İşte Cem’e birincilik kazandıran ilk şiiri

11/03/2018

Bambaşka olur sabah sokaklar

Çöpçü vardır sokaklarda

Ve üşüyen ameleler.

Çöpçüler vardır sokaklarda;

Hepsi sıla hasreti çeker.

Türkü söylerler

Bıyık burup, çöp kokan elleriyle

Küfrederler.

Pislik ve ümit kokar sabahleyin sokaklar,

İnsanların yüzlerinde okunur iyilik.

Çöpçülerle ameleler vardır sokaklarda,

Yüreğime dokunur

İstanbul 1956

İkinci şiiri ‘Veda’

Çok ileri bir tarihte

Çok yaşlı olarak

Sessizce ayrılmalıyım

Kimseye pek gözükmeden

Ve kimseyi rahatsız etmeden.

Masamın üzerinde

Dünden kalan işler

Tamamlanmamış yazılar

Okunmayı bekleyen kitaplar

Ve anılar ve umutlar.

Filleri kuyruğundan çekerek

Tepeleri aşırtmaktı görevim

Günler bitti filler tükenmedi

Ben elimden geleni yaptım

Gerisini siz tamamlayın.

Boşa geçmedi hayatım

Daha fazlası olabilirdi ama

‘Buna da şükür’ demeliyim

İşte sevgili dostlar

Ben böyle veda etmeliyim.

New York, 1995

14/05/2017

GÖZLERDE SEYAHAT

06/11/2016

Yeşil hoştur bakışı boştur

Sakın gönlünü verme,vefası yoktur

Maviler berraktır, içleri parlaktır

Gönül verme çünkü çok oynaktır

Çok sevdim elayı unuttum dünyayı

Sonunda buldum belayı

Ah o siyah gözler derindir

Kalpleri metindir

Kapılma çünkü çok haindir

Kahverengi yoktur dengi

En çok onlarda bulursun sevgiyi!

Gözlerinde Seyahat

Çıktım bugün güzellerin gözlerinde seyahate:

Bu yolculuk bilmem nasıl erecekti nihayete?

Mavi gözler… Pek asabi, dalgalı bir deniz gibi;

Yeşil gözler en ziyade mütemayil hıyanete.

Sarışınlar… Yorgun bir yaz semasını andırıyor,

İlk busede başlayacak talihinden şikayete.

Ela gözler… Akşam gibi gölge dolu, hicran dolu,

Bu gözlerde hiç tesadüf etmedim ben saadete.

Gece oldu… En sonunda siyah gözler geldi, durdum;

Bu karanlık yolda artık imkan yoktu seyahate!

Orhan Seyfi Orhon

BÜYÜ

Şeytan dağındaki mağarada

Duydum Büyücü bir kadın yaşarmış

Aşka inanmayan taş kalplileri

Büyüler, kara sevdalı yaparmış

Yüreğimde yenilginin acısı

Yollandım şeytan dağına

Az gittim uz gittim bir akşam üstü derken

vardım büyücünün mağarasına

Dedim ki bir halden bilmeze düştüm,

Al bütün varımı yoğumu

Bir büyü yapta anlasın

sevdanın ne yaman şey olduğunu

İki yürek oydu iki taştan,

Koydu bulanık bir suya

Üç vakit sonra gel diye

Seslendi kör kuyuya

Üç gün, üç ay, üç yıl bekledim

Derken bir akşam üstü çalındı kapım

O kendini beğenmiş deli dolu kız

Ne hale gelmişti Allah’ım

Kara gözlerinde şimdi

Kara gecelerin acısı vardı

Ağladı kapandı ayaklarıma

Sev beni, sev diye yalvardı

Git dedim istemiyorum artık

Biraz da sen öğren ağlamasını

Geceler boyu duy bir yol

Yalnızlığın kahreden acısını

İnanmayın dostların inanmayın

Ne büyü var ortada ne de büyücü

Yıllar kendimi avutmak için

Uydurdum bu yaşanmamış öyküyü

Erdoğan ALKAN

 

Benzer Haberler

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir