01/06/2020

VALİ-BELEDİYE-KAYYUM

            Belediyeye kayyum atanmasından sonra bir çok okuyucum, izleyicim,hocam niçin bu konuda bir şeyler yazmıyorsun deyip durdular.

            Bense erken olduğunu, gelişmeleri yakından izlediğimi ve ardından yazacağımı söyledim.

            Bir kere kayyum denen”atama-görevlendirme” uygulamasını aklı başında olan kimse istemez. Kimse böyle bir şeyi tasvip etmez.Buna kayyum olarak atanan kaymakamlar valilerde dahildir.

            Bir kaymakamın, valinin işi değildir belediyeyi yönetmek. Zaten işleri başından aşkın.Bir de farklı bir dünya olan, apayrı sorunları, yapılanması bulunan ve tam anlamıyla siyasetin göbeğinde bulunan ve siyasi baskı, beklenti ve gaileler ile iş yapan belediyenin başına geçmek bir valinin düşüneceği, bekleyeceği en son şey bile değildir.

            Nitekim Vali Ünlü Bey’de böyle bir göreve talip olmamıştır. Ama devletin vereceği görevden de kaçması ya da yapmaması diye bir konu da olamaz.

            Mehmet Nuri Güneş 2009 yılında belediye başkanı seçildikten sonra geçirdiği bir soruşturma kapsamında görevden alındı ama yerine kayyum atanmayıp belediye meclisi üyelerden birini, Hüseyin Malk’ı başkan olarak seçti v e seçimlere kadarda böyle yürüdü işler.Kayyu atanması ile en çok oy almış bir parti ve ona verilen 22 bin seçmen oyu adeta BUTLAN(yok hükmünde) sayılıyor.

            Şimdi de aynı yola başvurulması daha şık olurdu ama bu bir devlet tasarrufudur. Beğenmeseniz de uymak zorundasınız.

            Ben 1996 yılından bu yana belediye ile adeta iç içe olmuş,yakından başkan ve diğer yetkilileri adım adım izlemiş, her türlü toplantılarına katılmış birisi olarak bir çok konuda belediye işlerinin, şu seçim denen, demokrasi denen nazenin yüzünden sağlıklı yürümediğini görmüş ve hayıflanmışımdır.Zira 30 çobanın oyu 29 uzmandan,profesörden üstün tutulan bir garabettir bana göre.

            Düşünsenize belediye ile hiç ilgisi olmayan birisi başkan seçiliyor. Meclis desen ha keza. Ve bunlar yüz binleri yönetmeye, sorunları çözmeye talip oluyorlar.

            Birinci yıl, gelen gideni ağırlamak, tebrikleri kabul ve iade-i ziyaret ile geçiyor.

            İkinci yıl acaba ne yapılabilir hazırlıkları. Plan proje üretmek. Üçüncü yıl kaynak finans bulmak derken son yıla geliniyor ve her şey askıya alınıp seçime odaklanılıyor.

            Bu yüzden Türkiye gibi ülkelerde daha farklı bir yöntemin uygulanmasını düşünürüm ama nasıl olacağını tespit etmek  benim işim değil.

            Vali Bey,ek bir sorumluluk ile başbaşa kaldı.Ancak birçok avantajı da var. Şöyle ki Vali Bey, Bursa Osmangazi kaymakamlığından Iğdır’a vali olarak atanmıştır.Osmangazi’nin nüfusu  900 bine merdiven dayamıştır.Dolayısıyla Vali Bey çok büyük bir ilçenin ya da çok büyük bir şehrin bir kaymakamı idi.

            Doğrudur.Tarla ya da hayvan üreticisi pek görmedi ama bir kentin sorunları nedir en az belediye başkanı kadar yakından izledi ve gördü.Yani bu konuda büyük bir gözlem deneyim ve birikim sahibidir.Iğdır’ın 9 katı olan bir ilçenin kaymakamı için Iğdır minyatür bir şehircikten öte değildir.

            Diğer yandan merkezi idare muhalif partilere üvey evlat gözüyle bakmaktadır.Bu açıdan kayyumların büyük bir itibar ve talep hakları vardır.Plan projeleri hayata geçirmek için merkezin desteğini rahatlıkla alabilirler.Bu ise Iğdır için çok büyük bir avantaj ve fırsat demektir.

            Bu açıdan Iğdır’ın okumuşları, ağsakallıları,siyasetçileri,önderleri Vali Bey’e destek vermelidirler.Köstek olmanın ne yararı olabilir ki.Bu noktada “kayyum”a değil Iğdır’a hizmete katkı sağlanacağının bilincinde olmak gerek.

            Vali Bey’e de naçizane birkaç önerim olacaktır.

            Belediye işleri üç başlıkta özetlenebilinir:

            1-Personelin çalışma ve özlük hakları.Bu öyle veya böyle yürümektedir.

            2-Hizmetler.Temizlik,zabıta,kanalizasyon su gibi rutin çalışmalar.Personel sayısı yetersiz, buna mukabil araç gereç parkı yeterlidir.Bu birimler sağlıklı ve disiplinli çalıştırılırsa kaliteli hizmet verilir.

            Örneğin seyyar satıcılar.Hem kenti kirletiyorlar.Hem insan akışını engelliyorlar.Hem namuslu esnafın satışına ortak olup vergi vermeksizin çalışıyorlar.Sizin görevlendirilmeniz ile birlikte seyyar satıcılar yine kenti istila etti.Lütfen zabıtaya kesin emir vererek bu sorunu çözdürünüz.

            Çöplerin toplanması yalnızca belediyenin işi değildir.Daha doğrusu kent ne kadar az kirletilirse çöpler de o kadar az ve toplanması kolay olur.Oysa insanımız kent kültüründen çok uzakta olduğu için umursamaz biçimde şehri çöpe boğuyor, ondan sonrada yöneticileri suçluyorlar.

            3-Proje ve yatırımlar.Bu konuda belediyenin olsun diğer kurumların olsun çalışmaları vardır.Bunları inceletmek,uygun görülenleri tez elden hayata geçirmek ve tabii ki yeni projeler ile Iğdır’ı, çağdaş güzel ve YAŞANABİLİR bir kent olması için merkezi hükümet nezdinde girişimlerde bulunmak.Araç gereç ve kaynak sağlamak.

            İşte bu tam sizin destek ve himmetinizle olacak şeyler.

            -Örneğin,içme suyu,kanalizasyon gibi altyapı projeleri.

            -Merkezi parkın tez elden ıslah edilmesi,karakolun oradan kaldırılması,

            -Belediye binasının başka yere taşınması.Bunun için şimdiden proje çalışmalarına başlanması.Yer olarak ise itfaiye önünden geçen 36 metre genişliğindeki caddenin çevre yoluna yakın yerlerinde alınacak, istimlak edilecek geniş bir arsa üzerinde modern ve uzun yıllar ihtiyaca cevap verecek bir bina yapılır ve belediye rahat bir nefes alır.Bizzat görüyorsunuz.Bina yetersiz. Tıkış tıkış.Bir çok birimde başka binalarda hizmet vermeye çalışıyor.Hem de semtler arası eşitsizlik nispeten giderilmiş olur.

            Hastane ve yurtlar Melekli Caddesinde,havaalanı,cezaevi, DSİ,Çevre Şehircilik Müdürlüğü,Gıda Tarım Müdürlüğü Kars Caddesinde,Emniyet Rektörlük Doğubeyazıt Caddesinde ama şu sözünü ettiğim caddede hiçbir devlet yatırımı,binası yok. Böylece denge kısmen de olsa sağlanmış olur.

            Bu arada Valilik Binasının taşınması için yapılan çalışmalar pek yerinde.Ben bu konuda defalarca yazdım.Şimdi önerimin hayata geçeceğini görmek beni ziyadesiyle mutlu etmektedir.

            Şehrin merkezi yerinde Vilayet Konağı olmaz ki.Vali gelir.Trafik kapanır.Milletvekili,bakan gelir trafik alt üst olur.

            Çelenk koymak için ise Belediye Binasına gidilir.Park yeri yok.Ve personel oturacağı bir tabure dahi bulamamakta.Dolayısıyla Vilayet Konağının ferah ve hizmete cevap verecek bir biçim de yeniden yapılması çok ama çok yerinde bir karardır.Ancak bütün bunlar bir bütünlük arz eder. Yani Vilayet Konağıyla birlikte Belediye binasının da yeniden yapılması ve oradan taşınması elzemdir.

            Bu ve benzeri konular kayyum avantajı ile rahatlıkla çözülür.

            Kayyumun dezavantajını ise halktan uzak olunması, herkesin sıkıntısını derdini Valiye anlatma şans, zaman ve lüksünün bulunmaması ve elbette ki seçilmişlerin devre dışı kalması olarak özetleyebiliriz.

            Kayyum olarak Vali Bey bazı işçileri çöpe ve başka birimlere göndermiş gibisinden yersiz eleştiriler ve dedikodular var.Kayyum herkesi görevine göndermiş.Adam çöpçü ama bilmem hangi birimde memur olarak çalışıyorsa, bunu asli yerine göndermek görevdir.Hatırlatırım.Mehmet Nuri Güneş de seçildikten hemen sonra çalışanları asli görevlerine göndermişti.

             Bir Iğdırlı olarak bizim muradımız hizmet almaktır.

            Bunu da Vali Bey’den beklemek hem hakkımız, hem dileğimizdir.

Vali Bey’in de bu konularda istekli ve gayretli olduğunu görmek bizleri de hem memnun ediyor hem umutlandırıyor.

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir