İYİ Kİ BELEDİYE BAŞKANI DEĞİLİM
Sık sık
belediye üzerine yazılar yazmamdan olsa gerek,
arkadaşlar takılırlar bana.  Neden başkanlığa sen aday olmuyorsun
diye.
Seçilme şansımın mutlak sıfırın altında olması bir yana, benim
harcımda değil.
Çarpık çurpuk da olsa Iğdır büyüyor. Hem de pek hızlı olarak.
Günümüzde artık maddenin, dolayısıyla kentlerin de “canlı”
olduğu kabul ediliyor. Onların da doğduğu yaşadığı, hayat alanları,
sıkıntıları, hastalıkları olduğu biliniyor.
Bu açıdan Iğdır bir canlı. Ancak vücut bulduğu ortam çok kötü.
Bir kere ovanın en verimli yerinde. Sonra altyapı ve yüksek bina
inşaatına izin vermeyecek gevşek ve alüvyal-jeolojik bir toprağı var.
Bir metrelik uygun kabuktan sonra hemen kumlu tabakalar
başlıyor. Üç beş metre kazıldığında hemen su çıkıyor. Orgof(Suveren)
sırtlarından bakıldığında yeşilliği ortasında beton yığınlarının habis
bir ur gibi büyüdüğünü ve yayıldığını görürsünüz. Demek ki Iğdır kanser
olmuş.
Kış aylarında hava kirliliği had safhaya varıyor. Iğdır boğuluyor.
Demek ki solunum yetersizliği var. Ciğerler, bronşlar tıkalı.
Iğdır’da bir yerden bir yere araçla ya da yaya gitmek çok zor.
Demek dolaşım yetersiz.
Yollar, evler, binalar, kaldırımlar rasgele yapılmış. Plana projeye
hiç uyulmamış. Demek bebekliğinde iyi beslenememiş. Zafiyeti var.
Renksiz, zevksiz, estetikten uzak bir rüküşlük var. Demek
eğitimi eksik. Psikolojik sorunları var.
Bunlar benim gözüme takılanlar. Örnekleri ve tespitleri
çoğaltmak mümkün. Sonuçta Iğdır büyüyor. Büyüdükçe hastalıkları
artıyor, kronikleşiyor. Derinleşiyor. Aşırı trioid salgısı sonucu irileşmiş, şişmanlamış bir büyüme. Ne elbise yaraşır, ne ayakkabı ayağına oluyor.
İşte Iğdır böyle bir şehir.
Başkan seçiyoruz şehre. Bu hastalıkları iyileştirsin diye. Ama
hasta oksijen çadırında, yoğun bakımda. Komada. Hasta Allaha havale.
Başkandan medet umuyoruz. Belediyenin imkanları ne. İki aspirin ile
zatürree olmuş bir hastayı iyileştiremeyiz ki.
Hantal, yeni günün şartlarına uymayan. yenilenemeyen
belediye yasa ve yönetmelikleri.
Ne lazımcı, adeta uyurgezer bir kadro,
Kırık döktük yetersiz ve miadı dolmuş araçlar,
Tam takır bir bütçe.
Bu ortamda hastalıklara yenileri eklemek veya azdırmak için
başkana baskı yapan, kör bencil, çıkarcı, süfli bir zihniyete sahip meclis
ve vatandaşlar.
Bu projeyi kitabına uydur. Buna iş ver. Buna para veya malzeme
ver diyen parazitler.
Bütün bunlarla boğuşmak durumunda kalan ve yalnızları
oynayan bir başkan.
Yok yok. Benim gibi disiplinli, doğru ve güzele aşık, ama
tahammülsüz bir adam tırlatır. Benden başkan maşkan olmaz v e iyi ki
de seçilme şansım filan katiyetle yok

Bu yazımı 23/09/1999 da yazmışım,25 Yıl geçmiş aradan, Tarihini 19/05/2024 diye güncelleyelim.
Değişen bir şey var mı?

 

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir