24/06/2020

YEREL BASININ VE OKUYUCULARIN ZAFİYETLERİ

        1996 yılında gazeteciliğe soyundum. Demek ki çeyrek yüzyılı geride bırakıyorum. Bir ömür yani.

        Iğdır basınına çok şey getirdiğimin bilincinde ve farkındayım.Tevazuya gerek yok.

        Köşe yazarlığı,araştırmacı gazetecilik, haber-yorum iç içeliği, ,edebi,kültürel yazılar benimle birlikte ivme kazandı.

        Tabii yazılarda kalite,kompozisyon bütünlüğü, kanıtlar, belgeler, gerçek bilgiler diğer gazeteci arkadaşları da bu yönde zorladı.

        Ne var ki son zamanlarda, yani sanal ağın gelişmesi ile “türedi” gazeteciler ile onların yazdıklarını ciddiye alan, düşünmeyen, sormayan, sorgulamayan ve fakat ciddiye alan bir okuyucu kitlesi oluştu.Özellikle de facee’de. Zira hiç bir denetim yok. Kontrol yok. Ciddiyet yok.

        Ve gazetecinin her yazdığını doğru sanan, itibar eden bir okuyucular.En hazin tarafı da her iki satır çizeni gazeteci sayan bir yığınlar ordusu.

        Daha somut örnekler ile devam edeyim.

        1-Güneşin ilk doğduğu yer Iğdır’dır sözü.Doğru değildir.Güneş önce Hakkari’ye ışıklarını vurur.Açınız imsakiyeye bakınız.İftar Hakkari’de Iğdır’dan önce açılır.

        2-Boraltan Kapısı diye bir kapı yoktur.Boraalan, Borualan Dilucunda ki kapının adıdır ve bunun Boraltan’a atfedilen hazin(!) tarihi olayla ilgisi yoktur.Öyle bir tarihi olayda olmamıştır.

        3-Şeyh Şamil Atatürk’ün kardeşi devresi filan değidir.Aralarında yarım yüzyıl fark vardır.

        4-Şeyhşamil Azeri oyunu olmayıp Kafkas ve Dağıstanlılara özgü folklorik bir rakstır.

        5-Iğdır’da Kurtuluş Savaşında 40 tabur milis gücü vardı abartmadır.40 tabur bir kolordu eder.Oysa olan milis güçleri 40 destedir.Yani 400 kişi civarındadır.Ve doğru olan da budur.

        6-Seçilmiş atanmıştan üstündür havası.Öyle bir şey yoktur.Kaymakam Belediye Başkanının amiridir ve protokolde öndedir.Vali protokolde milletvekilinin önündedir.Bilmeyenler protokol listesine bakabilirler.

        7-Bütün karmaşaya,bütün tahribata rağmen devlet erkleri farklıdır.Vali başsavcıya, başsavcı valinin tasarruflarına karışmaz. Karışamaz.Hayati konularda fikir teatisinde bulunmalarını bizim ahali karıştırır.

        8-Şehit Mehmet Çavuş hikayesi net değildir.Ne yerel, ne merkezi kaynaklarda böyle bir isim yoktur.Ama bizim insanımız askere “memet” dediğinden böyle bir isim ortaya çıkmış olabilir.

        9-Küçük Ağrı ve Dilucu bölgesi Atatürk tarafından para ile alınmamış, 1936 yılında sınır toprak değişimi ile İran bize vermiştir.Biz de İran’a Van tarafında sınırdan toprak vermişiz.

        10-Iğdır Cumhuriyeti diye bir cumhuriyet yoktur. Kurulmamıştır. Aras Cumhuriyetidir aslında kurulan.Ve o da ilk Türk Cumhuriyeti değildir. İkincisidir. Birincisi Trakya’da kurulmuştur.

        11-Iğdır beldesinin ilk SEÇİLMİŞ Belediye Başkanı Hacı Hanlar ÖCAL Bey’dir.Öncekiler görevlendirilmiş veya atanmışlardır.Ama kalktı birisi 1939 yılında seçilen Rıza Yalçın’dır dedi.Sanki 1924-1939 arasında hiç belediye başkanı olmamış gibi.

        12-Devlet bürokrasisinde memur-amir bir kaç göreve bakıyorsa en yüksek olan görevinin maaşını alır.Toplantılara katılma harcı ise bu işleri bilmeyenlerin sıktığı palavralar gibi iki üç bin lira olmayıp 250-400 lira arasındadır.

        Neden açtım bu konuyu.Zehir hafiye bir gazeteci geçinen ve bu işleri atmasyonlar ile sürdürmeye çalışan -ve ne hazindir ki bu zırzopların dediklerine inananlarda çıkıyor-bu kendini arif sanan zat gidip de belediyeden ya da özel idareden sorsaydı, bir kayyum ya da görevlendirilen kişi ne kadar eksra ücret alıyor diye sorma zahmetine katlansaydı,  alacağı cevap benim yazdığım olacaktı.Ama içindeki husumetten sıkıyor palavrayı.Kafa bulanıklığı yaratılıyor.İnananlarda çıkıyor işte.

        Sonradan gerçekleri öğrense bile, düzeltme, tekzip ya da özür dileme diye bir kavramdan haberleri de yok bunların.

        İşin en acı, en ilginç ve en trajik yanı da başka kurumlardan belediyeye aktarılan görevlilerin durumudur.Hiçbirisi gönüllü değildir.Angaryadır.Yüktür.Belediye gibi siyasi kumkuma olan,kör bir kuyuya( GAYYA) gelip çalışmak istemez.Hele ayda 300 lira 400 lira gibi komik bir rakama.Asli işini bırakacak, gece yarılarına kadar da belediyede dirsek çürütecek.Yeterli araç yok eleman yok.Ama bizimki sallıyor.İki üç bin lira alıyorlar.Eksiği var beyzadenin. Dolar üzerinden alıyorlar maaşlarını.

Eh bu arada düne kadar etrafında pervane olup şaklabanlık yapan,taklalar atarak vıcık vıcık yağ kokan methiyeler ile dalkavukluklar sergileyenlerin, o amir gittikten sonra böylesi çark etmeleri,yeni efendiler edinmeleri ise tam karakterlerine uygun, ama gazeteciliğin de yüzkarası olarak ortaya çıkmaktadır.

        Hoş o gazeteci arkadaş da pek haksız değil hani.Böylesine uyduruk ve üfürük haberlere inanan saftirik okuyucular olduktan kelli.

 

Benzer Haberler

2 Yorum



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir