YOK BEN SİYASETİ ANLAMAK, BEN BAKMAK KENDİ İŞİME

2 hafta önce
450 kez görüntülendi

YOK BEN SİYASETİ ANLAMAK,  BEN BAKMAK KENDİ İŞİME

YOK BEN SİYASETİ ANLAMAK,

BEN BAKMAK KENDİ İŞİME

23/05/2023

Bana siyasetin bu kadar yoğun olduğu bir ortamda görüşlerimi yazmadığımı belirterek eleştirenler var. Sözgelimi Kılıçdaroğlu için ne mi düşünüyorum. Dedim ya “ben bakmak kendi işime.” Size bir fıkra anlatmak.

Nasrettin hoca merdiveni kaptığı gibi komşunun elma bahçesine girer ve tam elma toplayacağı sırada bağın sahibi elinde sopa ile koşa koşa gelir. Bakar ki yaşı başı yerinde, cübbesi, sarığı kavuğu fiyakalı bir adam. Çıkışarak
-Hoca efendi utanmıyor musun bu yaşta elma hırsızlığı yapmaya. Nasrettin Hoca gayet sakin:

-Ben elma çalmıyorum ki. Bahçıvan şaşırır ve :

-Peki ne yapıyorsun. Hoca:

-Merdiven satıyorum. Bahçıvan köpürür.

-Bre densiz adam. Burası merdiven satma yeri midir? Konu artık elma hırsızlığından çıkmış, merdiven nerede satılıra dönüşmüştür. Hocanın cevabı ibretliktir.

-Merdiven benim değil midir? İstediğim yerde satarım.

Siz artık bunu güncelleyip siyasilere yamayın. Hak, hukuk, adalet, liyakat, döviz ekonomi, işsizlik, pahalılık anlatılacağına, yok ben terörle ilgili değilim. Apo’yu çıkarmayacağım diyerek Nasrettin Hoca’nın kurnazlığına yenilen bahçıvan zavallılığıdır.

İki binli yılların başı. Iğdır Askeri Gazinosunda oturmuşuz. Vali, Doğubayazıt Tugay komutanı, iki albay ve ben sohbet ediyoruz.

O sıralarda benim laikliğin elden gittiği gideceği üzerine kaygılı yazıma değindiler. Ve paşa bana yönelik olarak:

-Hocam korkma dedi. Laikliğin teminatı bizleriz. Hemen sözünü keserek,

-Ben niye korkacam. Bizim eşlerimiz tesettüre çarşafa alışkındırlar. Asıl siz korkun. Eşlerinizin çocuklarınızın yaşamı değişecek. Ayak uyduramayacaksınız.

Ne dersiniz, subaylar sosyeteler mi korkmalı bizim gibi orta sınıfın alt gelir grubundan olanlar mı?

Yıl 2007 Tülay Tuğcu’dan boşalan Anayasa Mahkemesine Başkan seçilecek.11 üye oy kullanacak. Bunların 8 i sol tandanslı. Demokrat, çağdaş görüşe(!) sahip üyeler. Üç tanesi ise muhafazakar görüşe mensup.

         Demokrat geçinen sekiz adaydan yedisi başkanlığa aday oldu. Doğal olarak her biri bir oy biri iki oy aldı.

         Muhafazakar kadro Haşim Kılıç’ı aday gösterdi ve üç oyla Anayasa Mahkemesi Başkanlığına seçildi.

         Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu Cumhurbaşkanlığına seçilebilmek için mutlak 365 oyun gerektirdiğini ortaya attı. Ve cumhurbaşkanlığı seçimi zora girecekti ki pek demokrat Bahçeli imdada yetişti ve Meclise grubuyla girdi.365 meselesi çözüldü ve Abdullah Gül Cumhurbaşkanı seçildi.

         Eh zaten CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın Sayın Erdoğan’ı hapisten kurtarmasını da hatırlarsanız,

         Muharrem İnce’nin bir önceki Cumhurbaşkanlığı yarışındaki tutumunu da hatırlarsınız.

         Şimdi Kılıçdaroğlu’nun elmayı çalma  yerine merdiven satma şark kurnazlığına düşürüldüğünü(dikkat eden düştü demiyorum) bilinçli olarak saha dışı konularla iştigal ettiğini irdelerseniz, seçimin sonucunu da ayan beyan görürsünüz.

         Yok ben siyasete karışmak, kendi işime bakmak.

The following two tabs change content below.
Reklam

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Yukarı Çık