08/03/2021

BELEDİYENİN SABIKASI ÇOK- SİCİLİ BOZUK

Zaman zaman belediye icraatlari ile ilgili olarak bana eleştiriler, öneriler gelir.Hocam bunu niye yazmıyyorsun gibisinden.Bilmezler ki dedikleri konuyu en az on-onbeş defa yazmış ve çişitli toplantılarda,üniversite,valilik ya da sivil toplum kuruluşlarında da dile getirmişim.Yazıp çizmişim. Panellerde konuşmacı olarak yüksek sesle anlatmışım.

 Ben hayal meyal hatırlıyorum.Bu günkü merkez camisi yerinde kilise vardı.Resmi Mücahit Özden Hun’un ve benim kitabımda yer almıştır.Biz bu Ermeni kilisesini yıktık.Gerekçe, Ermeni hatırasını ortadan kaldırmak ve yerine cami yapmaktı.Öyle de oldu.Yani 1950 li yılların başında.

Ermeni Kilisesi şimdiki Merkez Camiin yerindeydi

Bu kiliseye ait arka tarafında büyük bir koruluk vardı.Ermeni keşişleri bu bahçede ekin dikin yaptıklarından, adı KEŞİŞ BAHÇESİ idi.1965 yıılnda belediye, bu güzelim, büyük doğal park yerini parselleyip sattı. Orada bir Cırcır mahallesi oluştu.Iğdır parksız kaldı. Parkın batı uç kısmında sevgililer buluşurdu. Gözden uzak olduğu için rahatlık vardı.

Keşiş Bağından Bir Görüntü

Orta kıısmında nişanlılar, sözlüler gezerdi.Kırkevler kesimi biraz açıklıktı. Orada ise aileler oturur, piknik yapar, semaver çayı korlardı.

Komşular doğal parkta semaver çayı içerken

Luna park, gezici tiyatrolar, cambazlar gelince burada sahne alırlardı.İp üzerinde gezen cambazı, palyaçoyu, deniz kızını ,tuluatı burada gördük. İzledik, Böyle bir yeri belediye rant uğruna sattı.

Şimdiki Atatürk lisesinin yeri Gaz Ambarı denilen bir koruluk parktı.Piknik, eğlence yeri idi.Orayı da aynı kafa elden çıkardı. Şükür ki şahıslara değil, devlet kurumlarına verdiler.Endüstri Meslek Lisesi, Atatürk Ortaokul-Lisesi , hamam, karakol burada yapıldı. Ama sanki yer kıtlığı varmış gibi park elden çıktı.

Iğdır’ın içinden arklar geçerdi. Bu arkların birinci işlevi bağ bahçe ve merkezdeki arsaların sulanması idi. Baharlı-Iğdırmava-Sultanabat-Çıraklı-Hanako arkları idi adları.

Ark kenarında serinleyenler

Bu arklar, kentin içinden geçerdi. Esnaf buradan aldıkları su ile dükkanlarının, önlerini evlerin önlerini sularlardı.

Şehrin çör çöpü bu arklar ile uzaklaştırılırdı.

Arkların kenarlarına dikilmiş bulunan salkım söğüt ağaçları serinlik verirdi. Sağolsun belediye bunları doldurup kapattı.

Arklar, Iğdır’ın çer çöpünü alır götürürdü. Arkların suyu ile herkes evinin,   dükkânının önünü sulardı. Böylece toz toprak yatışırdı. Çocuklar hatta yetişkinler, bu arklarda yıkanır serinlerdi. Kışın ise arklar buz tutar üzerinde kayak yapardık.

Bu arklar sayesinde kurbağa, balık, ördek, yılan, üzgü gibi suda yaşayan canlıları gördük. Bu hayvanlara analık yapardı arklar. Bu arklarda kağıttan kayıklar yapıp yarıştırırdık. Çocuklar için doğal bir eğlence ortamı sağlardı.

Iğdır Ovasının taban suyu çok yüksekti. Kireçli, tuzlu, ağır alkali  taban suyu yüzünden düzgün ekin dikin olmazdı. Bu nedenle eski Cumhurbaşkanlarımızıdan Süleyman Demirel DSİ Genel Müdürü iken, Iğdır Ovasını programa alıp tahliye, drenaj kanalları açtılar, taban suyu düşürüldü.1965 yılından itibaren Sulama ve kılçık kanallar ile Batı Iğdır denilen ovaya düzenli su verilerek tarımda müthiş bir ilerleme kaydedildi.

Iğdır’ın caddelerinde rahatça yürünen yıllar

Kentteki çarpık ve hızlı büyüme(GELİŞME DEĞİL) sonucu ve belediye marifetiyle bu kanallar dolduruldu.Ve taban suyu hızla yükselmeye başladı. Maazallah bir deprem olursa binalar çivi gibi yere çakılacak. Taban suyunun yükselmesi ile birlikte artık eskisi gibi ziraatta yapılamıyor.

Eski Iğdır’dan bir görüntü.Su deposu heybetiyle görünüyor

Iğdır’ın iki tane eski hamamı vardı. Biri Asri hamam diğeri Belediye hamamı. Asri hamam uzun yıllar hizmet verdi ama geçen yıl müteahhite verilerek yıkıldı. Belediye hamamı ise belediye tarafından çoktan yıkılmıştı bile. Güzel klasik, kullanışlı bir hamamdı.

Belediyeye ait yüzlerce arsa satıldı. Şu anda neredeyse belediyeye ait yer kalmadı.

Belediye önüne 1998 yılında saat kulesi yapıldı. Niye yapıldı. Kimse anlamadı. Ortaçağ sembolü olan bir saat kulesinin günümüzde yapılmasının mantığını anlamadık. Trafiği altüst etti. Görüş hacmini daralttı.Ve Nurettin Aras belediye başkanı olunca yıktırdı.

Şehir içi yol ve kaldırımlarından hiç sözetmeyelim. Her belediye başkanı değiştiğinde yolların döşemesi de değiştiriliyor.

Bize ait olan, kültürümüzü devam ettirecek hiçbir bina, anıt, arsa, ark vesaire bırakmayarak yıktık. Sattık. Ondan sonrada bol bol nutuklar atıp milli ve manevi değerlerimize sahip çıkalım demezler mi?

Pöh.

Belediyenin sicili çok bozuk. Geçmişten gelen ve adeta iliklerine kadar işlemiş olan bir görgüsüzlük, önemsememe, çalıp çırpma, yıkma ve güya seçmene şirin gözükme çabaları. Bunları bizim kuşak affetmedi. Tarihte affetmeyecektir.

NOT: Bir sonraki yazıda kayyum belediyesinin çalışmalarını kaleme alacağım.

 

Benzer Haberler

2 Yorum



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir