04/04/2021

BEN UMUDUMU GELECEK GÜNLERİN GÜNEŞİYLE BESLERİM…

Her geçen zamana hayıflanmak yerine,ben umudumu hep gelecek günlerin güneşiyle beslerim. O umut ki beni ayakta tutar, her yaşta gençliği aşılar. Muhtaç olduğum gücün kendimde var olduğunu üfler kulağıma…

Oldum olası, bir soruya cevap vermekten çok, o soruyu sormayı severim. Bu nedenle de yazıya bir soruyla başlamak istedim: “Sizce Karabağ Savaşı’nın sonucu, 29 yıl önce kaybedilen Karabağ topraklarının Azerbaycan tarafından geri kazanılması mıdır sadece?” 

“Iğdır için Türkiye güneşinin ilk doğduğu yer.” deriz ya. Bir de hep: “Doğusu kalkınmayan bir ülkenin bütünüyle kalkınmış sayılmasından söz etmek mümkün değildir.” diye de söyleriz. “Doğuda sınır ilimiz Iğdır üç ülkeyle kapı komşu olmasına rağmen coğrafi üstünlüğünü bu güne dek bir türlü ekonomik kalkınmaya dönüştürebilmiş değildir.” Bu da benim katıldığım bir iddiadır.

Üç ülke coğrafyasının kesiştiği bölgede Serbest Ticaret-Sanayi Bölgesi’nin oluşturulamamış olmasıyla beraber dünyanın en popüler, en muhteşem dağlarından birine (Ağrı Dağı) sahipken turizme açamamış, dağın ihtişamının eteklerinde yaşayan insanların yoksulluğuna çare yapılamamış olunması önemli bir eksiğimiz olarak sırıtmaktadır. Şimdi bunları gerçekleştirmek için yeni neden ve fırsatlar duruyor önümüzde.

Geçtiğimiz 2020 yılında Iğdır’ımızın hemen sınır boyunda yaşanan Azerbaycan – Ermenistan savaşından Azerbaycan’ın galip çıkmasıyla 29 yıl önce kaybedilen  Karabağ ata toprakları tekrar eski hak sahiplerine geçmiş, hak yerini bulmuş oldu. Bu kazanımdan sonra Iğdır coğrafyasının konumu,  önemi ve değeri bir kez daha gözler önüne serilmedi mi?   

10 Kasım 2020 Tarihinde Rusya’nın tanıklığında gerçekleşen ateşkes sözleşmesiyle “Dağlık Karabağ ile Nahçivan karayolu bağlantısının kurulması   savaşın ardından ekonomik açıdan büyük bir kazanımdır. Ermenistan-İran sınır bölgesinde açılmaya başlanan/başlanacak bir koridorla Türkiye ve Azerbaycan kesintisiz bir şekilde birbirine bağlanmış olacak.

Böylece Türkiye-Azerbaycan arasında Iğdır’dan başlayıp Bakü’ye uzanacak   karayolu ile şu anda var olan 927 km (uzaklık), 650 km’ye (yakınlığa) inmiş olacaktır.  

Böylece Türkiye, Iğdır üzerinden Azerbaycan’a (Bakü), oradan da Orta Asya ve Çin’e ulaşma olanağına kavuşacaktır. Geçmiş yıllarda yapımına başlanılan Kars -Iğdır–Nahçivan demiryolu da bu yeni gelişmeler karşısında, doğu bölgesi başta olmak üzere ülke ve bölge ekonomisine büyük bir canlanma getirecektir.

İşte tam bu noktada İran-Türkiye-Azerbaycan arasında kurulacak bir Serbest Ticaret ve Sanayi Bölgesi her üç ülkeye de hayat verecek, büyük bir kalkınma hamlesini doğudan başlatacaktır. İleride koşulların sağlanması halinde Ermenistan’ın da bu ekonomik sistemde yer alma ihtimali mümkün olabilir.

Bu açıdan bakıldığında, Azerbaycan’ın Karabağ’daki başarısı sadece bir kısım toprakların geri kazanılmasının ötesinde bölgede lojistik ve ekonomik kalkınmanın başlangıcını sağlayacak, bu yolla ülkeler arasındaki işbirliği ve dostluk ilişkilerini geliştirecektir.

Merak ediyorum, yıllardır adından ipek yolu olarak söz edilen Kars-Iğdır-  Nahçivan demiryolu yapımı şu an ne durumdadır? Kars bölgesindeki hattın tamamlandığı bilgisini ediniyoruz ama, ya Iğdır-Nahçivan hattı ne durumdadır? Bir başka soru: Iğdır alt yapısı – üst yapısıyla, eğitimi – iletişimiyle, finansal yönü-lojistiğiyle bu ekonomik hamleyi gerçekleştirmeye hazır mıdır?

Yaşadığımız salgın hastalıklı günler bu tür önemli projeleri konuşmaktan alıkoyuyor bizi. Sabah akşam günün her saatinde haritanın sürekli değişen boyasını konuşmaktayız.

Yaklaşık 20 gün önce Iğdır’daydım. Değerli Valimiz Iğdır sevdalısı; Sayın Hüseyin Engin SARIİBRAHİM’le farklı bir konuda kısa bir görüşmemiz oldu. Oysa yukarıdaki sorularıma yanıt verebilecek yetkili ve net bir kaynaktı benim için.

Ama ben her geçen zamana hayıflanmak yerine, umudumu hep gelecek günlerin güneşiyle beslemeyi seçerim… 

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir