YÖNETİMİN BELİRLEYİCİLİĞİ

04/09/2021

Türkistanlı  Timur, nam-ı diğer Aksak Timur büyük bir imparatorluk kurarak tarihe iz bırakmış bir “Fatih”tir.  Ancak ağırbaşlılığının göstergesi olan tüm sofuluğuna karşın zalimdi.  Fethettiği ülkelerde taş taş üstünde bırakmıyor, sonra da yerine bir şey koymadan ülkeleri tam bir kargaşalığın kucağında bırakarak gidiyordu.  Bununla da kalmıyor; giderken yanında dönemin emek sahibi seçkin ustalarını- örneğin, ipek dokumacıları, usta işçileri, camcı-çömlekçileri- beraberinde götürüyordu.  Buna aydınlar, sanatçılar, bilim adamları dahil.  Söz yerindeyse o ülkenin içini boşaltıyordu. Yanısıra “cihat” adına yüzbinlerce insan kılıçtan geçiriliyordu.  O’nun seferleri sonrasında İran’ın, Hindistan’ın, Anadolu’nun çağına göre büyük gelişme göstermiş şehirleri bir harabe yığınına dönmüştür.

Timur’un  dördüncü nesilden torunu Hüseyin Baykara, uzun dönem hükümdarlığını yaptığı Horasan’ı bu tahrip edilmiş ülkeler arasında bir vaha yapmıştır.  Baykara Doğu tarihinin en iyiliksever hükümdarı olarak adını duyurmuştur.  Çağdaşları arasında merhameti ve yumuşaklığı ile bilinir.  Sarayına sanatçıları, bilim adamlarını toplamış; O’nun zamanında başkent Herat, Doğu’nun rönesansını yaşamıştır.

Tarihin bir döneminde aynı imparatorluk içinde iki zıt durumun oluşması, yönetimin belirleyici özelliğini göstermektedir.  Yönetici vardır; yıkıntıların içinden bayındır bir ülke çıkarır.  Yönetici vardır; bayındır olan ne varsa tahrip eder, ülkeyi harabe haline getirir.

Günümüzde ülkenin kötü yönetiminden yurttaşları sorumlu tutanlar az değildir.  Birazcık insaf terazisine vuracak olursak; “kötülük” biraz da yöneticilerin “kötü” olmasından kaynaklanmaktadır.  Tatlı sözü var, akıl çelen medyası var, pirinç/makarna gibi “ikramları” var.  Sonuçta halk bir şekilde kandırılıyor.  Akıl başa gelince de atı alan Üsküdar’ı geçmiş oluyor.

İnsan bu; kavun değil ki koklayıp kabul edesin, diyenler olabilir.  Siyasetin tabiatında var, kandırmak/kandırılmak.  İş odur ki, bir defa kandıktan sonra ders alıp kandırılmamak.  Bizde ne yazık ki, bir defa değil, onlarca kez kandırma sahnesi yaşanıyor.

O kadar da zor değil.  Yönetici olacakların sözüne değil, özüne bakmalı.  Hayatı, yaptıkları, ilişkileri izlenirse; bir yerde onun nasıl bir insan olduğu anlaşılır.  Kolay olmayabilir de.  Ancak yönetici seçmek pazardan karpuz-kavun seçmeye benzemiyor.

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir