25/07/2020

AK PARTİ İL TANITIM TOPLANTISINDAN GÖZÜME TAKILANLAR 

          23/07/2020 Perşembe günü saat 11’de il binasında yönetime seçilen adayların basına ve dolayısıyla halka tanıtımı yapıldı.

          İzlenimlerimi soran sorana.Gazetecilikte en önemli öğe, okuyucunun beklenti ve yönlendirmesidir.Ben de bundan kaçamam.Gecikmeli de olsa izlenimlerimi yazıyorum.

          Siyasi partiler genelde bu tür toplantıları sarkıtırlar. Vaktinde gelmeyip kendilerini “böyyük adam” statüsüne sokarlar akıllarınca. AK Parti İl Başkanı belirtilen saatte tam vaktinde geldi.Bu güzel bir davranış.Çalışma arkadaşlarına olduğu kadar, çağrılı olanlara da değer verip saygı duymanın ve çağdaşlığın gereği.

          Toplantı salonuna gelenlere kolonya ya da dezenfektan verilmedi. Zaten katılanların ezici çoğunluğu da maske filan takmamıştı.

          Evvelki hafta İYİ Partinin, gerek Iğdır ve gerekse Kars kongrelerine katıldıydım. Orada herkes maske takmıştı. Oturuş düzeni ise birer sandalye koltuk atlayaraktı.

          Bu noktada AK Parti kendi bakanlığının ve sağlık teşkilatının önerdiği tedbirlere uymaması bir garabet.Vatandaştan istenileni parti yapmaz ise cemaat ne yapar.

          Cemaat mi dedim. İşte en can alıcı nokta o zaten.Cemaat zihniyeti ağır basıyor. Allah büyüktür,bir şey olmaz…ilkel köylü-bedevi mantığı.

          Basına yer ayrılmış ve ikramlar konulmuştu.

          Ekran’a ise yönetiminin toplu resimleri yansıtılmıştı.Güzel bir teknik uygulama.

          Başkan Ali Kemal Ayaz kısa bir konuşma yaparak toplantının nedenini anlattı ve bir genç sunucu (Harun Akkuş) mikrofona geçti. Önce kendisini tanıttı. Ama ne tanıtma. Damat adayı bile böylesi bir tanıtım yapamaz. Nerede doğdu, nerelerde okudu.Neler yaptı.Kaç çocuğu var filan.

          Hadi sunucudur.Gençtir.Biraz reklamını yapsa bir sakıncası olmaz dedim içimden ama bütün adayları böyle tanıtacağını görünce müdahalede bulunarak: ” -Sadece adların söylenmesi yeterlidir.Bu kadar uzun bir tanıtıma gerek yoktur.Biz ihtiyaç duyarsak bu işleri, pek güzel dosyalayan arşivleyen Özel Kalem Müdürü Memet’ten alırız..! dedim.Başkan Ayaz da hak verdi.Ve kısa hızlı bir tanıtıma geçildi.Yoksa akşama kadar bitmezdi.

          Adayların pek azı geçen yönetimde görev alanlardı. Ahmet Aktaş, Ekrem Demirtekin, Baycan Çalışkan, Berrin Anuk,

          Eski iki belde başkanı Reşat Başkara ve Osman Toka.

          Diğerleri yeni ve çoğunluğu gençlerden oluşmuştu.

          Emekli öğretmen, avukat, mühendis, esnaf, çiftçi, işçi…

          Toplumun her kesimin kucaklayan dengeli bir dağılım.

          Tanıtım bittikten sona basın olarak, başkanın makamına geçildi. Ancak yönetimden iki kişinin bulunması garibime gitti. Bu basınla yapılan bir toplantıdır. Başkanın davetlisiyiz.Onların ekstra bulunmalarına gerek yoktu.Belli ki başkandan habersiz gelmişlerdi.

          Başkan, arkadaşlarının hepsinin altın değerinde pırıl pırıl insanlar olduğunu, listeyi hazırlamakta güçlük çekildiğini ama yaptığı görüşmeler sonucunda bu listenin oluştuğunu, listeye giremeyen arkadaşların hepsinin de bir altın değerinde olduğunu ama herkesi alamayacaklarına göre aralarında zorunlu bir tercih yapmak durumunda kaldıklarını anlattı.

          Güzel,yetkin ve derin bir siyasi yaklaşım.

          Ben,yönetimin çok değerli kimselerden oluştuğunu, içlerinde tecrübelilerinde bulunmasının isabetli olduğunu belirtip:

          -Bir futbol takımı kuruyorsunuz.Dünyanın en iyi forvet oyuncularından 11 kişiyi bir araya getirmek isabetli olmaz.Orta saha,savunma oyuncuları ve kaleci de gerekir.Bu açıdan mesleki dağılım gördüğüm kadarıyla iyi seçilmiş.Bunun sahaya yani seçimlere nasıl yansıyacağını hep birlikte göreceğiz.

          Emekli öğretmen-idareci Ziya Zakir Acar-ki orada bulunması yersiz,ve konuşması daha da hem yersiz hem gereksizdi.Siyasete yeni soyunmasına ve bürokratik alışkanlığına verdim-:

          -Gazeteci arkadaşların, bir konuyu haber yapmazdan önce bize danışıp haber verseler mealli bir istek ve önerisi oldu.Hemen tepki gösterdim. Ben atlatma ve sansasyonel bir haber yakalamışım. Bunu size haber vereceğim. Onay olacağım. Siz de bir açıklama yapacaksınız.Yayınlanmaması konusunda ricacı olacaksınız filan.Böyle ne gazetecilik olur ne de particilik. Biz haberimizi yaparız. Bir açıklamanız varsa sonradan yapar,tekzip edersiniz.Ama siyasi yorum, röportaj, değerlendirme gibi yazılarda elbette ki başkanı ya da yönlendireceği arkadaşın görüşlerine başvururuz.Bunları yaparken de yapıcı olup kırmamaya, objektif, yansız, tarafsız olmak ise bir gazetecinin asgari görev sorumluluğudur.

          Ak Parti’nin yönetimi tanıtım programından edindiğim intiba ve konuşmalar bunlar.Yönetim kendi arasında görev bölümü yapacaktır.İkinci bir değerlendirme de o zaman olacaktır.