28/05/2020

27 MAYIS’IN DÜŞÜNDÜRÜĞÜ

Her 27 Mayıs’ın yıldönümünde idamlardan söz edilir, darbe karşıtlığı vurgulanır.  Oysa olayları başlangıcından sonuca kadar bütünüyle ele almak, olay hakkında sağlıklı bir değerlendirme için gereklidir.

27 Mayıs; 1940’lı yıllardan başlayarak 1960’ta sonlanan politik bir süreçtir.  Bu politik sürecin belirgin aşamaları ne yazık ki siyasi tarihimize olumlu bir ışık saçmıyor.

*Bu yıllarda CHP içinden İstanbul Kanadı diye bilinen Batıcı bir kesim, CHP’den koparak Demokrat Parti’yi kurmuştur.  DP’yi başta ABD olmak üzere Batılı emperyalist güçlerin arkalamasıyla politik hayata atıldığı bilinen bir olgudur.

*DP iktidarında “Marşal Yardımı”yla başlayan Batı desteğiyle ülkede bir para bolluğu yaşanmış, deyim yerindeyse milletin cebi para görmüştür.  Tabi bu yardımların karşılığı ülke pazarının kısmi olarak emperyalist tekellere açılmasıdır.

*Halkın coşkun sevgisine mazhar olan siyasi iktidar, CHP üzerine baskılarını arttırmış; özel mahkemeler kurdurarak CHP’li milletvekillerini yargılamaya başlamış; hatta İsmet İnönü’ye karşı linç girişimleri olmuştur.

*Muhalefetin yanısıra iktidarı eleştiren basın mensupları baskılanarak tutuklanmıştır.

*Devrim Kanunlarıyla yeraltına inen tarikat ve cemaatlere aşırı ödün verilmiştir.  DP döneminde aşırı palazlanan Cumhuriyet karşıtılığına gösterilen itibar; “Siz isteseniz hilafeti bile getirirsiniz” sözüyle siyasi tarihimize not düşülmüştür.

*Seçimlerde; “açık oy gizli sayım” yöntemiyle açık şaibe vardır.

DP döneminin politik sürecinin kodları bize çok çok yakın bir dönemi ne kadar çok anımsatıyor, değil mi?  Adeta 1940’larda başlayan bir politik süreci almışsınız, güncelleyerek tekrardan 2000’li yıllarda sahneye koymuşsunuz.

Bir farkla;

Başbakan Adnan Menderes, ABD’nin daha fazla bağımlılık teklifini kabul etmedi; Sovyetler Birliği ve Romanya gibi ülkelerle ekonomik ilişkiler kurmaya yöneldi.  Bu noktada hedef oldu; şüpheli uçak kazasını hatırlayalım.

Şu yadsınamaz bir gerçektir: ülkemdeki tüm darbelerin arkasındaki güç ABD emperyalizmidir.  Ancak 27 Mayıs’ta yapılageldiği gibi işbirlikçi siyasetler bu gerçeği hep gözden kaçırmaya çalışırlar.

Bu arada Yassıada’nın adı “Demokrasi ve Özgürlük Adası” olarak değiştirilmiş.

Güldürmeyin adamı!

0 Paylaşımlar

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir