0703/2021

Ben ta senin yanında dahi hasretim sana

Ergenliğe adım attığımız yıllarda şiire pek düşkündüm. Okur, ezberlemeye çalışır ve şiir defteri tutardım.Benden bir kuşak önde olan ağbilerin de şiir defterleri vardı.Onların defterlerindeki şiirleri tarar beğendiklerimi aktarırdım.

Düğünlerde, toplantılarda, özellikle beybaşlarında şiirler okurdum. Rakı –şarap sofralarının her zaman davetlisi olurdum bu yüzden.

1960-1970 yılları arasında taşrada şiir defteri filan bulmak zor olduğundan, ben de şiirleri okul defterlerine yazardım

Okul defterinden şiir almanağı

Şairlerini kim olduğunu bilmeden derleme yapardım. O dönemde defterlerimdeki bir bölümden birkaç şiiri alıyorum. Meğersem bunlar Şemsi Belli’ninmiş. İlk aşık olduğumu sandığım komşu kızına, aşkımı açmaya dahi cesaret edemedim. Şemsi Belli Sanki aşağıdaki şiiri, benim için yazmıştı. Ya da o yaşların kaçınılmaz yazgısıymış,

Şemsi Belli

 BİLMECE

Bir güzel kız çocuğu var uzakta

Siyah gözlerinde nem

İsmi benim defterlerimde sık sık geçer

Ama size söyleyemem.

Bazen düşünürüm de geçen günleri.

Bir hoş olur ürperirim

“Ben çok kadın tanıdım ama

Onu fazla sevmiştim” derim.

O güzel kız çocuğu şimdi kadındır

Günleri hem aşksız, hem tasasız

Kocası, evi çocukları vardır.

Biri oğlan, biri kız.

Kim olduğunu sormayın. Söyler miyim hiç

Dallar kuruyunca eğilmez

Defterlerim, şiirlerim bilir onu sevdiğimi

Kendisi bile bilmez…

Resim sigara içerken

BU ŞEHRİN IŞIKLARI

Şehrin bütün pencereleri yandı

Sofralar kurulmuştur her evde şimdi.

Sofralar ki, insanlar oturur yığın yığın

Sofralar ki, çatal-kaşık sesleri dolu…

Şehrin bütün pencereleri yandı

Herkes kendi kaderini yaşar yeniden.

Ben de kendi kaderimi yazarım…

Işığı sönük küçük odamda…

Anne diyebilen insanlar vardır.

Yavrum diyebilen kadınlar dolaşır bu odalarda.

Karanlıklar annem benim…

Yavrusuyum gecelerin…

Şehrin bütün pencereleri yandı…

Kimi örgü örer, kimi fal bakar

Benim fakir evimin penceresinden

Tanımadığım bir hayal bakar…

Anneler! okşamayın çocuğunuzu…

Benim annem çok uzaklarda.

İçimde bir damar koptu sanırım.

Kapayın pencerelerinizi kardeş insanlar

Neş’enizi kıskanırım…

İLK ÖPÜŞ

Bir yaz gecesiydi, bizim sokakta
Güzel bir ayışığı vardı…
Dört oğlan, yedi kız
Onbir kişiydi…

Saklambaç oynadınız mı siz de çocukken?
Bu da soru mu, elbet oynadınız.

Onbir kişi, onüç-ondört yaşlarında
Kimimiz kısa pantalonlu, kimimiz çocuk
Ağaç arkalarında, köşe başlarında
Saklanıverirdik teker teker…
Kırmızı entarisi beyaz puvanlı
Bir kız vardı içimizde
İnanın ki ismini bile unuttum!
Şeker mi şeker…
İlk öpüşmem o kızla oldu benim
Saklambaç oynadığımız bir gece
Herkes bir köşeye sinince,
Onunla aynı yere saklanmıştık…

Görülmemek, duyulmamak tatlı şey
Hele korku… gizliliğin lezzeti…
Nefesimiz birbirine karışıyordu
Etime dokunuyordu eti…

Hiç de öpüşmek niyetimiz yoktu
Yoktu ama, ya o tatlı gizlenme.
Bir ateşi körüklüyordu içerden
Ne oldu, ne olmadı… bilmiyorum
İçimde bir gıdıklanma oldu birden

Önce elini tuttum… sonra omuzlarını
Aaah!… o fısıltı halindeki gizli itiraz.
-Yapma ne olursun bir gören olur.
-Hayır! kimse görmez… beri gel biraz!

Bimezdim sevgilinin dudaktan öpüldüğünü
Dudaklarım hafifçe yanaklarına değdi.
Parmaklarım göğüslerine.
Bu bir öpüş değil, başka bir şeydi…

Saklambaç oynadınız mı siz de çocukken
Sizin de ilk öpüşünüz böyle mi oldu?
Nere gitti o ışıklı geceler?
Kırmızı entarisi beyaz puvanlı kız
Ne oldu?

Kırmızı entarili kızın
Şimdi başka elbiseleri vardır.
Evlenmiştir, hanım hanımcık olmuştur.
Çocukları vardır:
Anneleri kadar şirin… tatlı… yaramaz…
Çocuklarını sever, kocasını sever…
Saklambaç oynadığımız günleri hatırlamaz…

Hepimizin yüreğini dağlayan ilk aşkın acısını, parmak uçlarımıza kadar duyarız ama, serde erkeklik olduğundan unuttuk deriz. Şair de öyle diyor amma, inanan taş olsun.

UNUTTUM

Seni sevdiğim zamanlarda

Sevda gönlümde hevenk hevenkti

Güzel bir kadındın amma

Gözlerin ne renkti?

Unuttum…

Başını göğsüme dayadığın an

Saçların ne kokardı?

Ve ilk defa karşılaştığımız akşam,

Üstünde hangi elbisen vardı?

Unuttum…

Hiçbir şeyi unutmayacağımı sanırdım.

Aşk ne tatlı

Ne yalan şeydi

İsmin neydi?

Unuttum.

Ve siyasal şiirin köşe taşlarından, solculuğun temel bakış  açısından ya da karşı çıkmanın, başkaldırının yumuşak anlatımı. Serde DEV-GENÇLİ olmak var.DEV-GENÇ’in efsane başkanı Ertuğrul Kürkçü Iğdır’da.Mahkeme sırasını adliye koridorunda beklerken.Yıllar nasıl da hırpalamış bizi.Ama ne yüreğimize ne ideolojimize ne birbirimize ve emekçilere olan sevgimize dokunabilmiş,

Resim Ertuğrul Kürkçü.

Iğdır Belediye Başkanı Av.Murat Yikit-Ertuğrul Kürkçü ve Ben Adliye koridorlarında

ANAYASO

Gul, gurban olduğum Hökümet Baba!

Baa bir alfabe veremez miydin?

Gara dağlar gar altında galanda

Ben gülmezem

Dil bilmezem

Şavata’dan Hakkari’ye yol bilmezem

Gurban olam, çaresi ne, hooy babooov ?

Bebek yanir, bebek hasda, bebek ataş içinde

Ben fakiro,

Ben hakiro

Dohdor ilaç, çarşı bazar tam – takiro

Gurban olam bu ne işdir hooy babooov !

Çoçiğ ağliir, çoçiğ öliir, geçit vermiy Zap suyu

Parasizo,

Çaresizo

Ben halsizo, ben dilsizo, şeher uzah, yolsizo

Bu ne haldır, bu ne iştir hooy babooov !

Gara dağda, gar altında ufağ ufağ mezerler

Yeddi ceset hetim hetim Zap Suyunda yüzerler

Hökümata arz eylesem azarlar

Ben ketimo

Ben hetimo

Ben ne biçim vatandaşım hooy babooov ?

Şavata’tan Angara’ya ses getmiir

Biz getmeğe guvvatımız hiç yetmiir

Malımız yoh

Yolumuz yoh

Angara’ya ses verecek dilimiz yoh

Ganadımız, golumuz yoh

Bu ne biçim memlekettir hooy babooov ?

Yerin, yurdun adresesin bilmirem

Angara’da: Anayasso !

Ellerinden öpiy Hasso

Yap bize de iltimaso

Bu işin mümkini yoh mi hooy baboov ?

 KÜLLÜ MAFİŞ

Bana geceyarısı bahçeye gel ve balkona tırman

Diyorsun

Gece karanlıktan korkarım

Korkmadığımı farzet

Çamaşır ipinden balkona tırmanamam

Tırmandığımı farzet

Farzet ki sana uydum

Çamaşır ipi sağlam çıktı farzet

Pencereye kadar çıkamam ya

Çıktığımı farzet

Baban duymazsa anan duyar

Ablan duyar

Birisi duyar

Duymadıklarını farzet

Beni gecelikle karşıladığını

Öpüştüğümüzü koklaştığımızı farzet

Öyle zamanlarda öksüresim gelir

Öksürmediğimi farzet

Cık

Farzet ama

Gelirken getiren bir heyecan var

Ya dönerken

 Küllü mafiş

Olmaz bu iş

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir