24/02/2021

HOCALI KATLİAMININ 29. YIL ANMA TÖRENİ

Uzun bir süredir kendimi arka plana almışım. Öyle her etkinliğe katılmıyorum. Katılamıyorum. Hoş artık kurumlarda, başta valilik olmak üzere, beni gazeteciden sayıp haber vermiyorlar ya.

         Tesadüfen öğrenince Kültür Müdürlüğünde yapılacak olan Hocalı Katliamını Anma Törenine katıldım. Zira benim ailemin büyük bir kısmı 1915-1920 tarihleri arasında Ermeni katliamlarına maruz kalmıştır. Babamdan, ninemden, ananemden, bibimden, Ermenilerin yaptıkları hunharca, gaddarca, saldırıları dinleyerek büyümüşüm. Dolayısıyla böyle bir toplantıya katılmam, aileme karşı, o aziz insanların aziz hatıralarına karşı, asgari görevimdir.

         Salon, birer atlamalı oturulduğundan sayı az, ama katılım ölçünü yüksekti.

         Ziya Zakir Acar ev sahibi olarak konukları ile, bire bir yakından ilgilendi. Diğer görevliler ise oturma düzenini organize ettiler.

Protokol Zevatı

         Protokol katılımı yüksekti. Vali Sayın Hüseyin Engin Sarıibrahim, 2.Ağır Ceza Mahkemesi ve Komisyon Başkanı Sayın Ramis Murat Vural,Azerbaycan Kars Başkonsolosu Muhterem Nuru Guluyev. Ve diğer zevat hazırlardı.

         Kürsüye Gökçe Acar gelerek programı arz etti. Gerek arz sırasında ve gerekse diğer tanıtım ve davet konuşmaları pek düzgün, yerinde, usulüne uygundu.

Babası gibi atak, Türkçe’ye hakim, protokol adabını bilen, kısaca babasının kızı.

         Gösterilen kısa metrajlı, katliamı anlatan film pek yerinde, içli ve çarpıcı idi. O kadar ki ben dahil, herkesin gözleri doldu. Bayanlardan ise hıçkırığa boğulanlar.

Ziya Zakir Acar

         Ziya Zakir Dernek başkanı olarak kürsüye geldi. Kısa, öz olarak Hocalı Katliamını tarih ve rakamlar ile anlattı.

Dr.Aynur Beşkonak

         Ardından Dr. Aynur Beşkonak Azerbaycan Diller Üniversitesi Türkiye Araştırmalar Merkezi Müdüresi kürsüye çıktı. Akademisyenlere özgü bir rahatlıkla, ama yer yer duygulanarak sunumunu yaptı. Hatta bir ara sesi travmalandı. Ağlamamak için kendini zor tutuğunu sezdim.

Nuru Guluyev

         Kürsüye gelen Nuru Guluyev mükemmel bir konuşma yaptı. Duygulu, içten, şiirsel. Katliamın acılarını yüreğinde duyumsayarak. Azerbaycan Türkçesi ile konuştu ama konuşması hiç de ağır, ağdalı değildi. İrticalen konuştu. Herhangi bir not filan yoktu elinde. Ama derli toplu, konuyu dağıtmadan, çok vurucu, çarpıcı bir biçimde Türk Milletinin hasletlerine, meziyetlerine vurgu yaptı.

         Ermenilerin zalimce, alçakça, haince, insanlık dışı, masum insanlara, çoluk çocuk demeden, yaşlı bebe demeden, yaptıklarını lanetledi. Karabağ’dan canlarını kurtarmak için giden Türklerin, evlerinin anahtarlarını yanlarında, götürdüklerini, bunun ise bir gün evine döneceklerinin umut ve işareti olduğunu, özenle vurguladı. 44 gün süren Ermeni -Azeri savaşında Türkiye’nin de büyük desteği ile Karabağ’ın hürrüyetine, azatlığına kavuştuğunu berkiterek söyledi. Ve oradan kaçan Ermenilerin ise evleri, binaları yaktıklarını, bunun ise onların bir daha geri dönmeyeceklerini bildiklerini işareti olduğunu, pek haklı ve yerinde yorumla anlattı. Dünyanın dört bir yanında at koşturmuş Türklerin, hiçbir zaman düşmanına kıyam uygulamadığını, onurlu haysiyeti ve meziyetleri yüksek bir toplum olduğunu belirterek bu nedenle de NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE diyoruz, dedi.Bu kadar yüksek Türklük bilinci olan insanların, hala neden Rusca -ev,-of soyad eklerini kullanırlar anlayamam.

Vali Sarıengin

         Son olarak Vali Sarıengin çıktı kürsüye.O da doyurucu, devlet adamlığına yaraşır ağırlıkta, konuşmasını yaptı.Türk, her zaman mazlumun zayıfın yanında olmuş ve mazlumları korumuştur. Libya, Ortadoğu, Bosna Hersek, Suriye ve son olarak da Karabağ’a değindi. O da konuşmasını Türklük vurgusu ile tamamladı.

         Günün önemini anlatan acıları taze tutup geleceğimizin şekillenmesinde yol gösterici olması bakımından önem arzeden bu etkinlikte emeği geçen herkesi canı gönülden kutluyorum.

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir