14/07/2020

15 TEMMUZ 2016 DEVLETİMİZİN VAROLUŞ ÇABASIDIR

          15 Temmuz 2016 günü FETÖ uşakları Türkiye Cumhuriyetine kasteden bir kalkışmada bulundular.

          Çok şükür bu girişimleri başarısız oldu.Cumhuriyetten,demokrasiden,hukuktan yana olan kesimlerin destansı direnişiyle bu girişim akamete uğratıldı.

          O meşum gece Iğdır’da neler oldu.

          Devletin üç silahlı kuruluşu vardır.

          1-Silahlı Kuvvetler

          2-Emniyet Teşkilatı

          3-Jandarma

          Bu üç kuruluş da yasalar gereği, hükümetin emrinde hizmet verip görev yaparlar.Ne var ki FETÖCÜ isyancılar, özellikle bu üç teşkilatta yuvalanmış ve bundan cesaret alarak darbe teşebbüsünde bulunmuşlardır.

          Bu çerçevede Iğdır özeline baktığımızda, Garnizon ve 5.Hudut Alayı Komutanı Kurmay Albay Ekrem Küçükberber, Jandarma Alay Komutanı Albay Mustafa Ulus Fetöcü iddiasıyla tutuklandılar.

          Vali Turgay Alpman Iğdır’a yeni atanmış ve elinde top tüfek yok ki. Olan da Fetöcü. Kimin ne olduğunu da bilmiyor.Henüz gelmiş.

          Devletin diğer kurumları,başsavcılık,rektörlük,vb. ellerinde inzibati güç yok.

          Geriye tek bir kurum daha doğrusu tek bir kişi kalıyor: Emniyet Müdürü Yüksel Babal.

          Zira Emniyetin de içerisinde müdür yardımcılarından tutunuz şube müdürlerine polislere kadar çoğunluk Fetöcü.

          Ve tabii ki Iğdır’ın milletine devletine cumhuriyetine bağlı sağduyulu vatandaşları.

          Darbe teşebbüsü için harekete geçildiğinde, o iki hain komutan tank ve top ile stratejik yerleri tutmazdan önce Yüksel Babal o engin sağduyusu, sezgisi ile ön alıyor.Hızlı düşünüp doğru karar vermek gibi, üstün bir meziyeti var.Ve onu hiç zaman yitirmeden kullanıyor.Hemen Vali Alpman ile görüşüp insanları meydana davet ediyor.

          Halka nasıl ulaşılır.Hiç bir kurumun mahallelere ulaşacak, onları bilgilendirecek,meydanlara davet edecek bir altyapısı, teknik donanımı yok.Pardon var.Camiler.

          Yüksel Babal valiye öneride bulunuyor valinin direktifiyle camilerde  sala okunuyor.Halkı meydana davet ediliyor.Ve kendisi de ölümü hiçe sayarak -ki bu bir darbe teşebbüsüdür nasıl sonuçlanacağı o saatlerde belli değildir ki-ön planda sahne alıyor.Halka umut oluyor.Ajite ve motive ediyor.Görevinin bilincinde olarak darbeye karşı müthiş bir darbe vuruyor.İsyana teşebbüs eden komutanlar şaşkınlıktan ne yapacaklarını bilemiyorlar.Valiyi garnizona “can güvenliği” için çağırıyorlar.Yapacakları tek şey bu.Valiyi enterne ederlerse Iğdır’da darbe başarıya ulaşır, hal sokaktan çekilir diye düşünüyorlar.

          Yüksel Babal’ın sezgisi ve karşı manevra yeteneği, burada bir kez daha kendisini gösteriyor.Valiye telkin ve öneride bulunarak komutanları Valiliğe “SİZ VALİLİĞE BUYRUN.ÇAYIMIZI BURADA İÇELİM “deniyor

          Iğdır’da kalkışmanın kırılma noktasıdır burası. İki Albay geceyarısı valiliğe hiç bir şeyden kuşkulanmadan geliyorlar.Fevkalade hazırlıklı ve öngörülü Emniyet Müdürü Yüksel Babal, pek güvendiği polisler ile ama bizzat kendisi önde ve silahlı çatışmaya hazır bir biçimde bu iki albayı derdest edip Emniyete(!)alıyor.

          Darbe teşebbüsü Iğdır’da başsız kalmıştır artık. Zaten bunların alayı ufuksuz öngörüsüz mürid takımıdırlar.Öyle olmasalardı ilkokul mezunu dahi olmayan, televizyonlarda salya sümük zırlayan bir meczupun peşinden giderler miydi.?

          O meşum gece yaşananlar özetle böyle.

          Elbette ki Iğdırlıların devlete ve emniyete destekleri olağanüstü düzeyde değerli olmuştur.

          Valinin darbecilere karşı tavrı net ve açık olmuştur. Kıymetlidir.

          Ve fakat bunlardan çok ama çok daha önemlisi, Emniyet Müdürü Yüksel Babal’ın fevkalade seziş ve hızlı tasarrufları, darbeyi bertaraf etmiştir.İnsanları yönlendirmiş v e desteklerini almıştır.

          Darbeci/isyancı albayları gözaltına alarak darbe girişimini Iğdır’da başsız ve komutansız bırakmıştır.

          Tartışmasız,amasız,fakatsız bu işin mimarı,müdürü komutanı Yüksel Babal’dır.Iğdır ona bu açıdan minnettardır.

          Maazallah O’nun yerine bir Fetöcü emniyet müdürü olsaydı veya ne yapacağını bilmeyen, pısırık, mızmız bir müdür olsaydı Iğdır’da darbe teşebbüsü çok daha zorlukla bastırılır ve kanlı olaylar,çatışmalar olabilirdi.Eğer bunların hiçbirisi olmadıysa başarı Yüksel Babal’ındır. Iğdır’ın şansına o sırada böylesi mümtaz bir müdür vardı.

          Ertesi günlerde ise ne ki Fetöcü, taraftarı,müridi, yandaşı, militanı, drijanı,hayranı, sempatizanı…alayı valilik önüne koşup demokrasi nöbeti(!) tutmuşlar ve darbeyi bastıran, set çekenler ise arka plana itilmişlerdir.

          Ve işin en hazin tarafı da bu kalkışmada yeni gelen ve elinden geleni yapan Albay Kahraman Dikmen Vali Turgay Alpman ve Yüksel Babal’a teşekkür yerine, Kahraman (adı da kendisi de kahraman) Albay emekli edildi.Vali merkeze çekildi.Yüksel Babal ise müfettişliğe verildi.Devleti Aliyye Osmaniye’nin üst düzey memuruna, bürokratına klasik bakışı.Hazin ama maalesef böyle.

          Aslolan makamlar terfiler veya tenziller değildir.Halkın gönlünde yer etmektir.

          Bu üç üst düzey yöneticimiz Iğdırlıların gönlündedir.Merkeze alınsalar da emekli olsalar da.

          Ve bu da onlar açısından yeterlidir.Makbuldür.

          Üzülen ve kaybeden ise Iğdırlıdır.

0 Paylaşımlar

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir