AH NEREDE VAH NEREDEN BİR BULABİLSEM BEN IĞDIR’I

02/06/2024

Yaş ilerledikçe kalbimiz inceliyor, ruhumuz inceliyor. Eziliyor ve geçmişi daha bir özlemle arıyor anıyoruz.

Geçenlerde Telekom Müdürlüğünün önünden geçtim. Telekom Müdürlüğünün yerinde iki katlı kiremitten yapılma bina vardı. Bizim kuşak ortaokulu orada okuduk.

Ortaokul kız öğrencileri

Taştan yapılma güzel bir ilkokulumuz vardı.12 Kasım İlkokulu. Hangi akılla bu tarihi binayı yıktık adını da değiştirerek çok katlı bir okul yaptık. Kurtuluş İlköğretim okulu.

12 Kasım İlkokulu

Yıl 1953 12 Kasım İlkokuluna kayıt

Sinema ve tiyatro binaları vardı. Onlardan hiç söz etmeyeyim. Miatlarını doldurdular mı diyeyim. Yoksa şimdiki insanların zevk ve beklentileri mi değişti nedir.

Telekom’un karşısında da yine kiremitten yapılma bina vardı. Orası da ortaokula aitti. O bina da yıkılmış. Yerine bilmem ne yapacaklar.

Türbanın icat olunmadığı, saçın gözükmesinin günah sayılmadığı 1950 li yıllar

Derken anılar sisli, puslu yürek burkan bir hayıflanma ile hologramvari görüntülerle gözümden ağdı.

1960 lı yılların yiğit delikanlıları beybaşını şenlendirirken

Bir Keşiş Bağımız vardı. Büyük doğal bir koruluktu. Bu günkü Merkez Camisinin yerinde olan kilisenin arka bahçesiydi. Bu nedenle adı Keşiş Bağı idi. Parselleyip sattık. Kiliseyi yıkıp cami yaptık.

Iğdır’ın betonlaşmadığı yıllar

Halfeli caddesi üzerinde şimdiki Atatürk Lisesi’nin yeri Gaz Ambarı denilen büyük bir koruluk idi. O günlerin en büyük enerjisi olan gazyağı tenekeleri burada depolanırdı. Esnaf üç beş teneke getirir satardı. Öyle onlarca yüzlerce teneke kente sokulmazdı. Yangın riskinden ötürü.

Gazocağı.Yemek bunun üzerinde pişirilirdi

Burayı şahsa satmadılar ama Atatürk Ortaokulu Endüstri Meslek Lisesi burada açıldı. Bir de güzel bir hamam yapıldı. Fakat o hamamı da yıktık.

Merkezde polisevinin karşısında Asri Hamam vardı. Onu da yıkıp müteahhide verdiler. Gerçi bir çok hamam Iğdır’da yapıldı ama hiçbirisi o hamamların yerini vermiyor. Şimdikiler sauna duş arası bir şey.

Su deposu.Eyfel kulesinden daha görkemliydi

Su depoları vardı. Yıktılar. Niyesini anlayabilmiş değilim. Zaten kimse de bir açıklama yapma ihtiyacı duymuyor. Öğretmenevimiz vardı. Yıkım furyasından o da nasibini aldı. Belki de yıkılması gereken en doğru şey o oldu.

Iğdır’ın içinden arklar geçerdi. Her yan bağ bahçe olduğu izin bu arklar ile sulama yapılırdı. Ama kentleşme ve nüfus artışı ile bunlar da işlevlerini yitirdiler. Ve bir bir dolduruldu. Yol yapıldı. Bitişik arsalara katıldı.

Füsun Önal’ın 1975’lerde listeleri alt üst eden AH NEREDE VAH NEREDE parçası kulaklarımda yankılanıyor.

Fransa ya da İstanbul değil Iğdır’dan bir zarafet sembolü.Kuşu-Zafer Çağlar çifti.

Bir bulabilsem ben onu. Yani geçmişimi.

O eski Iğdır’ı

Aristokrat ailelerin son temsilcisi olarak ben

 

Benzer Haberler

1 Yorum


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir