KÖLECİ TOPLUM VE SINIFLARIN DOĞUŞU

05/02/2023

İlkel halde yaşayan insan toplulukları çeşitli buluşlar ve alet yapımı ile birlikte toplumun bir kısmının çalışmadan yaşayabileceği kadar yiyecek ve geçim aracı biriktirmeyi başardılar.

 

Emeğin üretkenliğinin artması, insan üzerinde (yani malların üreticisi üzerinde bir mülkiyetin doğmasına yol açtı. Her kişinin açlıktan ölmeyecek kadar toplayabildiği veya üretebildiği zamanlarda, insanın insan tarafından sömürüsü maddi olarak olanaksızdı.

 

Ancak maddi ilerleme sayesinde kişiler kendi tükettiklerinden fazla üretmeye başlayınca, toplumun bir bölümü, diğer bölümünü sadece yaşamaya yetecek bir yiyecek karşılığında ve fazla ürüne el koymak için zorla çalıştıracak maddi koşullara sahip oldu.

 

İlkel Topluluk halinde yaşayan insandan sınıflı toplumlar çağına geçilirken toplumsal yaşamda birçok değişiklikler oldu….

 

ilk toplumsal iş bölümü ortaya çıktı ve çoban ve tarımcı toplumlar oluştu…

 

– Demirin işlenmesi ile çeşitli aletler demirden yapılmaya başlandı ve ikinci iş bölümü ile zanaatcılar ortaya çıktı.

 

Özel Mülkiyet ortaya çıktı.

 

– bu uzmanlık alanlarının her biri diğerine ihtiyaç duyduğundan DEĞİŞİM (sonra yavaş yavaş ticaret) ortaya çıktı. Ticaretle birlikte para ortaya çıktı.

 

– özel mülkiyet ile bağlantılı olarak miras olgusu yerleşmeye başladı

 

– Öncelikle çoban kabilelede daha sonra da yavaş yavaş tarım kabilelerinde ortaya çıkan erkek emeğinin ağırlık kazanması ANA ERKİL toplumdan ATAERKİL TOPLUMA geçişi doğrurdu.

Bu durumun emek dışındaki önemli iki unsuru da

  • savaşların ortaya çıkması ve erkeğin savaş sırasındaki önemi
  • özel mülkiyetin çocuklara devrinde mülk sahibi baba’nın yalnızca kendi çocuklarına miras bırakmak istemesinden dolayı kadını başka erkeklerden uzak tutma istği ve kadın vücudu üzerinde kurduğu egemenlik.

 

 

KÖLELİK İki ana kaynaktan beslendi:

  1. borçluların köleleştirilmesi
  2. savaşta kaybeden tarafın askerlerinin köleleştirilmesi

Artık ilkel toplululuğun temel ilkelerinden biri olan topluluğun bütün üyelerinin ortaklaşa ve kardeşçesine çalışmaları, ortadan kalktı. Böylece köle emeği bir zenginlik kaynağı haline geldi.

 

Böylece ilk sınıflı toplum oluşmuş oldu. Yani insanlık tarihte ilk kez; üretim alet ve araçlarına sahip olanlar ve üretim araçlarına sahip olmayanlar olarak ikiye bölünmüş oldu. Sınıflar ortaya çıktı.

 

Din, doğanın bilinmezlikleri karşısında onunla uzlaşmanın, doğa ile ilişki kurmanın bir yolu olmaktan, varolan düzeni haklı kılıp insanlara korku salarak onları uysallaştırmaya yarayan bir araç haline geldi.Bütün antikçağ köleci dinlerinin ortak özelliği şudur ki; köleler söz dinlemeli, boyun eğmelidirler, yoksa bu dünyada ya da öbür dünyada tanrılar kendilerini cezalandırır.

 

HUKUK: İlksel topluluğun yazılı olmayan bir hukuğu vardı. Yeni toplum düzen yazının da icadi ile kendi hukuğunu yazılı hale getirdi ancak bu hukuk serveti elinde tutanların haklarını koruyan, kölelere ise hiçibr hak vermeyen adalatsiz bir hukuktu. Yani servet eşitsiziliğinin sonucunda ilk hukuksal eşitsizlik de köleci toplum ile birlikte ortaya çıkmış oldu.

 

Tüm bu yapı ancak kölelerin baskı altında tutulması ve diğer toplululara karşı savaşarak köle elede edilmesi ile ayakta kalabileceğinden hem içe hemde dışa karşı bir baskı örgütü gerekli oldu. Bunun sonucunda da DEVLET ortaya çıktı. Devletin ilk ve en temel görevi sömürülenleri bastırmak ve sömürenlerin çıkarlarını korumaktı.

 

Ancak devlet ile birlikte DEMOKRASİ de ortaya çıktı. Çünkü çeşitli çıkarlara sahip köle sahipleri (tarım, çobanlık, zanaat, askeri, ticari) arasında baskı aygıtı olan devletin yönetimi konusunda anlaşmazlıklar baş gösterdi. (zaman zaman çeşitli kesimler devleti birbirleri aleyhine kullanabiliyorlardı.) Bunun için kendi aralardında devlet yönetimine dair bir demkrasi oluşturmak zorunda kaldılar. Demokrasi ve diktatörlük kavramları da sınıflı toplumla birlikte ortaya çıktı.

 

Köleler üzerinde tam diktatörük uygulayan köle sahiplerinin, kendi aralarında uyguladıkları tam demokrasi (doğrudan demokrasi) daha antik çağdan demokrasi ve dikdatörlüğün aynı paranın iki yüzü olmaları gerçeğini gözler önüne serer.

Film sırasında senatodaki tartışmaları ve tam demokrasiyi göreceksiniz. Ancak uygar ve elleri temiz görünen aynı senatonun bu demokrasisi farklı çıkarlara ve çekememezliklere rağmen, köleler üzerinde tam diktatörlük konusunda sarsılmaz bir birlikteliğe dayanıyordu. Aynı durum bugün bizim toplumumuzda da geçerlidir. Burjuvalar arası tam demokrasi – işçisınıfı üzerinde tam diktatörlük.

Kölec, dönemin tartışılmaz tabusu köle emeğine dayalı toplum iken, bugün tartışılmaz olgu, özel mülkiyettir. Özel mülkiyeti tartışmadığınız sürece demokrasi kapıları sizin için ardına kadar açıktır.

 

Tarım, hayvancılık, zanaatkarlık (uzmanlaşma ile çeşitli uzmanlık alanları sanayi vb.), özel mülkiyet, ticaret, para, ataerki, savaş, din, sınıflı toplum, hukuksal eşitsizlik, adalatsiz yönetim, devlet, demokrasi ve dikatatörlük

 

Köleci toplumdan sonra gelen tüm diğer sınıflı toplum çeşitleri, bu özellikleri az veya çok, görünür veya gizli, taşıdılar. Çünkü tüm bu kavramlar yalnızca köleci toplumun değil, köleci toplumun en ilkel şekilde temsil ettiği SINIFLI TOPLUMUN kavramlarıdırlar.

 

Ayrıca köleci toplumun bağrında en ilkel şekli ile sosyalizm fikri de yeşerdi. bu sosyalizm anlayışı daha çok ilkel komünal topluma bir dönüş özleminin romantik ifadesiydi. Bin yıllık bir ALTIN ÇAĞ’ın başlayacağı ve altın çağda eskiden olduğu gibi sömürünün olmadığı köleliğin olmadığı bir düzenin hüküm süreceği Asya’dan, Afrika’ya, Avrupa’dan Uzakdoğu’ya bütün kölelerin ortak rüyası oldu.

 

Köleci toplumun en ileri şekli, Roma İmparatorluğu tarafından temsil edilir. Çağlar içinde olgunlaşan köleci toplum, kendi içinden başka bir sınıflı toplum olan FEODAL TOPLUMU doğurmuştur. Feodal toplum da, köleci toplumun en ileri biçimi olan Roma Toplumundan doğmuştur.

 

 

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir