22/08/2020

PANDEMİ  FIRSATÇILIĞI

Hiç 30 TL’ye aldığınız yaş pasta pandemiden sonra 60 TL olur mu?

Bizde olur, hem de bal gibi, hem de saklamadan.  Gerekçe hazır; pandemiden sonra fiyatlar arttı.  Ancak artışın miktarı rivayet, kimilerinden iki katı, kimilerinde birkaç kat.

Akbük’te “Yağız Simit Sarayı” diye bir yer var.  Evlilik yıldönümü için pasta sipariş ettim.  Geçen yıl da etmiştim, memnun kalmıştık.  Kasadaki görevli ısrarla “kaç kişi” üzerinde tepiniyor, oyun sonradan ortaya çıkacaktı.  Ben de 1.5-2 kg bir pasta dillendiriyorum.

Ertesi gün siparişi almaya gittiğimde, bir de ne göreyim; avuç içi kadar bir şey.  “Yarım kilo gelir mi?” diye soracak oldum, “Biz kaliteli malzemeden yapıyoruz, ötekiler şişirme” babında bir şeyler söyledi. 

Çarnaçar eve yöneldim, bizimkilerin kabul etmeyeceğini bile bile.  Nitekim öyle de oldu, bizim yarımlık nesneyi yüklendim “saray”a vardım.  Ne kadar çok saray çıktı, ortalığa.  Hadi 1001 odalı sarayı anladık, ya ötekiler… Adam, bizim simitçi gibi küçük bir dükkan açıyor, tabelasına büyük harflerle “saray” yazıyor.  Neyse satıcı beni hoş karşılamadı, “4 kişilik dediniz, biz de öyle yaptık” türünden laflarla beni sorumlu tuttu.  Tüm ısrarlarımla; daha önce aldığım ürünün gramajının olağanüstü düşürülüp, fiyatının  arttırıldığına dair söylediklerimi anlamak istemedi. 

Başka bir çözüm önerdim; küçük pastayı geri alıp yerine normal büyüklükte bir ürün vermesini, fiyat farkını karşılayacağımı teklif ettim.  Kabul etmedi; siparişi geri alamazmış, vitrine koyamazmış, vs.  Sanki ürünün üzerinde benim olduğuna dair damga var!

Ürünü tezgaha bıraktım, arkama bakmadan eve vardım.

Kimbilir, ülkemde benim gibi gündelik mağduriyet yaşayan kaç yüz bin insan var?  Dolar artıyor, fiyatlar uçuyor, esnaf kardeşlerimiz birkaç aylık kayıplarının acısını biz tüketicilerden çıkarıyor. 

Yetkililer her zamanki gibi tribünde seyirci.   Bir müdahale edin, kardeşim şu ürünü şu fiyata satıyorsun, ama gel bakalım hesabını ver, demiyor.  Özellikle gıda alanında; düşük gramaj, sağlıksız malzeme, aşırıfıyat artışı hükmünü yürütüyor.

Artık siyasi erke bir şey denmiyor, ancak yurttaşı benim gibi mağdur edenlere; “Haram olsun, zehir zıkkım olsun” demek içimizi bir nebze serinletiyor.

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir