28/01/2020

TAŞLAR YERİNE OTURURKEN

FETÖ soruşturması kapsamında Enver Altaylı nam şahıs hakkında FETÖ yöneticiliği ve casusluk davası iddianamesinde; karışık ilişkilere ışık tutar nitelikte savlar ileri sürüldü.  İddianamede; Enver Altaylı’nın ‘çok sayıda CIA çalışanı ile irtibatının bulunduğu, bunlarla Türkiye’deki sosyal ve siyasal gelişme hakkında yazışmalar yaptığı, kritik gelişmelere ilişkin raporlar hazırladığı’ belirtiliyor.  Altaylı’nın; “Muhterem efendim” sözleriyle başlayan mektuplarla dönemin Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ’u ve MİT’in Orta Asya Sorumlusu Kâşif Kuzinoğlu’nu Fethullah Gülen’e şikâyet ettiği yazılıyor, iddianameye.

Enver Altaylı ‘anahtar kişilik’; Türkiye’nin son 50 yıllık fırtınalı döneminde her savrulmanın içinde izi olan bir figür.

Eski bir MİT görevlisi.  O’nu dönemin MİT başkanı Korgeneral Fuat Doğu’ya öneren Alparslan Türkeş.

MHP’nin Almanya müfettişi.  F. Almanya istihbarat örgütü (BND)-Türkeş-Enver Altaylı ilişkisini ilk önce Uğur Mumcu açıklamış.

MHP’nin yayın organı Hergün gazetesinin genel yayın yönetmenliğini yapmış, bir dönem.

Enver Altaylı, CIA ajanı Ruzi Nazar’ın manevi evladı. Öylesine ki, bu bağlılık O’na; “Ruzi Nazar:CIA’da Bir Türk Casus” adlı bir kitap yazdırmış.  Ruzi Nazar, ABD’nin “Yeşil Kuşak” projesinde önemli roller almış birisi.  Sovyetler Birliği’nde Türki Cumhuriyetler kapsamında yıkıcı faaliyet olan bu projenin bir tarafında ; birçok yüksek bürokrat’ın açılışına katıldığı “Gülen Okulları” yer alıyor.  Enver Altaylı Zaman gazetesinde; “Orta Asya’da Türk jeopolitiğinin içini dolduracak insan Fethullah Gülen Hocaefendi’dir” diye yazıyor.

Enver Altaylı’nın siyasi çizgisi, bir kısım kesimin hala kabullenmek istemediği “CIA merkezli bağlantıları” gün yüzüne çıkarıyor.  Bunlar önceden de biliniyordu, ancak şimdilerde ortaya çıkan yeni izlerle artık yadsımak olanaklı değil.

“Geçmiş geçmişte kaldı” diye geçiştirmek de tutarlı değil.  CIA’nın Türkiye üzerindeki emelleri son bulmuş değil.  Ve bu örgütün işbirlikçi bağlantıları günümüzde de icraı faaliyetteler.  Geçmişi gereği gibi değerlendirerek geleceğimize yön vermek temel ilkemiz olmalı.  Aksi takdirde geçmişte yaşananlar değişik biçimlerde tekrarlanacaktır.