DOKTORLARA  NE KADAR GÜVENMELİYİZ

09/08/2021 

Soru baştan size ters gelmesin. Yazımı sonuna kadar okursanız ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Yıl 1984. Asay oğlum iki yaşında. Üşütmüş. Sinesi hışırdayıp duruyor. O tarihlerde Iğdır’da öyle doktor uzman filan yok. Asay’ı iki kez Erzurum’a, çocuk doktoruna götürdüm. Tedavi tam sonuç vermedi. Doktor bana: Önemli bir şeyi yok. Iğdır’ın sıcağı canına vurdu mu geçer dedi.

Aklıma büyüklerimizin doğal bir uygulaması geldi.  

1 kg un kepeği, üç dilim lahana yaprağı, üç adet ekşi alçayı bir tencereye koyup kaynattık. Sonra lapayı tülbentte süzüp Asay’ın göğsüne koyduk. Lapa soğuyunca çektik. Ve Asay’ın göğüs hışırtısı şıp diye kesildi.

Bu terkibin pandemide de işe yarayacağını düşünüyorum. En azından denemeye değer. Zira harici bir işlemdir. Herhangi bir zararı ya da yan etkisi olamaz ki.

2017 den 2019 yılına kadar özellikle geceleri bir kaşıntı tutuyor ve beni uyutmuyordu. Özellikle de yüzüm.

Doktora değil doktorlara gittim. Her biri bir şey önerdi. Çamaşır ve yatak çarşaflarını deterjan ile değil sabun tozu ile yıka. Antihistaminik kullan. Yok krem, yok sprey. Karaciğeri takviye edici ilaçlar. Benoxol vitamin takviyesi nafile.

Hafızamı yakarcasına düşündüm. 2017 den bu yana ben kayda değer ne yiyip içmişim. Zihnimde lamba yandı. VİSKİ.

Huduttan viskiler ucuz geldiği için rakı yerine viskiye başlamıştım. Ve yanında ise çikolata.

ÇİKOLATA. O Tanrının cezası tatlı meğer allerji yapmış ben de. Viskiyi değil çikolatayı kesince hemencecik kaşıntı son buldu.

Ayak parmaklarımda ve kasıklarımda mantar oluşmuştu.

Eh doktora gittik. Krem ve sprey verdiler. Zehir mi zehir. On defa elimi sabunluyorum. Gitmiyor acı. Spreyi püskürtüyorsun, lokal bölgeye. Zerrecikler ağzıma gözüme doluyor. Zehri soluyorum dolayısıyla. Kestim ilacı.

Mikail Derbendi ile konuşurken konuyu açtım. Güldü elma sirkesi ile rivanol toz karıştırıp sabah akşam tatbik etmemi istedi. Elma sirkesi yarıya varmadan kasık mantarı yok oldu. Ayak parmaklarıma ise KINA koymamı tavsiye etti. Kına koydum o da bitti. Uzman doktorların yan tesirleri yüksek ve bir işe yaramayan ilaçlarına karşılık, basit doğal ve hiçbir zararı yan etkisi olmayan bu tedavi kesin sonuç verdiydi.

Sağ elip güçsüzleşmişti. O kadar ki çelik kapının anahtarını çevirip açamıyorum. Neyse ki zavallı da olsa sol elim kapıyı açmamı sağladı. Bu el halsizliği devam edince hastaneye gittim. Beyin cerrah uzmanı beni enine boyuna muayene etti. Film çektirdi. Sonunda beyinden elime giden sinirler boğazdaki disklerin kayması sonucu baskı altında. Komut parmaklara ulaşamadığından bu güçsüzlük meydana geliyor ve çare olarak ameliyat olmam gerektiğini söyledi. Ameliyat riskini sordum. Yüzde elli başarı, yüzde elli felç olma ihtimalini olduğunu söyledi. Düşünmem gerektiğini belirtip, fizik tedavi doktoruna gittim. Tahlil ve röntgeni verdim. Aynı teşhisi o da koydu. Sonra, hani doktorların önlerinde egzersiz hareketleri basılı broşürler vardır ya, onlardan birini aldı. Birkaç egzersizi işaretledi. Bunları günde iki üç kez yap. Bir haftada iyileşirsin dedi.

Çok şaşırmıştım. İki uzman doktorun dedikleri birbirini tutmuyordu. Fizik tedavi doktoru açıkladı. Onlar kasaptır. Kesip doğrarlar. Biz fizik tedavi uzmanıyız. Bizim ki haricidir. Ve ben dört gün içinde fizik tedavi sonucu iyileşmiştim. Ya beyin cerrahi hocanın dediğine inanıp bıçak altına yatsaydım.

İşte yaşadığım örnekler. Siz bu kapitalizm odaklı tıp okumuşlarına inanın. Güvenin.

Ben hep ihtiyatlı yaklaşmışımdır. Ve mutlaka başka doktorlara da gider, alternatif tıbbı da gündemimde tutarım.

0 Paylaşımlar

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir