BÜYÜK GELOYLU TOPLANTISI, BARIŞLA TAÇLANDI

26/10/2021

Büyük Geloylu Toplantısı 23 Ekim 2021 Cumartesi günü Anatolia Düğün Salonunda yapıldı. Toplantıya Hakkari, Van, Ardahan, Ağrı, Kars ve Iğdır’dan gelen katılımcıların yanı sıra metropollerde yaşayan Geloylular da ilgi gösterdi. Saat 11’de başlayan toplantı öğlen yemeğiyle devam etti. Mücahit Özden Hun ve Şeval Hun’un birlikte çıkardıkları “Ferheng / Sözlük / Dictionary” isimli üç dilli sözlük çalışması hediye olarak masalara konmuştu. 

Yemek faslından sonra Mücahit Özden Hun kürsüye davet edildi. Hun, misafirlerini selamladıktan sonra Fatiha okunması için Mehmet Emin İçten Hoca’yı kürsüye çağırdı. Fatiha’dan sonra Hun, konuşmasına şöyle devam etti: 

“Saygıdeğer hanımefendiler, saygıdeğer büyüklerim, kardeşlerim, sevgili gençler!

Hepiniz Büyük Geloylu buluşmasına hoş geldiniz! Konuşmama başlamadan önce bu toplantı için bizlere uzaklardan gönderilen selam ve temenni dileklerini iletmek istiyorum. Mehmet Haşimoğlu kardeşimiz hepinize sevgi ve saygılarını gönderiyor. (Uzun süren alkışlar) Ayrıca Ünal Tırpan ve Yılmaz Tırpan abilerimiz de sizleri gönülden selamlıyorlar. (Alkışlar)Almanya’da oturan iki kız kardeşim Süheyla Aksoy ve Leylagül  Hun Özalp da bizlere başarı dileklerini iletiyorlar. (Alkışlar!) 

Değerli kardeşlerim;

Geloylu Toplumu yeni bir döneme giriyor ve üzerine düşen tarihi misyonun gereklerini yerine getirmek için hareket etmeye hazır durumdadır. Nedir bu misyon? Iğdır’ımız yıllardır sanayi ve ticaret anlamında istediği atılımı yapamadı. Birçok değerli girişimci hemşerimiz büyük yatırımlar planladılar ama ne yazık ki istedikleri sonucu elde edemediler. Şu anda Alagöz Holding bütün gücüyle Iğdır’ımıza bir değer katmaya çalışmaktadır. Bir Iğdırlı olarak kendilerine minnettarım. Ancak Iğdır’da zümreler arası barış sağlanmadan, hiçbir yatırım başarıyla sonuçlanamaz. Ağaç suyla, para da barışla beslenir ve büyür. Iğdır’da Azeri ve Kürt kesime eşit mesafede olan tek sivil toplum gücü Geloylu Toplumudur. Bunun bir nedeni vardır, açıklamak isterim: Geloylu Toplumunu, Ağrı Dağında uçan bir kartala benzetebilirsiniz. Bir kanadı Azeri, bir kanadı Kürt’tür. Bu sosyolojik fenomeni ve gerçekliği, Geloylu Toplumunun bir zenginliği olarak görüyoruz. Bazılarının iddia ettiği gibi ne Azeri Geloyluları Kürtleştiriyoruz ne de Kürt Geloyluları Azerileştiriyoruz. Her iki kesimi kendi dil ve kültürel kimlikleri ile kabulleniyor ve bağrımıza basıyoruz. Bu yüzden kendi iç barışını sağlayacak bir Geloylu Toplumu, Iğdır’da barışın temel dayanağı ve gücü olacaktır. 

Değerli kardeşlerim;

Kısaca, Geloylu Toplumuna yapılan suçlamalara cevap vermek istiyorum:

Bazı kesimler, Geloylu Toplumunun boynuna, “Bölücülük veya vatana ihanet” yaftasını asmak istiyorlar. Bunun nedeni, son yirmi yılda, Geloylu Toplumunun büyük bir çoğunlukla belirli partilere veya adaylara yönelmesi ve oy vermesidir. Geloylu Toplumu, siyasi iradesini istediği gibi kullanmakta özgürdür. Kimseye hesap vermek zorunda değildir. 

1919-1920 yıllarında, Iğdır, İç Savaşla boğuşurken, Geloylu dedelerimiz bu mücadelede milis gücü olarak en önde savaşmış, şehit vermiş, Misak-ı Milli (Ulusal Ant) sınırları içinde bile gösterilmeyen Iğdır ve civarının Türkiye Cumhuriyeti sınırları içine katılmasında önemli bir rol oynamışlardır. Bu nedenle Geloylu Toplumunun kimseden “vatan” ve “bayrak” dersi almaya ihtiyacı yoktur. 

Diğer yandan bazı kesimler bizleri “Aşiretçilik” yapmakla suçluyorlar. Bunu söyleyenlerin Kürt toplumsal yapısından ve tarihinden haberleri yoktur. Martin Van Bruinessen (martin fon brens) gibi yabancı kökenli ünlü Kürdolog ve sosyologların üzerinde hemfikir olduğu bir konu vardır: “Eğer Kürt aşiretleri olmasaydı, Kürtler, tarihi süreç içerisinde çoktan asimile olmuş olacaklardı.”

Bu nedenle biz aşiret kimliğimizle gurur duyuyoruz. “Aşiret” olgusuyla “Aşiretçiliği” karıştırmamak gerekir. “Aşiret” sosyal, “Aşiretçilik” ise siyasal bir içerik taşır. Aşiret yapısı sosyal bir olgu olarak çeşitli biçimler altında binlerce yıldır var oldu ve biçim değiştirerek var olmaya devam edecektir. Çağın gereklerine uygun olarak aşiretimizi yeniden yapılandırmayı bir görev ve sorumluluk olarak kabul ediyoruz. 

Ayrıca, Geloylu Toplumu olarak, ana dilde eğitim gibi temel sosyal sorunların, devletimizi karşımıza alarak değil, devletimizle elbirliği içinde çözülüp aşılacağına inanmaktayız.  

Değerli kardeşlerim;

Daha önce yapmış olduğumuz toplantılarda almış olduğumuz dört temel karar vardı. Geloylu Toplumunun uyması gereken bu dört temel kuralı tekrar hem hatırlatmak hem de onayınıza sunmak istiyorum:

  1. Kan parası yasaklanmıştır. Kabul edenler?(Katılımcılar el kaldırıp oy birliğiyle bu kararı onayladı.)
  2. Başlık parası yasaklanmıştır. Kabul edenler?(Katılımcılar el kaldırıp oy birliğiyle bu kararı onayladı.)
  3. Süt parası yasaklanmıştır. Kabul edenler?(Katılımcılar el kaldırıp oy birliğiyle bu kararı onayladı.)
  4. Geloylular siyasi tercihlerini istedikleri gibi kullanabilirler. Hiç kimse açık oy kullanmaya zorlanamaz. Kabul edenler?(Katılımcılar el kaldırıp oy birliğiyle bu kararı onayladı.)

Ayrıca her ne kadar başlı başına bir madde olmasa da ve çok nadiren ortaya çıkan bir durum olsa da, vefat eden bir erkeğin hanımının, vefat edenin erkek kardeşiyle evlendirilmesini de genel ahlaki kurallara aykırı olarak değerlendiriyoruz ve bu yaklaşımı onaylamıyoruz. 

Değerli kardeşlerim;

Şimdi toplantımızın en önemli bölümüne gelmiş bulunuyoruz. Maalesef 24 Aralık 2012 tarihinde Geloylu toplumu içinde bir husumet oluşmuş, taraflar arasında Iğdır merkezde kavga çıkmış, Sıddık Akpınar isimli kardeşimiz aldığı yaralar sonucu vefat etmişti. Bu olay nedeniyle Geloylu toplumu büyük bir darbe almış, içten parçalanmıştı. Bütün çabalara rağmen bu sorun kanayan bir yara olarak bugüne kadar devam edegelmiştir. 

Husumetin büyümesini engellemek için Ağustos 2013 tarihinde rahmetli annemi yanıma alarak Iğdır’a getirmiş, taraflar arasında görüşme yapılmasını sağlamıştım. Ne yazık ki bu girişimden bir sonuç alamamıştım. Bu kez 16 Ekim 2013 tarihinde Hacı Maruf Çakmaz kardeşimle birlikte Vali yolundaki Posedero isimli mekanda yemekli bir toplantı yapmış, rahmetli Timur Kesip amcamızın liderliğinde bir komite oluşturmuştuk. Komitenin çalışmaları sonucu var olan husumetin daha fazla büyümesine, daha fazla kan dökülmesine ve üzücü olayların meydana gelmesine engel olmuş ancak barışı sağlayamamıştık. Bilahare devam eden mahkeme kararını sonuçlandırmış,8 Geloylu genci toplamda 237 yıllık bir cezaya çarptırmıştı. 

Değerli kardeşlerim,

Şimdi hepinizin ayağa kalkmasını rica ediyorum! Rahmetli Sıddık Akpınar’ın kardeşi Tevfik Akpınar’ı, Hacı Reşit İldiz amcamın yanına gelerek elini öpmeye ve barışı gerçekleştirmeye davet ediyorum. (Alkışlar)” 

Mücahit Özden Hun, konuşmasını tamamlarken salonda duygusal anlar yaşandı. Katılımcıların bir kısmı gözyaşlarına engel olamadı. Toplantı, barış havasında ve sükunet içinde dağıldı. Bu şekilde 24 Aralık 2012 tarihinden beri devam eden husumet de son bulmuş oldu. Bu barış, aynı zamanda Geloylu Toplumu içinde uzun yıllardır devam edegelen önemli bir husumet olayının “Kan parası” ödenmeden gerçekleştirildiği İLK BARIŞ olmak özelliğini de taşımaktadır. Toplantı, ilkbaharda, Nisan ayı sonunda, Karakuyu köyünde büyük bir festival yapma temennisiyle son bulmuştur. 

Barışa rıza gösteren aileleri, Geloylu Toplumunu ve barışın gerçekleştirilmesinde emeği geçen herkesi kutlar, başarılar dilerim.

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir