’IMIZIN…
24/03/2022
Ağrı Dağı’nın eteklerinde yemyeşil bir bahçeydi yıllar önceki Iğdır. Çoğunluğu el emeğiyle çamurdan yapılmış; hayat dediğimiz geniş bir alan içinde tek katlı, insan ruhunu okşayan evlerimizde geçti çocukluğumuz. Geniş balkonlarından renk renk sarkan sardunyalar begonyalar yürüyenlerin yolunu keser, hayranlığını alırdı.
Sokaklarımız dar olsa da onların kenarlarında sıralanan yeşil ağaçlarımız, ağaçlarımızda dallar dolusu cıvıl cıvıl kuşlarımız. Sadece bu kadar değil; Şehrin, içinden kıvrılarak akan berrak dereler, çaylarımız vardı, yaz günlerinin sıcaklarında serinlediğimiz.
İklimi de bir başkaydı o zamanki Iğdır’ımızın, sabah erken uyandığınızda taze bir serinlik okşardı tenimizi…O kadar yeşiliyle ünlenmişti ki şehrimiz; her defasında Iğdır adından önce “YEŞİL” sıfatı mutlaka konurdu (Yeşil Iğdır).
Yıllar akıp geçti ve bu ara bizler de büyüdük, bizler büyüdükçe Iğdır da çoğaldı, nüfus katlanarak arttı. Tek katlı evlerin yeşil bahçelerinin yerini 5 – 10 katlı apartmanlar; AVM’ler aldı. Faytonların yerini otomobiller aldı; sokaklar caddeler yetmez oldu. Bir sabah uyandık ki: Iğdır il olmuş. İnsan yoğunluğu daha katlanarak arttı… Kaysı bahçeleri tek tek sökülerek gökdelenler dikildi, kent içinden akan sular kurudu, yok oldu…
Tabi böyle olunca da, yukarıda saydığım; güzellikler, tek tek kayboldu. Öyle ki; artık Iğdır şehri yeşil ile birlikte anılmaz oldu. Bir şehir çok da uzun olmayan bir zaman sürecinde işte böyle değişti, tanınmaz hale geldi.
Bir yandan artan araç sayısı ve bununla başlayan egzoz gazları, kötü yakıtlar, komşumuzdaki termik santralin zehirleri sindi Sürmeli Çukurundaki İl’imize.
21 Mart 2022 gününe geldiğimizde tüm gazete manşetlerde bir haber dalgalandı, “ Iğdır Avrupa’nın en kirli havalı kenti ilan edildi.”diye.
İçimin derinlerinden bir hüzün bulutu köpürdü, sardı ruhumu. Böyle zamanlarda bir şiir karalar, dağıtmaya çalışırım bulutları.Yeşilsiz ve Avrupa’nın en kirli havalı çocukluğumun şehrine oturup kısa bir şiir yazdım. İşte o:
DAĞLARI RÜZGAR BEKLERIĞDIR’IMIZIN
Hani bu dağların rüzgarları
Kentimizin üstüne sinmiş
Kara bulutları dağıtmıyor?
Sahip olamadık yeşilimiz soldu
Derken gökkuşağı da kayboldu.
Naçar bir başımıza kaldık;
Dağların arasında,
Sürmeli çukurunda;
Bir soluğa hasret.
Tam zamanıydırüzgarın
Dağları aşıp gelmeli;
Kara bulutları dağıtmalıydı,
Gelmedi yar gelmedi,
Serin rüzgar esmedi,
Bir nefes getirmedi…
İslam Çankaya
- 03 2022
Benzer Haberler