BUĞULU ANILAR -İNSANLIK VARMIŞ DENİLEN ZAMANLAR

13/11/2022

Yıl 1961.14 yaşındayım. Elimde kara tahta bir bavul. Haydarpaşa’da üç gün süren yolculuktan sonra trenden indim.
İnsan selinin akışına uyarak karşıya geçtim. Elimde amcamların ev adresi var. Teşvikiye caddesi Şair Nigar Sok.
Kenarları damalı bir taksiye binip adresi verdim. Şoför adresin önüne getirinciye kadar sorguladı. Benim Kars’tan okumak için geldiğimi filan söyledimdi.
Verdiğim adresin tam önünde durdu ve bana şöyle dedi:
-Kapıyı çal. Bak amcanların eviyse tamam. Yoksa adresi arayalım …
Kapının tokmağını hafifçe iki kez çaldım. Biraz sonra kapı açıldı. Sevinç yengemdi.
Taksiciye döndüm. Taksimetrede yazılı ücreti verdim. Taksici iki lira daha az aldı. Yani yedi lira yerine beş lira. Öğrenciyim. Taşradan gelmişim diye herhalde.
******************************************************
Ne kadar okumuş, film seyretmiş birisi olursam olayım, taşradan İstanbul’a ilk gelişim bu. Caddeleri, yüksek binaları, asfalt yolları ve vitrinleri hayranlık ve taaccüple temaşa ediyorum. Kaybolma endişesiyle de belli bir rota izliyorum ki dönüşü bulabileyim.
Zamanın nasıl geçtiğini bilemedim. Ve sıkıştım. Büyüklerden duymuştum. İstanbul’da hangi evin kapısını, bu maksatla çalarsan buyur ederler.
Öyle yaptım. Bir evin kapısını çaldım. Annem yaşlarında yani orta yaşlı bir hanım açtı. Sevecen bir ses tonu ile ne istediğimi sordu. Utana sıkıla
-Helanızı kullanabilir miyim? Hemen içeri alıp helayı gösterdi.
************************************************************
Yıl 1971.Gazi Eğitimin son sınıfındayım.12 Mart Muhtırası verilmiş. Sıkıyönetim ilan edilmiş. Polis ve jandarma gençlik avında. Gençlere “anarşik” gözü ile bakılıyor.
Mersin’den Ankara’ya okula dönüyorum. Saat gece yarısını geçe Ankara’ya vardık. Otogar Hipodrum yanındaydı o zamanlar. Okul yakın. Yayada gidebilirim ama yolda polisler bu vakitte görürlerse bir sürü sorgu sual edebilirler kaygısı ile taksiye bindim. Gaziye dedim. Şoför durakladı.
-Kubbeliye, deyince tamam dedi. Okulumuz KUBBELİ diye anılırdı.
Şoför taksimetreyi açtı.
-Gece mesaisi yüzde elli zamlı olur dedi bana.
-Biliyorum.
Beş dakikalık yolun güzergahını değiştirip, Ulus’a oradan Kızılay’a, Bahçelievler’e filan epeyce beni dolaştırdıktan sonra Gazinin ana giriş kapısına geldik.
Şoför salağın teki olmalı ki, beni dolaştırıp fazla para alacak. Be adam, ben buranın öğrencisi isem, yolun ne kadar tutuğunu bilmez miyim?
-Şoföre o kadar para üzerimde yok. Bavulum takside kalsın. Arkadaşlardan para alıp geleyim.
Okulumuz o tarihlerde tam anlamıyla DEV-GENC’in kontrolünde. Bir kez de komandoların saldırısına maruz kalmış.9 arkadaşımız yaralanmıştı. Bu nedenle okulun kritik noktalarında nöbet tutuluyordu.
Nöbetteki arkadaşlardan iki tanesini de yanıma alıp taksicinin yanına geldik. Taksiciyi aşağı indirip bir güzel ıslattık. Be hergele, bir öğrenciyi dolandırmak neymiş gör diye.
Yine de hakkı olan parayı ödedim. Hemencecik toz oldu.
Alın size iki şoför ve bir İstanbul hanımın profili.

 

0 Paylaşımlar

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir