SAYGIYADEĞER VALİ’YE VE CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

         Önce alttaki habere bir gözatın sonra benim yorumumu okuyunuz

Iğdır Valiliği  ile Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü arasında “Kamu Yararına Yükümlü Çalıştırılması Amacıyla İş Birliği Protokolü” imzalandı.

              Vali H. Engin Sarıibrahim ve Cumhuriyet Başsavcısı Sn. Oğuz Şükrü Ener arasında arasın da imzalan protokol ile; denetimli serbestlik hizmetleri mevzuatına göre haklarında denetimli serbestlik tedbiri verilen yükümlüler, kamu kurum ve kuruluşlarındaki yararlı işlerde ücretsiz çalıştırılacak. 
              Yapılan iş birliği protokolü ile haklarında kamuya yararlı bir işte çalıştırılması kararı verilen yükümlülerin ceza infazlarının yerine getirilmesinin yanı sıra, yeniden suç işlemelerini engelleyici etkenleri güçlendirmeyi, sosyalleşmelerini teşvik etmeyi, üretken, verimli, kanunlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk sahibi bir yaşam biçimini benimsemelerini sağlayarak onları topluma kazandırmak amaçlanıyor.

Önümdeki haber bu. Sıradan, yalın bir haber gibi gözükse de, toplumun kanayan yaralarından birine parmak basılıyor ve o yaranın daha kolay onulması.sağalması için bir adım atılıyor.

         İster kader kurbanı deyin, ister toplumun tortusu ya da suçluları. Adının ne olduğunu fazlaca bir önemi yok.

         Bilerek ya da bilmeyerek, çoğu kez ani bir kızgınlık ve öfke ile ya da değişik nedenler ile suç işliyor ve cezaevine düşüyor. Yasaların verdiği cezasını çekiyor. Salıverilince, -eğer içeride birkaç yıl ve üzeri yatmış ise-sudan çıkmış balığa dönüyor. Topluma uyum sağlamakta zorlanıyor. İş bulamıyor. Toplum ise acımasızca onu dışlıyor. İş vermiyor. İlişki kurmuyor. Korkuyor, çekiniyor. Neme lazım diyor. Ve benzeri nedenlerden yalnızlığa ve yokluğa ve adeta dolaylı olarak yeniden suça teşvik ediliyorlar.

         Bu dışlanmışlık ve karşıdakilerin korkuya dayalı, zoraki alttan almaları da cezaevinden çıkmış adamı dürtülüyor o da havaya girip durumdan istifade ediyor. Yalnızlık, dışlanmışlık uyumsuzluk ve bu tür yaklaşımlar ile birleşince bir tür suç işleme dürtüsü ağır basıyor. Hapisane onun için adeta bir kurtuluş mekânı oluyor. Bu yönelim sokak haytalığının bir parçası ve derken yine cezaevi.

         Bu kısır döngüden çıkmak sistem gereği çok zor. O nedenledir ki haberlerde izliyoruz.Filan firari ya da zanlı suç makinesi çıktı.Çok bilmiş bizlerde, ekran önünde çayımızı yudumlarken “Allah belasını versin bunların.Niçin uslanmıyorlar” diyerek ahkâm kesiyoruz.Sanki hiç günahımız mesuliyetimiz yokmuş gibi.

         Oysa onu dışlayan ve yeniden suça iten sistemdir. Biz onu topluma kazandıramıyoruz. Onun yeniden dürüst, namuslu bir vatandaş olması için devlet ve toplum olarak yardımcı olmalıyız.Zira topluma olan borcunu ödemiştir.

         Toplum bu konuda duyarsızlıktan öte çekingen ve ürkek.

         Onun da kuşkusuz haklı ve geçerli nedenleri vardır.

         Peki ya devlet.

         Bu noktada devlete çok büyük sorumluluk düşmekteyse de yöneticilerimiz bu konularda kafa yormaz, gereksiz yere böylesi netameli konulara girmek istemezler.

         İşte farklı ve toplumsal özveride bulunan ilin Başağası ve Cumhuriyet Başsavcılığı, işbirliği yaparak bu tür suçlu olup cezalarını, denetimli serbestlik çerçevesinde bir kısmını çekecekler için kolaylıklar gösterilerek, bunlar kamu kurumlarında çalıştırılarak topluma yeniden kazanılmalarını  ve rehabilitasyonlarını sağlamak için protokol imzalanıyor.

         Keşke devletin imkânları elverse de ücretsiz çalıştırmak yerine cüzi bir miktarda harçlık da verilebilse, hiç olmazsa belirli suç kategorilerinde daha iyi olur diye düşünüyorum.

         Toplumun kanayan bir yarasına merhem olmak adına, pek çağdaş, pek insani ve sosyal bir tutum.

          Bu nedenle bu haberi önemseyip köşeme alarak, Vali Bey’e ve Cumhuriyet Başsavcısına teşekkür etmek istedim.

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir