YEŞİL IĞDIR-GAZETECİLİK VE CABBAR ŞIKTAŞ

15/08/2024

Taşra gazetecilerinde ortak bir tutum söz konusudur. Herkesi her şeyi eleştirebilir. Yererek olsun, överek olsun. Ama diğer gazeteciler hakkında bir şeyler yazmaktan kaçınırlar.
Oysa gazetecilik toplum ile kamu arasında iletişim-köprü kurma zorundadır. Toplumun sıkıntılarını, beklentilerini idareye-siyasete aksettirmek ve çözüm bulunma noktasında yardımcı olmaktır.
Bir diğer görevi de toplumun kültür düzeyinin ve kalitesinin artmasında öncü rol almaktır.
Ne var ki Türkiye genelinde eğitimin kalitesi hızla düşüyor. Buna bağlı olarak da gazetecilerin.
Ben TÜRKÇE DİL YANLIŞLIKLARI ÜZERİNE, Milli Eğitim Müdürlüğü sınıf öğretmenlerine, Valilik Personeline. Üniversite Edebiyat Fakültesi öğrencilerine, Emniyet Personeline Iğdır Düşünce Otağına seminerler verdim. Bana para pul almıyorsun. Kendini neden helak ediyorsun, diyenler oluyor. Beni yetiştiren Iğdır’a asgari görev olarak telakki ediyorum.
Yeşil Iğdır Gazetesi Iğdır’ın en donanımlı en uzun soluklu gazetesidir.
Babadan miras olarak gazeteciliğe soyunan Cabbar bu görevi gerektiği gibi yürütmekten öte, çıtayı daha yukarılara taşımakta da öncülük yapıyor
Yıllarca öncesiydi. Vali Mustafa Tamer bir toplantıda gazetecilere Teşekkür Belgesi veriyordu. İlkokul iki terk mezunlarına bile belge verince Cabbar mesleğinin onurunu korumak adına protesto ederek kendisine verilecek belgeyi almadan toplantıyı terk etmişti. Ben de belgeyi almadan ayrıldıydım.
Vali Karahisarlı Polisevi yemek salonunda yemekli bir toplantı düzenlemişti. Ancak gazetecilere salonun en arkasında yer verilmişti. Cabbar ile ben bu duruma itiraz etmiştik. Yani en arkada oturarak konuşmayı nasıl dinleyecek, kayda alacak v e resim çekebilecektik ki. Vali Bey böyle emretmiş, cevabını alına Cabbar ben ve üç arkadaş daha salonu terk ettik. Yemek saati geçiyordu. Cabbar bizleri İranlılar lokantasında ağırladı. Biz valinin iki kap yemeği için toplantıya gitmemiştik ki.
Cabbar alaylı değil. Yani öyle Gazetecilik-İletişim Fakültesi filan mezunu değil. Ama günümüzde bu fakültelileri cebinden çıkarır.
Son zamanlarda Cabbar’ın makalelerini okuyorum. Hemen hemen hiç imla ve anlatım hatası olmuyor.
Makalede aranan kanıt, belge, tutarlılık, tarafsızlık gibi olmazsa olmaz ölçütlere (kriter) tam uyuyor. Bunu başarabilmek için ise görgü, bilgi, araştırma, tarafsızlık arşivleme… gibi unsurlara sahip olmak gerek. Bu da Cabbar’da fazlasıyla var. Ve giderek yazıları olgunlaşıyor. Deruni bir hal alıyor.
Bir gazete bürosunda oturmuşum. Hanım bir kız gazetenin dizgisini hazırlıyor. Şöyle bir göz attığımda Ziya Paşa’nın ünlü vecizesini hatalı yazdığını gördüm
Nush ile uslanmayanı etmeli tekrir, tekrir ile uslanmayanın hakkı kötektir, Ziya Paşa’nın bu ünlü atasözünün anlamı nedir…
İtiraz edecek oldum. Kız Benden iyi mi bileceksiniz. Ben gazetecilik yüksekokulu mezunuyum deyivermez mi. Hanım kız herhalde beni ümmi sandı. Ben de Gazi Eğitim Fakültesi mezunu olup 30 yıl Türkçe –Edebiyat öğretmenliği yaptığımı, 25 yıldır da araştırma ve gazetecilikle iştigal ettiğimi söyleyemedim.
Demem şu. Cabbar nice alaylılardan diplomalılardan daha seviyeli daha belgeli ve daha oturaklı yazılar yazarak toplumu bilgilendiriyor.
Aşağıda birkaç örneğini verdiğim yaygın ve büyük geçinen gazetelerin yaptığı hataların binde birini Cabbar yapmıyor.
Kendisini bu açıdan kutluyorum. Öğrencim olması hasebiyle çorbasında tuzum olduğu içinde gurur duyuyorum.

 

 

 

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir