MUTLULUK DALGALARI VURUR GÖNÜL KIYILARIMA

09/06/2021

Bu gün şiir zamanı; şiirden başka bir şey düşünmek, yazmak, konuşmak gelmiyor içimden. Bu gün içimden gelen şeyi yapacağım. Yani, şiir dalgalarıyla vuracağım gönül kıyılarına…

Ve haklı olarak dönüp konuşuyorum, kiminle olacak, kendimle: “Yahu kardeşim, sana ne ekonomiden, vergiden – algıdan, dövizden, kurdan; sen şiirine baksana, hazır elin kalem tutuyorken, dilin laf üretiyorken şiirini yazsana…” diyorum. Ama ekonomi de o kadar çok ilgilendiriyor ki, beni, benim gibileri, herkesi. Kağıdımız, kalemimiz, dizgimiz, baskımız kitabımız, yememiz-içmemiz hepsi ekonomiyle yakından ilgiliyken…

Artık her ne kadar şiirler bilgisayarda yazılıyor olsa da, kalemin kağıtla buluşması bir başka güzel, bir başka anlam taşımakta. “Kalem mi kaldı be kardeşim!” derseniz, size de hak veririm amma kalemle kağıt üstüne yazılan şiirlerin keyfide  anlamı da bir başka…

Kalemle kağıdın bir araya gelmesi başlı başına bir şiir değil mi? Böylece; çaktırmadan/belki de çaktırarak şiir konusuna geçiş yapmış oldum. Bir Iğdırlı olarak yaklaşık 14-15 yaşlarında iken ufak tefek şeyler yazmaya başladım. 50 yılı buldu şiire olan ilgim, kalem ve kağıtla  dostluğum. Bu ilgi;  yazma, okuma, yorumlama, söyleşi şeklinde sürdü geldi günümüze. Bu güne dek 6 şiir kitabı çıkarmış oldum; bunun iki tanesi çocuk şiirlerinden oluşmakta (ŞİİRE TATİL YOK ve BALONLAR ÖLMESİN).

Kendimi şiirle daha kolay ifade ediyorum ya da öyle sanıyorum. Her şiirden sonra şöyle arkama yaslanıp dik durur, gazeteden öğrendiğim derin ve uzun nefes egzersizleri yaparım. İyi yararlı bir iş yapmanın mutluluğu sarar evrenimi. İçimin alabildiğine genişlediği bu zamanlarda, kendime güvenim tamdır; MUTLULUK DALGALARI VURUR GÖNÜL KIYILARIMA. Ve daha önemlisi yararlı bir insan olmanın keyfini yaşamakta bulurum kendimi…

Bu kısa sohbetten sonra hiçbir yerde yayımlanmamış üç kısa şiirimi aşağıda sizinle buluşturuyorum. Kısa-öz olmalarına bakmayın, onların ANLAMIYLA ilgilenmenizi öneririm. Çünkü ben yazarken öyle yapıyorum…

UNUTMAYIN! O KOCA KOCA AĞAÇLARIN; TATLI, SULU, EKŞİ MEYVELERİNİN TAMAMI, KÜÇÜCÜK BİR TOHUMUN İÇİNDEKİ MUCİZEVİ BİR ANLAMDA SAKLIDIR. Anlamı olmayan şeylerle geçirecek kadar bol değildir zamanımız…

GÜNEŞLE DOSTLUĞUM VAR!

Her sabah Iğdır’da

Banagünaydın diyen güneş;

Her akşam Marmaris’te

Bana uğramadan batmıyor…

ARTIK PEŞİN YAŞAMA ZAMANI

Umut sınırsız

Gelecek belirsiz

Hayat ateş pahası

İnsanlık sudan ucuz.

Böyle zamanda

Düşündük taşındık

Karar verdik

En iyisi dedik;

Peşin yaşamak.

Gelecekteki mutluluğu

Yarına bırakmadan

Hemen bu gün

Bu gün yaşamak

Peşin, peşin…

Zira geleceğin

Ne getireceği

Bilinmiyor ki…

AH ŞU SAVAŞLAR!

O kadar çok

Savaşlar

Oluyor ki;

Hangisi haklı

Hangisi haksız

Ayırt edemez

Olduk.

Ortam fena bulanık

Kafalar fena halde

Karışık ki, sormayın.

Hep birlikte oturduk

Karşılıklı konuştuk,

Boş attık,dolu tuttuk

Sonuçta;

En iyisi  dedik;

Tüm savaşlara

Karşı olduk!

İyi de ettik…

 

Benzer Haberler

2 Yorum



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir