19/12/2020

MÜTTEFİK

Amerika Birleşik Devletleri ile Türkiye müttefik olamaz ve hiçbir zaman dilimi içinde olmadı da.  Biri emperyalist bir devlettir;  gelişmekte olan devletlerle ilişkisi tek yanlı bağımlı kılmaya dayanmaktadır.  Türkiye Cumhuriyeti ise “İstiklal-i Tam (tam bağımsızlık)” ilkesi üzerine temellendirilmiştir.  Bu iki devletin kimyası ayrı, mayaları farklıdır.

İşte bu sebeptendir ki, ABD-Türkiye ilişkileri emperyalist oyunların sıkça sergilendiği ve Türkiye’nin her darbede/kumpasta daha çok bağımlılık girdabına sokulduğu  niteliğe bürünmüştür.

Gün gelmiş “Marşal Yardımı” altında iç işlerimize sızmış; CHP’yi bölerek içinden Demokrat Parti’yi çıkarmış ve bu parti aracılığıyla ekonomik bağımlılıklar yaratılmıştır.  Bu zaman diliminde ayrıca Türkiye SSCB’ye karşı “ileri karakol” durumuna sokularak emperyalist dış siyasetin bekçisi konumuna sokulmuştur.

Gün gelmiş “Morisson” lakaplı işbirlikçi siyaset adamını sahneye sürerek  “üsler” inşa etmiştr.  Böylece çıkmamacasına ülke siyasetine eklemlenmiştir.  Yine bu dönem ekonomik bağımlılığımız artmış; ülke içi üretim biçimi “ithal-ikame”sine dönüştürülmüştür.

Gün gelmiş ülke içinde çatışmalarla kaos ortamı yaratılmış, uygun zamanda “bizim oğlanlar”a darbe yaptırılmıştır.  Darbeden sonra ülke ekonomisi ardına kadar emperyalist tekellere açılacak; ülke dış borçtan belini bir daha doğrultamayacaktır.

Gün gelmiş “millilik gömleği”ni sırtından atmamakta direnen  Refah Partisi içinden bir gurup devşirerek iktidara getirmiştir.  Bu dönem ABD’nin ülke siyaseti üzerine bir karabasan gibi çöktüğü zaman aralığı olarak anılacaktır.

ABD karabasanı son olarak 15 Temmuz’da işbirlikçisi marifetiyle darbe teşebbüsüne kalkışmış; bu hareketiyle ne denli bir “müttefik” olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Eğer ABD ile Türkiye arasında bir ittifaktan söz edilecek olursa bu, ABD’nin emperyalist karakteriyle Türkiye’nin; gözünü iktidar hırsı bürümüş yerli işbirlikçileri arasında oluşmuştur.  Ve bu ittifaktan  her zaman ülke zarar görmüştür.  Son yaptırımlar karşısında siyasetçilerin; “böyle müttefiklik olmaz” şeklindeki yakınmaları kendileriyle ABD arasındaki tek yanlı ilişkilerin üzerini örtmek içindir.

İşbirlikçi siyasetçinin tersine sokaktaki adama sorsanız; “Amerika’dan dost olmaz” cevabını verecektir.  Yaptırımların tek olumlu etkisi gözlerdeki perdeyi biraz daha aralamış olmasıdır.

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir