11 Kasım 2019 – Pazartesi 23:04 Bu yazı 550 kez okundu

            TAKIM ELBİSENİZİ KİRLETMEYİN !

Nihat Aras

n.aras@arasgazetesi.com

Yıl 1993, Iğdır’da açılmasına izin vermemelerine rağmen, vakıf bünyesinde açılan M. E. V. Anadolu lisesini yeni kazanmıştım.

Bütün sınıf arkadaşlarımın ailevi durumları çok iyiydi. Yanılmıyorsam sınavla kazanan 72 öğrencinin içerisinde ki tek çiftçi çocuğu ben idim.

E sonuçta Anadolu lisesi, Iğdır’a açılan ilk gözde okul. Ona göre de toplum içinde giyinip gezinmek gerekirdi değil mi?

 Tabi arkadaşlarımın aile imkânları el verdiğinden dolayı rahatlıkla istediklerine ulaşabiliyorlardı.

PE Kİ YA ÇİFTÇİ ÇOCUĞU BEN…

Babam gündüzleri tarlaya gider ve akşama kadar ekin-biçim derken gelmezdi, gelemezdi.

Bir gün, babam öğlen vakti telaşlı bir şekilde eve geldi ve

– Kalk hadi gidiyoruz!

– Baba nereye, ne bu telaşın?

– Kalk oğlum kalk,  yarın okul başlıyor, Suat hoca (Suat AY) liste verdi,  okul üniformanı almam gerek.

Babamın gözü gibi baktığı iki ineğimiz vardı, hem okulumun kayıt parası hem de bana okul üniforması olsun diye babam satmış birisini.

Tabi çocuk aklı bilemez ki babada bıraktığı acıyı!

Baba ne yapsın, diğer tarafta evlat geleceği var. Kıymış duygularına!

Okul kıyafetlerimiz özeldi, Iğdır’ın Sürmeli çarşısında giyinmek her babayiğidin harcı değildi. Okulumuz sürmeli çarşısındaki bir işletme ile kıyafetlerimiz için anlaşmış, ÇARESİZ ALACAKTIK.

 MERHABA BORDO CEKET, BORDO KRAVAT, MAVİ PANTOLON, MAVİ SÜVETER VE SİYAH İSKARPİN.

Oooo! Bir cix olmuşum ki havamdan geçilmez…

Günlerden pazartesi, başladık okula bir heyecanla. Okulun ilk günü unutulur mu?

BEN UNUTTUM.

İlk günüm elbiselerime bakmakla geçti.

Ders mi oldu, sınıf arkadaşlarıyla tanışma mı? İnanın ki hatırlamıyorum.

Okul son zili, ilk günümün heyecanıyla geldi çattı.

Okulumuzun yönetimi Melekli beldesinde ki şoförlerle anlaştıkları için onlara bağlı (sözüm ona) özel servisler taşırdı bizleri.

 ÇARESİZ BİNECEKTİK.

(Söz de) özel Servis evimize vardığında, babam yanında beyaz bir çuvalla bizi kapıda karşıladı.

Oğlu sınavla okul kazanmış ve özel servisle tamtakır arabadan inecek. Oğlunu karşılıyor, daha ne olsun!

İkimizin de o gün ki heyecanını unutmam imkânsız!

Kısa bir okul sohbetinin ardından, babam bana;

– eve git!

Dedikten sonra sırtında çuvalla evimizin bahçesine yöneldi.

Çuvalın ağzının açıklığından anladım ki BABAM BAHÇEYE KALEME(KAVAK AĞACI) fidanı dikecek.

O gün ilk defa büyüdüğümü ve babama yardımcı olmam gerektiğini göstermek için eve gitmedim ve BOYNUMDA KRAVAT, TAKIM ELBİSEMLE BABAMA YARDIM İÇİN BAHÇEYE YÜRÜDÜM.

Tam elimi küreğe atıp yer kazacakken babam bağırdı!

– Nihat ne yapıyorsun?

-Baba sana yardım edeceğim.

– Oğlum, üstündeki takım elbiseyle yardımın hem bana hem de annene zarar. Toprak ta senin bu şekilde yardımını kabul etmez. Yardım edeceksen kıyafetlerini değiş. O ZAMAN CANI GÖNÜLDEN ÇALIŞIP, BABANI DA TOPRAĞI DA SEVİNDİRİRSİN!

İşte o günü babamdan hayat dersi aldım ve o gün bugün dür;

Takım elbisemi kirletmem, kirletene izin vermem.

Boynumda kravat, takım elbiseyle kimselere hoş görünmek için

Toprağa girmem.

HELE Kİ ORMANA AĞAÇ DİKMEYE HİÇ GİTMEM

0 Paylaşımlar

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir