21/09/2020

BU KRONİKLEŞMİŞ SORUNLARI

ANCAK KAYYUM İRADESİ ÇÖZER

19/09/2020

Orhan Veli’nin Dalgacı Mahmut şiirini bilir misiniz.

DALGACI MAHMUT

İşim gücüm budur benim,

Gökyüzünü boyarım onun sabahı.

Hepiniz uykudayken.

Uyanır bakarsınız ki mavi.

Deniz yırtılır kimi zaman,

Bilmezsiniz kim diker;

Ben dikerim.

Dalga geçerim kimi zaman da,

O da benim vazifem;

Bir baş düşünürüm başımda,

Bir mide düşünürüm midemde,

Bir ayak düşünürüm ayağımda,

Ne halt edeceğimi bilemem

              
          Şiirdeki gibi şehri dolaşırım ve ne halt edeceğimi de bilemem.Çünkü ne gökyüzünü maviye boyayabilirim ne de Iğdır’ın eksikliklerini düzeltebilirim.Gördüklerimi düşündüklerimi yazıyorum.Belki birilerinin dikkatini çekerim diye.

          Kaldırımlar tamamen esnafın işgali altında.Bütün ürünlerini sergilemeleri,masa sandalye atmaları sıradanlaştı.Adamların tapulu malı oldu.

          Vazgeçtik.Kaldırımın hemen kenarına arabasını park ediyor.

          Yetmiyor bir de dubalar,şeritler çekip özel park alanı yapıyor.

          Peki kaldırım niçin yapılır.Yayaların yürümesi için.Ama bu durumda yürümek imkansız.

          Bu keşmekeşliği,vatandaşa saygısızlığı kim düzeltecek.

          Kuşkusuz belediye v e zabıta.

          Bunlar ancak siyah beyaz filmlerde izlediğimiz Hulusi Kentmen ile köşe kapmaca dahi oynamıyorlar.

          Yetmedi. Sergiciler her bir tarafı işgal etmiş.Yayaların iki adım atacak yeri varsa da onu da bunlar kapatıyor.Sattıkları sebzelerin kabuğunu çürümüşünü de yola atarak şehri kirletiyorlar.Kimin umurunda.

          Vergi vermezler.Dükkan kirası ,elektrik parası yok.müşteriye çay kahve ikram edemezler.Dolayısıyla manavdan biraz ucuza sattıkları içinde insanlar sergicilere meylediyor.

          Geçtik.

          Mantar gibi binalar yükseliyor.Biri kaldırıma tecavüz etmiş. Diğeri mahzen girişini kaldırımdan vermiş.

          Biri üç katlı,yanındaki beş-altı-yedi katlı.Bunun ruhsatını hangi akıl hangi yasaya uygun olarak vermiş.Anlayamam.

          Ve bu apartmanların ne sosyal alanı var ne çocuk parkı ne de araç parkı.Hepsi yola gözünü dikmiş ve kendi çocuklarının geleceğini karartmışlar.

          Bu 20-30 dairelik binalara ruhsatı verenler niçin araç parkını zorunlu kılmıyorlar.Yasada amir hükümlere rağmen.

          Kimi esnaf da müziğin sesini açmış vermiş caddeye. Komşusu rahatsız olurmuş.Uyuyanı varmış,hastası olabilirmiş kimin umurunda.

          Bu kadar bencillik,sonradan görmelik olmaz ki.

          Bir şey daha dikkatimi çekti.Şehrin en mutena semti sayılan VALİLİK YOLU ve civarı şehrin çapaçul semti.

          Ne binalarda zarafet ve estetik var.Ne park.Ne diğer insanlara saygı duyan ve onların haklarını gözeten mukimler.

          Ve buralar daha kirli.Çer çöp orada otaranlar tarafından rasgele sokağa, caddeye atılıyor.Çünkü burada oturanların hiçbirisi şehir kültürü almamış,ilkel,egoist vurdumduymaz kimseler.

          Sigara izmariti,içtiği su şişesini yola atandan tutunuz halıyı aşağıya silkeleyenden,çöp poşetini çöp bidonuna atmak yerine çöp konteynırına doğru savuranına kadar ne deseniz var.

          Iğdırmava-Sultanabat tarafı ise daha temiz.Çünkü buranın sakinleri Iğdır’ın yerlileri.Kaç kuşaktır şehir kültüründe olan insanlar.

          Kayyum atanmasına rağmen bu şehre yakışmayacak tutum ve yaklaşımlar devam ediyor.Kayyumun ise yapacağı fazla bir şey yok.Onlarca yılın alışkanlıkları,önceden yapımına izin verilmiş ucube binalar,alışkanlık yapmış bencilce tutumlar.Vurdumduymazlık vesaire.

          Aşı pişiren yağ olur,gelinin yüzü ağ olur.Her kuş kanadıyla uçar demiş atalarımız.Belediyede verimli,inisiyatif alan,yasaları uygulama beceri ve yürekliliğini gösteren ne kadro var ne amir.Olanlarda günlük rutin işlerin kıskacındalar.

          Vali Bey Belediye Başkan Vekili ama işi başından aşkın.Ve hele toplum sağlığını tehdit eden koronavirüs Vali Bey’in hepten zamanını alıyor.Dağlar gibi belediye sorunu ile ne kadar nasıl ilgilenir ve hangi kadrolar ile bu sorunlara çare üretir.İşinin ehli kadro yok. Yeterli personel yok.Araç gereç yok.Risk alacak yasaları uygulayacak amir yok.

           Dolayısıyla bütün umut kayyum başkanlığına kalıyor.Zira Kayyum-Valinin ne oy kaygısı vardır ne seçmen.O yalnızca yasalara  bakar.

          Umar ve dilerim ki Belediye Başkanlığını da yürüten Sayın Vali işaret ettiğim ve benzeri sorunlarımıza el atar.

          Kayyum öncesi yığılan bu sorunlar, kayyumdan sonra çözülmüş olur.

          Umur görmüş dünya görmüş yaşı 75 e dayanmış bir kentsoylu olarak zatıalilerine, çocuklarım, torunlarım ve bütün bir Iğdır adına minnettar kalırız.

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir