GÜNAHKAR OLMAK

17/10/2000

Güncelleme 17/10/2021

                 Uzun ayaklıda viskimi yudumluyorum Kİ-BAR’da.  Zaman zaman takılırım bu kibar yere. Sessiz ve nezih olduğu kadar, işletmecilerde hoş sohbet.

         Ömür çok kısa. Bunun bir kısmını uykuda geçirmek niye, diyor arkadaş.

         Gerçekten de uyku ölüm halidir. Tıbben hala çözülememiş, zorunlu biyolojik bir faaliyet. Bir şey duymuyor, görmüyor, anlamıyorsun. Yiyemiyor, içemiyor, düşünemiyor, sevemiyorsun. Dolayısıyla yaşam dışı kalıyorsun. Yalnızca organizma asgari düzeyde ve rölantide, işlevini bilinç ve istem dışı sürdürüyor o kadar. Aslında çok gerekli bir fizyolojik dürtü.

         Ben de bunun bilincinde olduğum için çok az uyurum. Daha çok yaşamak, daha çok sevmek ve hayattan daha çok zevk alabilmek için.

         Hayat çok kısa ve zevk alınacak şeyler o kadar az ve benim gibilerin imkanları o kadar sınırlı ki.

         Bütün dinler, disiplinler, öğretiler, ekoller, tekkeler…hep zevk verici şeyleri yasaklıyorlar. Haram günah diye. Bütün bu yasaklara, sınırlamalara, yaptırımlara, cezalara rağmen benim gibilerin ilgisi önlenememiş. Bu dün de, böyle bu gün de. Yarında. Sebebi ölümün anlamsızlığında ya da bilinmez korkunçluğunda.

         Yasaklanan şeylerin ise çekiciliğinde keyif ve zevk vermesinde. İnsan yaşamın tadına doyasıya varamadıktan sonra, yaşamanın da pek anlamı kalmıyor. Ya da uyku halinde kalmak gibi bir şey oluyor.

         Ve bakınız bin yıl evvel yaşamış ünlü İran şairi Ömer Hayyam, Allah’a şöyle sesleniyor:

 

         Kim senin yasanı çiğnemedi ki söyle

         Günahsız bir ömrün tadı ne ki söyle

         Yaptığım kötülüğü kötülükle ödetirsen sen

         Sen ile ben arasında ne fark kalır söyle

 

         Diyerek günahsız bir ömrün tatsız olacağını ve bundan korkulmaması gerektiğini savunuyor. Ve yine bir başka rübaisinde:

 

         Bize derler öte dünyada cennet var

         Huri var, sevgili var, ağza üzüm sarkar

         Şimdiden uygulasak bunları öyleyse

         Sonumuz tıpkısı buymuş bizim ahbaplar

 

         Diyerek aşksız sevgisiz, şarapsız bir dünyanın anlamsızlığını, yobaz sofilere öte dünyada olanların bu dünyada niçin geçerli olması gerektiğini cesaretle söylüyor.

         Bense karga olup, alçaklardan uçup, çok yaşamaktansa, kartal olup yalçın kayalıklarda, doruklarda süzülmeyi tercih ederim.

         Yasağı da ölümü de takmadan.

0 Paylaşımlar

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir