HEP SİYASET HEP HAMASET OLMAZ Kİ BİRAZ DA LETAFET
HEP SİYASET HEP HAMASET OLMAZ Kİ BİRAZ DA LETAFET
27/12/2019
Çocukluğumuzda ve gençliğimizde köylüler yılbaşını filan bilmez ve kutlamazlardı. Hoş onlar yine kutlamıyorlar. Yok Hıristiyan işidir, yok günahtır diyerek. Sanki yaptıklarının hepsi şer’i hepsi sevapmış da.
Onlar günlük geçim derdindeydiler. Yılbaşı kalburüstü ailelerin, bürokratların, sosyetelerin meşgalesi idi.
Ancak o günlerde insanlar teknolojinin cenderesine daha girmedikleri için her şey içten,doğal ve güzeldi.
Yılbaşı gecesi radyosu olan bir evde toplanılırdı. Zira herkesin evinde radyo yoktu. Olanlarda yayınları doğru dürüst çekmezdi.Hava hattı yer hattı.Sahra bataryası filanla ancak gece yarısına doğru Müzeyyen Senar’ın Zeki Müren’in filan şarkılarını dinleyebilir,milli piyango çekilişini izleyebilirdik.
Hanımlar kendi aralarında koyu sohbete dalarken, babalarımız poker oynarlardı. Biz gençlere ise kızma birader, domino gibi hafif oyunlar düşerdi.
Tabii arada çeşitli maskaralıklar yapanlarda olurdu. Dozunda alkol alınırdı.
Gençler pınarından su içtikten sonra NOKTA NOKTAM şiirini keşfettik. İllaki bana ezberden bu upuzun şiir okutturulurdu.
Bu şiirin çok hüzünlü bir hayatı vardır. Şair Rıza Polat Bartın’da 24 yaşlarında Türkçe öğretmenidir. İlçenin en zengin ve çok güzel kızı öğrencisidir. Aralarında flört başlar. Ama öğretmen evlidir. Yasak aşktır yani bunlarınki. Konu dallanıp budaklanmaya yüz tutunca Rıza Polat tayin ister ve Bartın’dan apar topar ayrılır.
Ancak gönlünde ağır yara izleri vardır. Onulmaz aşk acısı ve ayrılığı yüreğini deler. Hele bir de unutulduğu haberi gelince sevdiğinden, bu şiiri serial biçimde “BENDE KALAN MEKTUPLAR” başlığı altında yazar ve Bartın’a gönderir. Şiir elden ele ağızdan ağza o meçhul sevgiliye de ulaşır.
Şair kızın adı gölgelenmesin diye isim yerine üç nokta … koyar ve NOKTA NOKTAM diye seslenir o dilbere.
Şiirin tamamını aşağıda yayınlıyorum. Yılbaşı gecesini biraz duygusallaştırır düşüncesiyle.
Beğendinizse ki beğeneceğinize eminim. Şairin GÜNEYDEN GELİYORUM GÜNEYDEN şiirini de internettten bulup okumanızı salık veririm.
Hepinize iyi yıllar dilerim.Umar ve beklerim ki yeniyıl hepinize sağlık huzur ve mutluluk getirsin.
Nokta Noktam
Dün bir dosttan, uzun
bir mektup aldım
Beni anlatmış sana ve sen ona
“Unuttum artık onu” demişsin
Hem bu sözü gülerek,
Medar-ı iftihar ile söylemişsin…
Unutamazsın Nokta Noktam
Unutamazsın!
Çünkü; unutmak için
önce unutulmak gerek..
Oyasa ki sen,
Hala bende esen,
Eski kavak yelisin….
..
Unutamazsın…
Kan değil, tüküremezsin,
Ruj değil, silemezsin
Dişi dudaklarına, dişimle yazdığım..
İki heceli erkek adımı….
Unutamazsın Nokta Noktam
Unutamazsın!
..
Seninle biz, halâ bir kabukta
İki badem içi gibiyiz..
Baharsın; kokacaksın..
Güneşsin; yakacaksın…..
Sabah yatağım kadar rüyâ dolu
Sabah yatağım kadar sıcaksın..
Unutamam..Unutamazsın!
..
Şimdilik bu kadar.
Öbür mektubuma daha diyeceklerim var
Darılma bana,
gücenme sakın
Ankara günlerinin bembeyaz ufkundan
Binlerce selam sana
…
Bahar başladı nokta noktam
Ankara’da bahar,
veriminde toprak ana
Aylar var ki sana tek satır yazamadım..
Oysa ki şimdi mevsim bahar
Ötüşlerde adın, kokuşlarda tadın var..
..
Artık yazmalıyım…
Takvime baktım bu sabah,
ayrılalı beş ay olmuş..
Düşün ki Nokta Noktam
Beş ay denilen nesne tam yüz elli gün eder..
Bunca uzun ayrılıksa;
İnsanı, herşeye küskün eder…
İnan bana…
Dargınlığım herkese
Ve tek hasretim sana.
..,
Düşünüyorum…
Aşıklar pazarına çıkan yolu düşünüyorum…
Bu yolun sağında yükselen
Her geçişinde penceresinden tebessümler gelen
Bahçesinde iri yedi veren,
kayısı gülleri açan evi düşünüyorum..
Bir türlü gelmiyor düşüncelerimin ardı
Ablan yanımda çorapsız gezerdi,
Baş örtüsüz annen benden kaçardı.
Düşünüyorum…
Bu mevsimde baban,
Her akşam bir yerine iki içerdi.
Miyoplaşınca gözleri “Şair, iç be oğlum
bahar dişidir doğurur” derdi….
..
Bahar başladı Nokta Noktam.
Ankara’da bahar,
Gönül ufkunda yağmur bulutları
Cennet olsa artik sevmiyorum
Sevmiyorum sensiz baharı…
..
Sen; ey yirmidört baharın en güzel süsü!
Sen; ey mutlu günlerimin mutlu türküsü!
Sen; ey ilk yaz akşamları kadar güzel çocuk!
Sen; ey altın gözlerinin hisli dünyası!
Ölümsüz bir yolculuk yaratan
Sen; ey çıplak bir hançer gibi!
Boylu boyunca gönlümde yatan
Sen; ey herşeyim olan herşey!
Son mektubunda söz verdin
Tut diyorsun..
unuttum
Unut diyorsun,
unutmak mı?
Güneş tekrar doğmayı unutabilir mi hiç?
Gönül ferman dinlemez sözü unutulabilir mi hiç? ..
..
Sen; ey mutlu günlerimin mutlu türküsü!
Sen; ey herşeyim olan herşey!
.
Bu gece Yılbaşı…
Başkent’de kar yağıyor Nokta Noktam
Başkentte kar
ve tütüyor gözlerimde
Küllenmiş bir mangal gibi hatıralar…..
Başkent’de kar yağıyor, başkent’de kar…
Bu gece yılbaşı.
Bilirsin ki Nokta Noktam
Yılbaşında hesaplanır
Çoğu zaman insanların yaşı.
..
Bu gece yılbaşı…
Tokmaklarında yirmi dört hece
Eğilip üstüme sessizce
Şehrin kule saati
Bilir misin Nokta Noktam?
Bilir misin, ne dedi?
“Şair, kutlu olsun, yaş otuz yedi.”
Ve bir el saçlarımdan tutarak
Kalbimi sana kadar sürükledi..
..
Bu gece yılbaşı, başkent ayakta
Çalınan Tuna dalgaları komşu plâkta.
Ne de kıvrak bu vals havası
Başladı yine gönlümün
On yıl evvel ki kanaması….
..
Ne günlerdi o günler cancağızım
Ne günlerdi….
Sen, on yedisinde sevgilerin sisinde
Başı duman duman bir kız.
Ben, yirmi üstünde
Gönlü gördüğü her güzelliğe nişanlı
Öylesiye bir şair, öylesiye bir delikanlı……
Ne çabuk geçti zaman.
Hey gidi Dünya hey…
Bu gece yılbaşı
Dışarıda kar yağıyor ve tütüyor gözlerimde
Küllenmiş bir mangal gibi eski hatıralar…
Köşede bir kırlent, kırlentde bir resim.
Bartın’da bahar.
Elimle yapmışım
“asma köprüsünden” Kocanaz deresi
Sağda, orta okul
Okulda, çocukların sesi.
“Çakır beylerin” elma bahcesi.
Derede kayık, dümende ben.
Küreklerde sen.
Hava berrak, hava ılık
Hava temiz
Ve sularda sarmaşan gölgemiz…
Bu gece yılbaşı, başkent ayakta
Çalınan Tuna dalgaları değil artık
komşu plâkta.
Gönlüm bu diyardan çok çok uzakta..
Dışarıda kar yağıyor.
Dışarıda kar
ve tütüyor gözlerimde
Küllenmiş bir mangal gibi
Eski hatıralar..
Rıza Polat AKKOYUNLU
Benzer Haberler