AK Parti İl ve Merkez İlçe Başkanlığı Ters Yüz

14/12/2019

         Bekârların kullandığı bir yöntem vardır. Yatak çarşafı ve yorgan nevresimini hemen değiştirmezler. Çünkü takıp çıkarması bir yana, onun yıkanması da ayrı bir zahmettir. Bu nedenle çarşafı, yorganı ters yüz ederek bir müddet daha temiz (!) olarak kullanmaya devam ederler.

         AK Partideki yeni yapılanma bana bunu hatırlattı.

         AK parti kurulduğundan bu güne kadar il başkanı hep Kürt kökenli, merkez ilçe başkanı ise hep Türk oldu.

         Bundan amaçlanan da hep şu olmuştur. Dengeleri gözetsinler. Her iki kesimden de oy alsınlar.

         Ama hiç de öyle olmadı. Yani çarşafı ters yüz ettin diye temiz olmaması gibi.

         Bu yöntem ANAVATAN Partisi yönetiminde de uygulanmıştı. İl Başkanı Kürt, Merkez İlçe Başkanı ise Türk olarak belirlenirdi.

         17 Yıldır Türkiye’nin en güçlü ve en çok oy alan partisi Iğdır’da bir iki istisna hariç bir varlık gösteremedi. Hele İl Belediye Başkanlığını hiç kazanamadı.

         Üye sayısının yarısı kadar oy alamadıkları seçimler gördük biz.

         Peki bu niye böyle oluyordu.

         Mantık yanlıştı. Kimse başkan Kürt’tür Türk’tür diye oy vermiyor. Adaya bakıyor.Vaatlere bakıyor.Yapılan uygulamalara bakıyor.Kazanma şansına bakıyor ve ona göre bir tercihte bulunuyor.

         Yoksa İl Başkanı Kürt’tür. Kürtler’in oyunu getirir. Merkez İlçe Başkanı Türk’tür.O da Türklerin oyunu getirir.Oh ne güzel.Bunun pratikte hiçbir geçerliliği ve mantığı olmadı. Zira taban itibariyle Iğdır’da Kürtlere hitap eden HDP,Türklere hitap eden bir MHP var.

         Asılları dururken kimse yama olanlara itibar etmedi bu güne kadar.

         Ama AK Parti binası seçim olsun olmasın insanlarla dolup taşmıştır. İş arayandan, tayin terfiden, kredi ihaleye kadar herkes oraya kapılanmış ama işi olsun olmasın bu partiye oy vermeye eli pek varmamıştır.

         Hal böyleyken şimdi kalkıp da il başkanı Türk oldu. Hurra Türkler AK Partiye. Merkez İlçe Başkanı Kürt’tür. Kürtlerde AK Partiye. Bunu beklemek seçmeni tanımamak ve konunun sınıfsal, toplumsal dinamiğini gözden kaçırmak olur.

         Yoksa niye ki işsizliğin, ekonomik sıkıntının tavan yaptığı, her adım başı bir kahvenin açıldığı ve binlerce gencin buralarda vakit öldürdükleri bir ilde, güçlü bir iktidar partisine değil de muhalefete oy veriyorlar. Türk olsun Kürt olsun. Tepkilerini AK Partiyle oy vermemekle ortaya koysunlar.

         Bu iki hemşerimiz yani Ali Kemal AYAZ ve Güven Demirel gençler. Dinamikler. İyi bir eğitim görmüşler ve haklarında bu güne kadar hiçbir şaibe, dedi kodu olmamış.

         Ama bu yeterli midir?

         Kendilerindedir başarının anahtarı.

         Eğer herhangi bir ırk mezhep ayrımcılığı yapmazlarsa,

         Bizdendir sizdendir demezlerse,

         Dar, çıkarcı, şirret bir kesimin tasallutundan kurtulup, adil ve dürüst olurlarsa

         Memur tayinlerinden uzak dururlarsa,

         Protokol ile değil halk ile birlikte olurlarsa,

         Gerçekten muhtaç olan işsiz yığınların dertlerine çare olmaya çalışırlarsa,

         Iğdır’ın ticaretine, ekonomisine, turizmine, tarım ve hayvancılığına yönelik kalıcı projeleri hayata geçirmeye çalışırlarsa

         Bu ve benzeri konularda başarılı olurlarsa kimse onların ırkına kökenine bakmaz.

         Bu da tamamen kendilerine kalmış bir husustur.

         Ben başarılı olmalarını yürekten dilerim. Bu nedenle de kendilerine yardımcı olacağımı peşinen beyan ederim.

         Ama eski alışkanlıklardan kurtulmayıp dar kalıpçı çıkarcı ahbap çavuş ilişkilerine girerlerse elbette ki eleştiri hakkımı sonuna kadar kullanacağım.

         Sonuçta Iğdır bizim. Hepimizin.

         Bu düşünceler içerisinde kendilerine partilerine ve Iğdır’a uğurlu olmasını dilerim.