İKİNCİ KUŞAK HANIFENDİLERİNDEN GÜLSEN AVCIL YEŞİLÇİMEN BU DÜNYADAN GÖÇTÜ

15/06/2021

         Birinci kuşak hanıfendileri Türkan Türkdönmez, Naciye Hun, Gülten Güneş, Gülüsüm Aktaş bu dünyadan ayrılmışlardır.

         Bu kuşaktan Tanrı uzun ve sağlıklı yıllar versin Sevim Turan ve Güvercin Çağlar hala hayattadırlar.

         İkinci kuşak diye nitelendirdiğim kuşaktan, Songül Kalafat ve şimdide Gülsen Avcıl.

         Gülsen Kadir-Seriye Yeşilçimen’in kızıdır. Benim de Babamın ablasının kızıdır. Yani bibim kızıdır.

         Hastalığını çocuklarından sorarak adım adım izledim. Ancak ağırdı durumu. Nitekim yaşamı da sonlandı.

         İçim fena halde acıdı. Gülsen bibimin kızı olduğu kadar da çocukluk arkadaşımdı. Günaşırı ya o bize gelirdi ya da biz giderdik. Dayı yeğenden öteye bir dostluk yakınlık vardı.

         Hiç unutmam. Annem rahatsızlanmıştı. Bir ay kadar Gülsen biz de kalarak anneme yardımcı oldu. Bibim Seriye baktı olmayacak. Bizleri evlerine götürdü. İki ay kadar bize ve anneme baktılar. Böylesine köklü bir bağ vardı.

         Gülsen tam anlamıyla bir BEY kızı idi. Annesi Seriye’den beyliği, asaleti, yüce gönüllülüğü almıştı.

         Annesi yani bibim hem bey kızı idi. Hem Revan kültürüyle yetişmişti.

         Gülsen de annesinin bütün hasletleri toplanmıştı.

         İnsan ve akraba canlısı idi.

         Kültürlü bilgili idi.

         Hamarattı.

         Çok güzel yemekler yapardı.

         Mahirdi. Elinden her bir şey gelirdi.

Garip gelecek ama okula gitmemesine rağmen acaip kültürlüydü. Çok keskin de bir zekası vardı.

Kocası Kelbayı Ekber Avcıl da öyle idi.

Memurluk ve sağ sol hikayeleri yüzünden ailevi bağlarda bir mesafe oluşmuştu.

Derken büyük oğlu Hasan’ın öğretmeni oldum. Enişte                                                                                                               Kelbayı Ekber ile sınıf arkadaşıydık aynı zamanda.

Derken birbirimize gelgit başladı.

O kültürlü, donanımlı Gülsen yıllara meydan okuyarak daha görgülü bilgili olmuştu. Ve giderek annesine benziyordu.

Ağır bir hanımefendi idi.

Eşine yuvasına çocuklarına son derece düşkün anne ve bir eş idi.

Şimdi bu soylu hanımefendi yok artık.

İçim yandı. Kan bağı bir yana benim çocukluğumdan bir parça gitti.

Evleri Cırcır mahallesinin girişinde idi. Ve orası Keşiş Bağı denilen koruluktu. Turneler, cambazlar sirkler orada çadırlarını kurarlardı.

Bende bibimlere gider ve bu sirklerde gezici tiyatroları izleyerek eğlenirdik.

         Güzel, masum ve doğal etkinliklerdi.

Bütün bu anılar yumağı artık bir hiçliğe dönüştü.

         Erken bir ölüm oldu. Her ölüm erkendir geride kalanlar için.   Yaşıttık. Aramızda 40 gün fark varmış. Annelerimiz öyle derdi.

         Tesellimiz arkada oğuldan oğul, kızdan kız çocuklarının ve torunlarının olması.

         Tanrı’nın kendisine bağışlayıcı olmasını, hoşgörüsünü esirgememesini yürekten diliyor, bütün ailemize başsağlığı diliyorum.

         Mekanın behişt olsun bibi kızı. Sen buna layık bir anne, eş ve hanıfendiydin. Akrabaydın. Komşuydun.İmanlı inançlı idin.

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir