Yusuf Abi de gitti

16/01/2023

Yusuf Abi dediğim Yusuf Akar. Birkaç gün önce vefat etti. Gençlik yıllarından beri Iğdır’ın tanınan ve bilinen kişilerinden biriydi. Allah rahmet etsin. Askerden geldiğinde ilkokul dördüncü sınıftaydım. Evleri kalabalıktı. Göz aydınlığına geliyordu komşular. Nazo hala şeker veriyordu mahallenin çocuklarına. Şeker bitince tekrar dikiliyorduk Nazo halanın karşısına. Her defasında şekersiz göndermedi bizi.

Yaklaşık bir yıl içinde kapı komşu diyebileceğimiz dört ölümüz olmuş. Üçü Avşar kardeşler. Önce Vural’ı kaybettik. Birkaç ay sonra Erol. Ondan kısa bir süre sonra da Yavuz Abi.

Yusuf Abi ; uzun boyu, taralı , bakımlı kumral saçları,  uzun kollu beyaz gömlek ve ütülü pantolonu ile kalmış aklımda. Bir de yürürken ses çıkaran iskarpin ayakkabıları. O yıllarda yürürken ‘gırç,gırç’ ses çıkaran iskarpin ayakkabılar gençlerin gözdesiydi.

Yavuz Abi yaz tatillerinde gelirdi Iğdır’a. Eskişehir’de okuduğu askeri okulun mavi üniforması ile kalmış aklımda. Hayranlıkla bakardım mahalleden çarşıya doğru gidişine.

Vural bizden iki yaş büyüktü. Erol okul arkadaşımdı. İlk okulu farklı okullarda okusak da orta okulu birlikte okuduk. Bir tek orta okul vardı zaten. Lise yoktu.

Orta okulu bitirdik. Liseye kaydolduk. Okul Kars’taydı. Okullar açılmadan birkaç gün önce konuştuk. Erol otobüsten yer ayırtmıştı Kars için . Orada teyzesinde kalacağını söyledi. Benim ne zaman gideceğimi, nerde kalacağımı konuştuk. Ne yer ayırtmıştım, ne kalacağım yer belliydi. Babam bir süredir İstanbul’daydı benimde otobüs bileti alacak param bile yoktu.

Babam bir akrabamıza okullar açılmadan  para göndermiş bana vermesi için, tembih de etmiş geç kalmasın gününde gitsin okuluna. Kumar alışkanlığı olan akrabamız parayı kumarda kaybedince okulların açılmasından on beş gün sonra verebilmiş parayı. Bütün bunları babam döndükten sonra öğrenebildik.

Bir arkadaşım daha benim gibi geç kalmış. Tesadüfen aynı güne bilet almışız otobüsten. Kars’a gittik nihayet. O yıllarda ilçelerin hiç birinde Lise yoktu. Bizim gibi dışarıdan gelen öğrenciler üçer beşer kişi birlikte ev tutup orda kalırdı. Biz geç kalınca ev de bulamadık. Bir süre Iğdır Palas otelinin bir odasında kaldık. Pahalı gelince daha ucuz bir otele geçtik. Bu hikayeyi ayrıca yazacağım.

Okula gidince ilk işim Erol’u sormak oldu. Gelmiyor dedi tanıyan arkadaşlar. Bir süredir gören olmamış. Sonunda öğrendim. Erol yatılı öğretmen okulu sınavlarına girmişti. Rize öğretmen okulu. Orayı kazanınca gitmiş. Vural’da orada okuyordu zaten.

Rize’ye gidince o da Vural’ı bulamamış okulda. Sınıfta kaldığı için atılmış okuldan. ‘..Dünya başıma yıkıldı sanki , keşke gelmeseydim, Vural burda diye girmiştim sınavlara..’ diye anlatmıştı yıllar sonra yaptığımız bir sohbette. Tek dersten kalmış Vural. Yatılı okuyorsan ve sınıfta da kaldıysan okuldan atılma sebebiymiş demek. Aileden olan korkusu mu, mahcubiyeti mi artık her ne ise Iğdır’a gelemeyince Eskişehir’e Yavuz Abinin yanına gitmiş.

Bir süre sonra tek dersten kalanlar için bir sınav hakkı daha verilince tek ders sınavına girip sınıfı geçmiş.

Sonra okullar bitti ülkenin dört bir yanına dağıldık. Gittiğimiz yerlerde hayata tutunma çabası o kadar zamanımızı almış ki Iğdır’da Menderes’in daveti ile bir sofranın etrafında Yusuf Abi, Vural, Erol ve ben bir gurup arkadaşla bir araya geldiğimizde aradan kırk yıla yakın zaman geçmişti.

Yavuz Abiyi de  İstanbul’da ameliyat olduğu hastaneden Erol’la birlikte alıp evine götürdüğümüzde son gördüğümün üzerinden ne kadar zaman geçmişse ne o beni tanıyabildi ne de ben onu.

Allah rahmet etsin hepsine.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

0 Paylaşımlar

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir