02/08/2021

YOKSULLUK  KÜLTÜRÜ

Saat sabah 9’a beş var.  Market açıldı açılacak.  Kapıya biriken kalabalık sabırsızlıkla kapının açılmasını bekliyor.  Kapı açıldığında sıra mıra kalmıyor, kalabalık eşya standına koşuyor.  Herkes önceden kararlaştırdığı kullanım malzemesi peşinde.  Bulan, mal bulmuş mağribi havasında, bulamayanlar elleri böğürlerinde çaresiz.

Bu manzarayı haftanın belirli günlerinde yurdumun her köşesinde seyredebilirsiniz.

Onlarca yıldır vatandaş marketlerin belirli günlerde ve belirli sayıda –önceden ilan ederek- satışa sunduğu ucuz ve kalitesi düşük ürüne yönlendirilmiş.  Tencere-tava alınacak ya da eve gerekli masa-dolap türünden ürünler mağazalarda pahalı.  Ya da şöyle diyelim: alım gücü her geçen gün düştüğü için normal ev eşyası normal satış yerlerinden alınamıyor.  İhtiyaç bu şekilde karşılanmış oluyor.  Kalite düşükmüş; tez zamanda dökülecekmiş ne gam!  İhtiyaç karşılanıyor ya, sen ona bak.

Süreç; yoksulluğa boyun eğme sürecidir.  Geliri düşük insanlar normal kalitede ürün kullanım alanından uzaklaştırılıyor. 

Bir yoksulluk kültürü oluşuyor.

Pazara geç gidiliyor; arta kalan yarı bozuk ürün ucuza alınıyor.

Çocuklar normal malzemeyle pişirilmişler yerine, şekeri, yağı, unu kalitesiz ve de sağlığa zararlı  market kekleri tüketiyorlar.

Pamuklu, kaliteli kumaştan dikilme giysiler alınamıyor; kansorejen maddelerden imal gözalıcı ucuz elbiseler giyiliyor.

Sıklıkla makarna yemede bir beis görülmüyor; sağlık etkisi yüksek besin maddeleri görmezden geliniyor.

Taze meyve pahalı; aramolı meyve suları buzdolabının bir köşesini işgal ediyor.

Kalitesiz mal hem sağlığa zararlı oluyor, hem de ömrü kısa olduğundan daha pahalıya geliyor, parası yetmeyene.

“Mecburiyet” denilebilir, ancak bu “mecburiyet” zamanla alışkanlık haline geliyor; ucuz ve kalitesiz mal kullanım hayatımızdan bir daha çıkmıyor.  İtiraz bir yana, bulduğumuz için seviniyoruz da.  Kimsenin aklına gelip; “yahu ben de insana yakışır kaliteli mal almak istiyorum, bu, parası olan belirli zümrelerin tekelinde olmasın.  Ben de insanım” diye haykırmıyor.  Çünkü yoksulluk kültürü zamanla yaşam biçimi olmuştur.

Kaliteli yaşam sürdüren egemenlerin istediği de budur.

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir