09/01/2019

AMERİKA KARİZMAYI FENA ÇİZDİRDİ

ABD’nin tam bir kovboy mantığı ile İran’ın alaylı paşasına düzenlediği suikast ile dünya karıştı. Dünya karışırda bizim Iğdırlılar daha doğrusu Azeriler karışmaz mı? Ne dehşetengiz yorumlar, çözümlemeler, öngörüler var ki, sanırsın hepsi birer kurmay üstü kurmay eğitimi almışlar.

Öldürülen Kasım Süleymanî kimliğine kısaca bir göz atalım. Kendisi mektepli değil. Tam bir alaylı komutan. Dişle tırnakla ama cesareti, ataklığı, yerinde kararları, sadakati ve şartları iyi değerlendirmesi sonucu, general olmuş birisi.

Afganistan’da Taliban’a karşı savaşmış, Irak’ta ABD-İSRAİL ve Batı emperyalistlerine karşı Şİİ-SÜNNİ ayrımı yapmaksızın mücadele vermiş, 15 Temmuz Hain FETÖ Başkaldırısında Türkiye’ye arka çıkmış birisi. Yani öyle katı bir mezhepçi değil. Ama öncelikli olarak, tam anlamıyla İran çıkarları için mücadele etmiş bir kimlik.

Gerçi Cübbeli ve O’nun gibi Muaviye-Yezid artıkları Kasım Süleymanî hakkında olmadık iftira ve suçlamalarda bulunmuşlardır. Ama Süleymanî Hz.Ali mektebinden gelmektedir.Bu itikadi öğretide insana zulüm ve hele düşmana eziyet hiç yoktur.

O Hz.Ali ki Hıristiyanlar ile mücadelesinde “Devletin, dini, mezhebi değil adaleti olur” ünlü özdeyişini söylemiştir.

Hatırlayalım Hz. Ali zehirli hançerle yaralanıp ateşler ve acılar içerisinde bile vasiyetinde şöyle demiştir:

-Beni vuran eli bulun ama kıyam yapmayın.

Süleymanî bu öğretinin bir generalidir. Dolayısıyla öyle insanlara zulüm etti. Kafalarına matkap ile delik açtırdı, gibisinden kasıtlı, kirli propaganda amaçlı safsatalara inanacak aklı başında kimse olmaz. Ama o şüphesiz ki öncelikli olarak İran-Pers çıkarlarını düşünmüş ve konulara geniş bir İslami perspektif ile baktığı için efsaneleşmiştir.

Trump ise tam bir kovboy. Ama öyle haktan, hukuktan yana olan kovboy değil. Yani bir Jhon Wayne değil. Önce vuralım, asalım, sonra sor-gularız, klasik ABD bakış açısı.

Nasıl ki ABD tarihi Kızılderili katliamlarıyla doludur. EN İYİ KIZILDERİLİ ÖLÜ KIZILDERİLİDİR demişlerse, şimdi ide en iyi Müslüman toprağın altında olandır, diyorlar. Ama o toprağın altındaki petrolü almak kaydıyla.

Doğu mantığı ile bunları anlamak zor gelebilir. ABD bir şirketler manzumesidir. Para ve çıkar onlar için her şeydir. Düşünün ki toprakların bir kısmını bile parayla satın almışlardır.

 Rusya’dan Alaska’yı,

İspanya’dan Florida ve Filipin adalarını,

Danimarka’dan Virgini adalarını,

Fransa’dan Louisiana’yı

Ve o kocaman Teksas eyaletini.

Yankee için vatan demek, dolar demektir. Para demektir.

ABD demek ise Pentagon demektir. Savaş Sanayi demektir.

(Bunlarda vatan yok ki vatan kavramı ve sevgisi de olsun. Doğu insanını da anlayabilsin.)

Peki bu ABD, bunca topu tüfeği füzeyi uçağı gemiyi ve mühimmatı ne yapacak. Satacak ki para kazansın. Satabilmesi içinde birilerinin savaşması gerekmektedir.

ABD geçmişi de bu tür senaryolar ile doludur. Kızılderililere silah satar. Ardından beyazlara. Olmadı, beyazlar Kızılderili kılığına sokulur. Çiftliklere saldırılır. Sonra da kötü vahşilere karşı, Mavi Ceketliler (askerler) cepheye sürülerek Kızılderililer öldürülüp topraklarına el konulur. Kolonileştirilir.

Devran aynı devran.

Benim en garibime giden ve kimi zamanda keyifle izilediğim sağcıların, milliyetçilerin, İslamiyetçilerin “KAHROLSUN AMERİKA”  sloganı atmaları ve her vesile ile lanet okumaları. Ah güzellerim, biz sizin bu dediklerinizi 1965 yıllarından itibaren söyledik. Kırılmadık kafamız mı kaldı. Hapislere tıkılmadığımız mı? Görmediğimiz işkence mi? Ve hepiniz el ve dil birliği ile “GOMONOSTLAR MOSKOVA’YA” diye haykırıp üzerimize çullanmadınız mı? “Amerika gitsin Rusya ‘mı gelsin” dediniz. Eh şimdi Rusya, Türkiye’yi su yolu yaptı.Çat buradalar.Pat bizimkiler ordalar.

 Bu gün Türkiye, güneyde Irak’ta ABD ile komşudur artık. Ve o Irak askerleri ABD askerlerinin postallarını öptüler Irak işgali sırasında.

Suriye de ise hem Rusya hem ABD ile komşuyuz artık. Yani bir koşumuz İran ise bir komşumuzda ABD dir artık.

Nato’da müttefikiz. Lafta ABD ile müttefikiz. Ama çıkar söz konusu oldu mu ABD babasını tanımaz ki müttefik filan tanısın.

Batı’nın v e özellikle de ABD nin aklının ermediği bir şey de ŞEHİD’lik kavramı.

İnançlarına göre “şehid” olanlar, o dünyada cennet ile mükâfatlandırılacakları umut ve inancıyla, bu dünyanın ve hele ABD nin topundan tüfeğinden mi korkar.

Korkacak birisi varsa ABD’dir.

Rahatı huzuru kaçacak olan onlardır.

 Zevk ve sefa içinde yüzen onlardır.

 Bir elleri balda diğeri teknolojide olan onlardır.

 Kısaca onların kaybedeceği bu dünya nimetleridir. Savaş açtıkları mücahitlerin kaybedeceği ise yokluk, yoksulluktur. Zulümdür. Kazançları ise itikadi olarak CENNETTİR. Dolayısıyla ABD yanlış yere tezgah açmıştır. Dünyanın en donanımlı, en güçlü ordusuna sahip olmaları, bu savaşı kazanacağını göstermez. Hani ne demişti Akif İstiklal Marşı’nda

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar

Benimi iman dolu göğsüm gibi serhaddim var

Batı insanı olaylara hep madde olarak bakar. Doğu insanı da mana olarak. Doğrusu ikisinin at başı yürümesidir ama ne gezer.

Bu yüzden Batı ve özellikle de ABD doğunun mistik inançlarını ve ölüme koşarak gidişini bir türlü kavrayamaz. Zorbalıkla, eşkıyalıkla susturabileceğini sanır.

Unuttuğu bir şey de İran, Arap aşiretleri gibi değildir.4 bin yıllık büyük bir devlet geleneği vardır. Dünyaya hükmeden imparatorluklara ev sahipliği yapmıştır. Öyle, iki Arap şeyhini satın almaya, korkutup postal yalatmaya benzemez.

Sayfayı çevirirsek bu düellodan kim galip çıkar. Soruyu düzeltelim. Kim kazançlı çıkar. Polisliğin çok sağlam bir yaklaşımı vardır, cinayetten kimin çıkarı vardır. Bu ölüm kime yarar.

Ne garip bir paradokstur ki Kasım Süleymanî’nin naşını ABD marka araçlar ile götürdüler. Yani ne tarafa dönsen, ABD tüccarları kazanıyor. Onlarda tam bir tüccar yaklaşımını sürdürüyorlar.Kâr daha fazla kâretmek.

Silah sanayisine, silah tüccarlarına “Savaş” olmalı ki hem silah tüketilsin, hem yenileri satılsın. Hem de savunmak için silahlar alınsın. Satacak olan da başta ABD.

Trump ilerleyen AZİL sürecine ve yaklaşan seçimlere doğru, bir hamle ile prestij kazanma peşinde.

İran tek vücut olmuştur artık. Düne kadarki protestolar, olaylar bir anda buhar olmuştur.

İran büyük bir nüfuz kazanmış, ABD karizmasını çizdirmiştir. Kolay mı dünya devine kafa tutmak bir yana, onlarca füze saydırmak.

Rusya ve Çin ise bölgede başrollere rahatlıkla talip olacaklardır.

İsrail ABD desteğini daha rahat v e açık bir biçimde alacaktır. İşgal ettiği Filistin topraklarından çıkması gerekmeyecek. BM Kararları arka plana itilecek.

Şii-Sünni ayrımı körüklenecek. ABD nin de istediği özünde bu. Müslüman Müslümanı boğazlasın. Onlarda her iki tarafa silah satsın.

Hatırlayalım Irak İran savaşında güya ABD’yi destekliyordu ama el altından da Yarbay Oliver North’u göndererek silah satıyordu.

Türkiye ise her zamanki gibi iki arada bir derede kalacaktır.

 İki altına ve bir unvana Osmanlı Türk askerlerini arkadan hançerleyen, ganimetçi, hain, kalleş Araplar Türk’ün ahı ile kavrulmaya devam edecekler

Sahi o ünlü ABD Patriot ve benzeri hava sistemleri ne oldu. Bilinçli bir biçimde pas mı geçildi. Ki bakın işte İran bize saldırıyor biz de savunma hakkımızı kullanacağız filan desinler. Tıpkı İkiz Kuleler palavra saldırısı gibi.

Araplar Pers yayılmacılığına ve İran’ın rejim ihracına karşı birlik olmaya çalışacaklar

Eh biz solculara da artık kenardan bakmak düşüyor. Zira KAHROLSUN AMERİKA diyenler, itiraf etmeseler de, sloganımızı elimizden alsalar bile, tarih bizi aklamış ve haklı çıkarmıştır.

0 Paylaşımlar

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir